Buradasınız
Helen Uğruna mı Yakılıp Yıkıldı Troya? Yoksa…
Antik ismi Hellespontos! Yani Helle’nin Denizi… Asya’yı Avrupa’ya bağlayan, püfür püfür esen rüzgârlı tepelerinde yeşil çam ağaçları ve zeytinliklerle bezeli Çanakkale Boğazı’dır Hellespontos. Nice efsane anlatılır bu boğaza dair. İnsanlar antik çağlardan beri boğazın bir kıyısından ötekine geçip durmuşlar. Binlerce yıl öncesinden başlamış göçler, savaşlar… Büyük donanmalar, ordular kurulmuş iki kıtanın kapısını açan kilidi ele geçirmek için. İşte bu kilit nokta, antik Troya kentidir. Homeros’un koca İlyada Destanı, Troya’nın destanıdır. Bundan 3500 yıl önce, Yunanistan’dan gelen Akhalar Troya’nın kapısına dayanır. Rivayet odur ki Troyalılar, Akha Kralı Menelaos’un güzeller güzeli karısı Helen’i kaçırmıştır! Mykene Kralı Agamemnon, kardeşinin öcünü almak ister, başkomutanlığında tüm Akha krallıklarının güçlerini birleştirerek bir ordu toplar. Helen, savaşın nedeni olarak gösterilir...
Egemenler her zaman savaşların sebebini kişiler ve kişilerin hırsları üzerinden açıklarlar. Ta antik dönemden beri gerçekler hep saklanır, insanların bilinçleri yalanlarla çarpıtılır. Troya, yıllarca süren savaşla yakılıp yıkıldı. Neden? Akhalar sırf Helen için mi yıllarca savaştılar? İnsan “ne Helen’miş yahu” demekten kendini alamıyor ama o sadece bir bahaneydi, amaç Troya’nın zenginliğini yağmalamaktı. Troya boğazın kilit noktasında kurulan zengin bir devletti. Arkasında bolluk, uygarlık kaynağı olan Anadolu vardı. Tunç ve demir madenleri iştah kabartıyordu. Antik Yunanları Anadolu’ya çeken de tarihin ilerleyişinde büyük önemi olan, çağlara isimlerini veren bu madenlerdir; tunçtur, demirdir, diğer zenginliklerdir.
Daha yakın zamanlara gelelim. Mesela Birinci Dünya Savaşı… Bir Sırp milliyetçisi Avusturya-Macaristan arşidükünü öldürdüğü için mi savaş başladı? 4 yıl süren, 18 milyon insanın canını alan bu savaşın nedeni bir prensin öldürülmesi olabilir mi? Okul kitaplarında böyle yazıyor. Oysa Troya savaşının nedeni Helen olmadığı gibi, bu savaşın nedeni de prens değildi. İngiltere, Fransa, Almanya gibi büyük güçler dünyayı yeniden paylaşmak, pazar ve yatırım alanlarına el koymak istiyorlardı. Emperyalist güçler arasında biriken çelişki ve gerilim sonunda patladığında, bu savaşın suçu bir Sırp milliyetçisine yıkıldı.
Egemenlerin çıkarları temelinde yazılan resmi tarihe bakarsak İkinci Dünya Savaşını “çılgın, manyak” Hitler çıkarmıştır! Sırf kendi hırsı ve tutkusu yüzünden! Bir çılgının dünyayı ateşe verdiğine inanmamızı istiyorlar! Bir bakalım öyle mi? 1929’da kapitalizm büyük bir krizle sarsılmış, on milyonlarca işçi işsiz kalmış, Almanya gibi ülkelerde enflasyon roket hızıyla fırlamış, toplumda hoşnutsuzluk doruğa ulaşmıştı. İşte bu ortamda Hitler, umutsuzluğa kapılan insanları arkasına takmayı başardı. Alman sermaye sınıfı Hitler’i hararetle destekliyordu. Çünkü Almanya Birinci Dünya Savaşında istediğini alamamıştı. Alman egemenler, dünya pazarlarını ele geçirmek, üstünlük kurmak için Hitler öncülüğünde 70 milyon insanın canına mal olan savaşı ateşlemiş oldular.
Egemenler, toplumu kendi planlarına ikna etmek için sürekli yalan söyler ve hatta komplo kurarlar. Bir düşünelim: ABD’li egemenler, savaşı toplumda meşrulaştırmak için ne olduğu ve nereden geleceği belli olmayan “uluslararası terörizm!” düşmanını icat etmediler mi? Televizyon kanalları sabah akşam demeden, Bin Ladin diye bir adamı halkın gözüne soktular, beynine kazıdılar! Daha sonra “kimyasal silahlarla dünyayı tehdit eden Saddam”ı Ladin’in yanına eklediler. Böylece Amerikan halkının tehlikede olduğuna dair toplumda bir algı yarattılar. Emekçilerin zihnini felç eden ABD’li egemenler, bugün tam bir cehenneme dönmüş olan Ortadoğu’daki savaşı başlattılar. Üstelik Afganistan ve Irak’a barış ve demokrasi götüreceğiz diyerek bu emperyalist savaşı masum göstermeye çalıştılar.
Troya’dan günümüze bilim ve teknoloji çok gelişti. Bu sayede günümüzün egemenleri halkın bilincini daha kolay esir alabiliyorlar. Ama sonuçta yaptıkları şey aynı: Yalanlarla, komplolarla örgütsüz insanları yanıltıp arkalarına takıyorlar. İnsanları ölmeye ve öldürmeye gönderiyorlar. Salgın diyerek, işten atılan on milyonlarca insanın suskun kalmasını, eve kapanmasını sağlıyorlar. Bu bakış açısıyla, egemenlerin koronavirüsü neden bir korkutma aracına dönüştürdüğünü sorgulayalım. Basit bir soruyla bitirelim: Çıkarları için çağlar boyu yalan söylemiş, insanları aldatmış egemenlerin bugünkü temsilcilerine inanmalı mıyız?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
Son Eklenenler
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.
- Birleşik Metal-İş Sendikası, Çalışma ve Toplum Dergisi değerlendirme toplantılarının yedincisini “Toplu İş Sözleşmesi Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları” başlığıyla 21 Aralıkta gerçekleştirdi. İstanbul Barosu konferans salonunda düzenlenen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Selçuk İzmir’in güney tarafında son ilçesidir. Daha Selçuk merkeze vardığımızda, gördüğümüz tarihi kalıntılardan pek çok medeniyete beşiklik ve ev sahipliği ettiğini anlarız. Selçuk merkezden sol tarafa gittiğimizde masmavi...
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...