Buradasınız
Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!

Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu ailece dışarı çıkmak gibi sosyal faaliyetler zaten lükstü. Ama bugünlerde bebeği olan mama almakta, hastası olan tedavi masraflarını ödemekte, öğrencisi olan eğitim giderlerini karşılamakta zorlanıyor. Gıda, giyim, ulaşım, sağlık veya eğitim gibi ihtiyaçlarımız pahalandıkça, bu ihtiyaçlarımızdan teker teker vazgeçiyoruz. Borçlanarak veya kalitesiz ürünler tüketerek, idare ederek, sağlığımızdan olarak yaşamaya çalışıyoruz. Biz işçi ve emekçiler için hayat gerçekten de çok pahalı ve her geçen gün daha pahalı hale geliyor!
Peki ya bizim hayatımız, canımız öyle mi? İşte o patronlar için çok ucuz! Sabahın köründe kalkıp işe gidiyor, akşam posamız çıkmış vaziyette evlerimize dönüyoruz. Patronlar alın terimizi, enerjimizi, sağlığımızı, sevdiklerimizle, ailemizle geçirmemiz ya da dinlenmemiz gereken saatlerimizi üç kuruş karşılığında alıyorlar bizden. Bizi üç kuruş ücretle çalıştırdıkları halde maliyet olarak gördükleri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almıyorlar. Madenlerde, inşaatlarda, fabrikalarda bizi canımızı hiçe sayarak çalıştırmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. İş kazası geçirmemiz, meslek hastalığına yakalanmamız umurlarında bile değil. Her ay ortalama 150 işçi kardeşimizin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesi, işçilerin göz göre göre ölümüne sebep olan patronların cezasız bırakılması hayatımızın ne kadar ucuz olduğunu gösteriyor. Öyle ki mesela İliç’te siyanürlü toprak altında kalan işçilerin ailelerine 150 bin lira verileceği açıklandı, acılı aileler baskıyla susturuldu ve “olay” üstü kapatılarak soğumaya bırakıldı.
Demek ki pahalı olan, aslında hayat, işçi ve emekçilerin hayatı değil, metalardır. Ve metaların pahalı olması zenginlik içinde yüzen patronlar sınıfını değil, sadece hayatını devam ettirmek için gereksinim duyduğu temel ihtiyaçlarına ulaşamayan biz işçi ve emekçileri vurur! Nitekim hiçbir patron hayat pahalılığından şikâyet etmiyor, etmez. Onlar kan ter içinde ürettiklerimizi bize pahalıya satıyor, kârlarına kâr katıyor, lüks yaşamlarını sürdürüyorlar. Bizi daha fazla sömürmenin yollarını arıyor, daha da derin bir yoksulluğa, açlığa sürüklüyorlar.
Hatırlayalım siyasi iktidar Türkiye’yi Avrupa’nın Çin’i haline getireceğini söylüyordu. Bugün görüyoruz ki Türkiye patronlar için ucuz işgücü cennetine dönüştü. Vasfı, kıdemi, tecrübesi ne olursa olsun birçok işçinin ücreti asgari ücret seviyesinde kalıyor. Örgütsüz, güvencesiz, sosyal hakların olmadığı bir çalışma, ucuz işçilik değil de nedir? Taşeronlaştırma, geçici işçilik, sendikasız çalışma işçiliğin ucuzlamasının bir diğer adıdır. Çoğu işçi ücret, ikramiye, sosyal haklar ve kıdem alacakları söz konusu olduğunda dahi patronlardan haklarını alamıyor. Sendikalı çalışan işçilerin büyük çoğunluğunun ücretini belirleyen sözleşmeler, sahte TÜİK enflasyonuna göre belirleniyor. Altışar aylık veya birer yıllık arayla belirlenen ücretler daima gerçek enflasyon oranlarının gerisinde kalıyor.
