Buradasınız
İste Kapına Gelsin, Aman Kârlar Düşmesin
Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi
Pandemi ortaya çıktığından beri biz işçilerin sırtına binen yük her geçen gün artıyor. Biz işçiyiz, yük hayvanı, bir alet ya da makine parçası değiliz. Bizlerin de yaşamları, aileleri ve özlemleri var. Ama öyle bir düzende yaşıyoruz ki, biz işçiler sanki sadece patronlara çalışmak için bu dünyaya gelmişiz gibi muamele görüyoruz. Kendimiz için bir gün olsun zaman ayırıp da dinlenemiyoruz. Hep yorgunuz, hep borçluyuz. Dünyada her çileyi biz çekeriz ama her tehlikenin ve riskin önüne de ilk önce biz işçiler atılır ve feda ediliriz. Tıpkı içinde bulunduğumuz pandemi koşullarında olduğu gibi pek çok örnekle yüz yüzeyiz.
Geçenlerde bir kurye kardeşimiz iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Yemek siparişini yetiştirmeye çalışırken kaybettik onu… Kurye kardeşlerimiz güvencesiz ve riskli bir şekilde çalıştırılıyorlar. Özellikle sokağa çıkma yasaklarıyla iyice yoğunlaşan paket servis hizmetlerinin, online alışverişin bir de görünmeyen bir yanı var. O da artan iş kazaları ve iş cinayetleri. Kaza geçiren bir kuryeye ilk söylenenler “araçta bir hasar var mı?” ya da “araca sen zarar verdin, araç hasar bedelini maaşından keseceğim” şeklinde oluyor. Öncelikle bir kaza sonucunda insan hayatı söz konusu olmaz mı? Bazısının sigortası bile yok ve kaza sonrasında yine kendi cebinden bedel ödemek zorunda kalıyor kuryeler. Üstelik düşük ücretlerle çalıştırıldıklarından dolayı da ek işler yapıp ay sonunu getirmeye çalışıyorlar. Yağmur, çamur demeden her müşterinin istediği siparişi zamanında yetiştirmek öncelikleri. Pandemi döneminde yemek ve alışveriş siparişleri yoğunlaştı. Bu yoğunlukta da hayatını kaybedenlerin sayısı, sadece kayıt altına alınabilenler, 160 kişi. Bu tartışılmaz bir gerçektir ki dünyada en büyük saygıyı, hayatı emeğiyle döndüren tüm işçiler olarak hak ediyoruz. Elindeki işi kaybetmemek için kaza geçirdikten sonra dua ediyor kuryeler: “Allah’ım öldür bizi sakat bırakma” diye. Çünkü geçirdikleri kazalar sonucu sakat kalan arkadaşları bir daha o mesleğe dönemiyorlar ve bakıma muhtaç hale geliyorlar. İşleri şansa kalan bu kardeşlerimizin sigortaları yatsa da asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Özellikle Suriyeli ve göçmen işçiler çok daha ağır şartlarda çalışıyorlar, kendi motosikletlerini kendileri almak zorunda kalıyorlar. Ehliyetsiz çalıştırıldıkları için ceza ödüyorlar. Yani her sektörde olduğu gibi kurye ve taşımacılık işçisi kardeşlerimizin sorunları da aynı. Ben bir petrokimya işçisiyim, fabrikada çalışıyorum. Bizim sektörümüzde iş kazaları tezgâhlarda önlemlerin alınmaması ve bakımı yapılmayan tehlikeli makinelerden oluyor. Patronların sorumsuzluğunun, hükümetin işçi sorunlarına ve yasal haklarına gözünü, kulağını kapatmasının sonucu işçilerin sakat kalması ya da ölmesi oluyor.
Pandemiyi, ekonomik krizi saklamak için kullandıklarını biliyoruz. İnsanlar işsizlikten korkuyor ve iktidarlar biz işçilerin bu durumunu kullanıyorlar. Kendi yarattıkları krizin bedelini ödemekten kaçınmak için bize yüklenmeyi seçiyorlar, ucuzdan da ucuz işçiliği düstur ediniyorlar. İşverenlere verilen tavizlerle, “kim nasıl kâr edecekse etsin, kural falan yok, isteyen istediği gibi işçi sömürebilir” deniyor. Hatta yabancı sermayeye “bizde işçilik sudan ucuz, gelin yatırımlarınızı burada yapın” diyorlar.
Oysa işçinin yasal haklarını yok sayan, iş kazalarına davetiye çıkaran, haksız yere işçiyi işten atan patronlar derhal cezalandırılmalıdır. Az işçiyle çok iş yaptırmanın sonucunda işçilerin çalışma ve yaşam koşulları giderek daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor, iş saatleri düşürülmeli ve ücretler yükseltilmelidir. Bu düzen işçilerin düzeni değil, zaten çürüdü dökülüyor neresinden tutsak elimizde kalıyor. Biz işçilerin artık insanca yaşamasının zamanı geldi de geçiyor bile. Bu düzenin çarklarında daha fazla can yitip gitmeden birleşmeliyiz, örgütlenmeliyiz.
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...