Buradasınız
Haydi Sesimizi Yükseltelim
Gebze’den bir işçi kadın
Merhabalar. Ben 12 saat vardiyalı çalışan bir işçiyim. Eşim de vardiyalı çalışıyor. Çocuklarımıza vardiyalı olarak bakıyoruz. Olur da vardiyalarımız denk gelirse vardiya değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Eşim ve ben çalışıyor olmamıza rağmen kira, faturalar, iki çocuğumuzun masrafı derken elimizde avucumuzda bir şey kalmıyor, ay sonunu çoğu zaman borçlu kapatıyoruz. Eşim işe giderken çocukları komşumuza bırakıyor. Çünkü ben eve gelene kadar iki saat geçiyor. Sonra ben çocukları alıyorum. 12 saat çalışmanın ardından benim işim bitmiyor, evdeki vardiyamı teslim alıyorum. Sonra çocukların yemeği, bulaşığı, dersleri, uyutması derken bana dinlenmem için kalan süre çoğu zaman sadece 2 ya da 3 saat.
Çocuklar bizim her şeyimizdir onların mutluluğu bizim için en büyük mutluluktur. Örneğin kendime ayakkabı almam gerekiyor, düşünüyorum; önce çocuklarımın eksikleri var mı? Ya hastalanırlarsa! Sonra “idare et” diyorum kendi kendime. En basiti sevdiğin bir yemeği pişirmek istiyorsun eğer çocukların sevmediği bir yemekse vazgeçiyorsun. Çünkü iki çeşit yemek bütçeyi zorlar diye düşünüyorsun. Hayatın boyunca tüm önceliğin çocukların istekleri, ihtiyaçları, mutluluğu oluyor. Peki, yeterince mutlular mı?
Geçen gün oğlum bana soruyor: “Anne biz ne zaman babamı ve seni yan yana göreceğiz?” İçimden “bu sorunun yanıtını ben de bilmiyorum” demek geliyor. Diğer çocuğum “anne, Fatih’in oyuncağından istiyorum” diyor ben de “bir dahaki aya alırız” diyorum. O da bana “kaç kez yatcaz, kalkcaz?” diye soruyor. “30 kez oğlum” diyorum, sonra ağlamalar başlıyor.
Bizim üzerimizden büyüyen saraylarda saltanatlarını sürdürenlere sormak istiyorum, siz hiç arkada ağlayan çocukları bırakıp gece vardiyasına gittiniz mi? Siz hiç çocuğunuzu harçlıksız okula gönderdiniz mi? Siz 12 saat çalışmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Siz ayda 1000 lira ile geçinmek zorunda kaldınız mı? Biliyorum, bu sorulara yanıtınız hayır! Bir sorum daha var! Siz tüm işçilerin birlik olduğunda neler yapacağını biliyor musunuz? Korkarak “evet” dediğinizi duyuyorum.
UİD-DER tüm işçilerin sorunlarını kucaklıyor ve birlik olmaya çağırıyor. Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaşmaya Hayır!
Haydi, hayatın çoğu zorluklarını yaşayan kadınlarımız, bu kampanya ile sesimizi yükseltelim ve birlikte mücadele edelim.
Analar
İş Aynı, Ücret ve Yaşam Koşulları Farklı
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...