Buradasınız
Herkese Gerçek İhtiyaçlarını Karşılayabileceği Ücret!
Küçükçekmece’den bir sağlık işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Ekonomik krizin etkilerini en ağır biçimiyle yaşadığımız malumunuz. Tablo gittikçe kötüleşiyor. Haklarımıza dönük saldırıların dozunu arttıran egemenler bir kez daha krizden çıkışın faturasını işçi sınıfına kesiyorlar. İlk olarak koronavirüs salgını bahanesiyle olağanüstü bir zemin oluşturarak saldırılara giriştiler. Sonra salgın tehdidinin devam ettiği, “birinci dalganın pikini”, “ikinci dalgayı” yaşadığımız söylemleriyle tehlikenin sürdüğünü dillendirerek atılan ve atılacak olan adımları meşrulaştırmaya giriştiler. Böylece yaşanan krizi fırsata çevirmek, koronavirüs önlemleri adı altında bir dizi saldırı paketini daha uygulamaya geçirmek istiyorlar. Aynı zamanda koronavirüs salgını çöken sağlık sisteminin de üzerini örtmede kullanılıyor. Kaosa sürüklenen sağlık sistemini on yıllardır Sağlıkta Dönüşüm Programlarının sonucu olarak okumak gerekir. Nitekim gelinen noktada halkın sağlığa ulaşamamasından tutun da sağlık emekçilerinin çalışma koşullarına, aldığı maaşa kadar yaşanan gerilemelerin nedeni sağlık hizmetlerinin sermayenin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmesidir.
Yaşanan her ekonomik krizde olduğu gibi egemenler kamu hizmetlerine ayrılan kaynakları, bütçeyi kısmak istiyorlar. Kemer sıkma programları gibi uygulamalarla ilk olarak kamu hizmetleri alanına müdahale ederek çeşitli kısıtlamalara girişiyorlar. Kamu çalışanlarının ücretlerinin düşürülmesi, sosyal haklarının budanması, esnek çalışma modellerinin uygulanması, personel azaltma, hizmet için gerekli altyapı ve teçhizatı sağlamama bunlardan birkaçı. Şimdilerde fiilen yaşadıklarımız bunlar olmasına rağmen bu saldırılara “koronavirüs önlemleri” deniyor, hedef şaşırtılıyor. Daha şimdiden norm fazlası denilerek kurumlar arasında personel kaydırma girişimleri, THY’de ücretlerin yüzde 30-35 hatta yüzde 50 civarında kesilmesi, öğretmen maaşlarının en büyük maliyet olduğunun dillendirilmesi ve çeşitli hastanelerde aylardır ödenmeyen ek ödemelerin kısılması hayata geçti. Sağlık çalışanları bir taraftan salgınla mücadelede, cephe hattında savaşan asker benzetmesiyle alkışlatılıyor bir taraftan da ağırlaşan çalışma koşullarının düzeltilmesi için hiçbir önlem alınmıyor. Tam tersine çalışma koşulları daha da ağırlaştırılıyor. Bir taraftan içinde oldukları zor koşullar sağlık emekçilerini ruhsal olarak yıpratırken bir taraftan ücret kesintileriyle yaşam koşulları da geriye gidiyor. Aylardır üniversite hastanelerinde ve şehir hastanelerinde sağlık emekçileri ek ödeme alamıyor. Çalışma koşulları gittikçe ağırlaşmasına, iş yükü artmasına, işsiz olan on binlerce sağlık işçisi olmasına rağmen gerekli adımlar atılmıyor. Biz sağlık çalışanlarına ek ödemelerin tavandan ödeneceği ilan ediliyor ama işin aslı çok sınırlı sayıda, üstelik sadece belli birimlerdeki belli meslek guruplarına veriliyor. Oysa sağlık işi bir ekip işidir kadro pozisyonu fark etmeksizin, doktoru hemşiresi, güvenlik görevlisi, sekreteri, temizlik personeli ile bir bütündür, ayrım yapılmadan herkese gerçek ihtiyaçlarını karşılayabileceği ve geçinebileceği bir ücret verilmesini istiyoruz.
Patronlar sınıfına gelince vergi indirimleri, işsizlik fonundan SGK prim desteği, düşük faizli kredi desteği gibi kıyaklar var. Fakat sıra işçi sınıfına gelince, hem de toplum sağlığı gibi önemli bir meselede, bırakalım kaynak arttırmayı mevcut kaynaklardan bile kısmaya çalışıyorlar. Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporuna göre şehir hastanelerinde genel bütçeden karşılanması gereken elektrik, doğalgaz ve su harcamalarının sağlık çalışanlarına ait döner sermayeden aktarıldığı ortaya çıktı. Bu da yine gösteriyor ki patronlar kendi sınıf çıkarlarını öne alarak kârlarını sürekli arttırmak, sermayelerini büyütmek derdindeler. Oysa işçiler olarak son 7 yılda gelirlerimiz eridikçe eridi. Yoksulluk derinleşti, yaşamımız giderek katlanılmaz boyutlara vardı. Bu sürede kamuda çalışan sağlık emekçileri olarak bizler de adım adım yoksulluk sınırlarının altına itildik. Birçoğumuz fazla mesai ile geçinebiliyoruz ancak.
Bir yandan insanüstü bir çalışma temposuyla birkaç kişinin yapacağı işi tek başına yapıyor oluşumuz, bir yandan dışarıda onca işsiz sağlık işçisi, bir yandan geçinebilmek için fazla mesaiye kalmak isteyişimiz, bir yandan da ücretlerimizin enflasyon karşısında eridiği gerçeği! Üstelik şu an maaşlarımızı üç kalem adı altında alıyor oluşumuz ve emeklilik maaşımızı yalnızca bir kalem üzerinden alacağımız gerçeği de gösteriyor ki ne bugünümüz ne de geleceğimiz güvence altında. Önümüze serilen bunca gerçeklikle beraber asıl gerçeği hatırlamanın tam zamanı! Gelin tarihimizi geçmişte olduğu gibi yeniden yazmaya koyulalım!
“150 Bin Lira Tazminat Kazandı”
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...