Sermaye sınıfı ve iktidar bu durumu değiştirmek için, yani geçinebileceği bir ücrete ulaşmak, çalışma koşullarını tehlikesiz hale getirmek, canının değerli olduğunu göstermek için mücadele eden, sendikalaşan işçilerin karşısına dikiliyor. Hakkını arayan işçileri türlü yöntemlerle cezalandırıyor. İş mahkemeleri direnişçi işçilere, sendikacılara para cezası, ev hapsi ve tutuklama kararı çıkartıyor. Vali, kaymakamlık, polis, jandarma işçilerin sesini duyuracağı eylemleri yasaklıyor, şiddetle bastırıyor. İktidar yanlısı medya bir kez bile hakkını arayan işçilerin haberini yapmıyor. Sermaye sınıfı işçi sınıfının uyanmasını, hakkını aramasını, değersizlik batağından çıkmasını engellemek için her türlü yol ve yöntemi kullanıyor. Yani işçiye adeta “sen ucuz işçisin, öyle kal” diyor.
Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırılarına karşı çıkmak, hayatımızın değersizleştirilmesine, canımızın ucuz görülmesine, elimizden alınmasına karşı çıkmak demektir. O halde sermayenin ve iktidarın saldırılarına birlikte karşı duralım, bizim için değerli olana mücadelemizle sahip çıkalım.
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...
- Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müesesesine bağlı maden ocağında 14 Ekim 2022 günü meydana gelen patlamada 43 maden işçisi hayatını kaybetmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Amasra katliamının ardından 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada Bartın Ağır...
- 21 Ocakta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangının üzerinden iki ay geçti. İşyerinde, dehşetini hâlâ hissettiğimiz bu facia üzerine konuştuk. Ne var ki bazı arkadaşlarımızın söyledikleri bu faciayı hiç sorgulamadıklarını, üzerine...
- Amerikalı sosyalist yazar Jack London, Londra’nın Doğu Yakasında tanık olduğu toplumsal eşitsizliği ve sınıfsal çelişkileri anlattığı romanına “Uçurum İnsanları” adını verir. 1902 yılında yazdığı kitabında, İngiltere egemenlerinin şaşaalı yaşamının...
- Oryantal Tütün fabrikası, dışarıdan bakıldığında devasa büyüklükte ve her yanı kapalı bir kale görünümünde. Fabrika Torbalı çıkışında Kemalpaşa yolu üzerinde bulunuyor. Arka tarafı neredeyse tamamen zeytinliktir ve yemyeşildir. Yolun karşı tarafıysa...
- İzmir’de tütün fabrikaları bir süredir grevdeler. Bunlardan biri de İzmir Pınarbaşı’nda 1970’lerde kurulan TTL fabrikası… TTL Tütün, 2000’li yıllarda Torbalı’da yeni bir tesise taşındı. Burada yaklaşık 300 işçi tütün üretiminde çalışıyor ve büyük...
- Mücadele etmek, örgütlenmek ve dayanışma içinde olmak! Bu kavramlar biz işçilerden ne kadar uzak olabilir ki? Bir yerde haksızlık varsa o haksızlık dolaylı ya da doğrudan bizi etkiliyor. Aynı durum hak mücadelesi için de geçerli. Bu nedenle bir...
- Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mercan Makina’da sendikal baskılar ve işten atma saldırısına karşı 20 Martta direniş başladı.
- BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in 17 Şubatta tutuklanması ve Antep’teki tekstil işçilerinin hak arama mücadelesine yönelik baskılar, 20 Şubatta İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde çeşitli sendikalar tarafından protesto edildi.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye, tamamen ezmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. Bir süredir “Kent Uzlaşısı” ile kazanılmış CHP’li ilçe belediyelerine operasyonlar düzenleyen, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atarak yerlerine...
- Şubat ayında greve çıkan Tekgıda-İş Sendikasında örgütlü Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün işçileri, İzmir’de aileleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. Üç aydır ücretleri ödenmeyen Doruk Madencilik işçileri, şirketin Ankara’da bulunan...