Buradasınız
“150 Bin Lira Tazminat Kazandı”
İzmir’den emekli bir işçi
“Evde kal” derler, ama kalamayız. İşçi işine gitmezse aç kalır, hasta olan hastaneye gitmezse ayağına ne doktor gelir ne yurtdışına uçup tedavisini yaptırabilir. Hastanedeyim. O sürekli tekrar ettikleri “maske, mesafe, hijyen” üçlüsünden maske herkesin ağzında-burnunda mevcut. Çoğunluğun kulaklarını öne doğru bükerek kepçekulak lakabına uygun hale getirmiş. Hastane o kadar kalabalık ki, “hastanelerde kuyruklar bitti” palavralarına, “peki bu kuyruklar neyin kuyruğu?” dedirtiyor. Bizim kuyrukta çoğunluk “insan ömrü uzadı” denmesine neden olan gruptan, ama yaşı 60’ı geçenler 90 yaşında gibi görünüyorlar. Belleri bükülmüş, gözleri küçülmüş çoğunun. Kuyruktaki sıra kaynamasın diye nöbetleşerek oturuluyor. Bu yaşlı grubun içinde tek bir orta yaşlı vardı. Elinde koltuk değneği muayene odasının kapısının dibinde oturuyordu. Haline bakınca kesin iş kazası geçirmiş bir işçi diye düşündüm. Tanışıp, az biraz konuştuktan sonra iş kazası geçirdiği konusunda yanılmadığımı anladım. Mobilya işçisi olduğunu söyledi, iş kazası geçirdiğini, o anları tekrardan yaşıyormuş gibi anlatmaya başladı.
“Adım Tamer, 42 yaşındayım. Mobilya işçisiyim. Bir çocuğum var. Eşim de çalışıyor. 8 ay önce mobilya montajı için gittiğimiz binada yukarıdan bir buçuk tonluk çam üstüme düştü. Belim kırıldı. Sağ kolum gördüğün gibi omuzdan dirseğe kadar platinlerle dolu. Kaburgalarım ciğerime batmış. Ciğerlerim su topluyor. Ayda bir ciğerlerimde biriken suyu alıyorlar. Önceki hayatım yok artık. Önceden beş dakikada yürüdüğüm yolu bir saatte yürüyebiliyorum. İş kazası tutanağı tutuldu. Aylardır hastanelerdeyim. Beni bu hale getiren patronlar ‘dava filan açma, biz sana bakacağız, para vereceğiz’ deyip duruyorlar. Söz var ama ortada bir şey yok. Niyetlerinin beni kandırmak olduğunu notere çağırdıklarında anladım. Bana ‘şuraya bir imza at. 50 bin lira şimdi vereceğiz’ demişlerdi. Notere avukatımla birlikte gittik. Beş sayfalık bir evrak hazırlamışlar. ‘Avukata gerek yoktu. Biz aramızda hallederdik’ dediler. Avukatım beş sayfalık evrakı okudu. ‘Bu evrakı imzalarsan, aldığın paranın dışında beş kuruş bile alamazsın. Karar senin. İster imzala ister imzalama’ dedi. Evrakı imzalamadım. Avukatım olmadan gitseydim bana imzayı attırdıktan sonra yüzüme bile bakmayacaklardı. Şimdi engelli raporu için uğraşıyorum. Bu rapor çıktıktan sonra işyerini mahkemeye vereceğim.”
İşçi Dayanışması’nda yayınlanan iş cinayetleri (Ekim 2020’de 207 işçinin çalışırken hayattan kopartıldığını gösteren) tablosunu gösterdim. Kendisi, bir buçuk tonluk cam üzerine düşmüş, ölümden dönmüş olmasına rağmen 207 sayısı ilk başta abartılı gelmiş olacak ki dikkatlice baktı. “207 işçi ha?” dedi gene de. Sonra mobilya işçisi bir arkadaşının geçirdiği iş kazasını ve başına gelenleri anlatmaya başladı.
“Arkadaş makinede çalışırken parmağının birini ikinci boğuma kadar ikiye bölmüş makine. Sonra da kesip atmış. Kopan parmağı talaşların içinde bulmuşlar. Parmağı yerine dikilmiş. Ama parmakta hiç his yokmuş. Arkadaş işyerini mahkemeye vermiş. İşyerinin avukatları varmış. Ama arkadaş avukat tutamamış. Devlet arkadaşa avukat tayin etmiş. Dava tam üç sene sürmüş. Üç senenin sonunda arkadaş davayı kazanmış. Hâkim sonucu açıklarken ‘150 bin lira tazminat kazandın. Devlet sana avukat tayin etti. Bu üç senede devletin gereken her şeyi yaptı. Çok masraf etti. Bu senin kazandığın 150 bin lira, senin değil, devletin. Sen tazminat almak istiyorsan yeniden dava açman gerekir’ demiş. İşin kötü yanı şirket batmış. Son kalanları da zaten devlet almış. Yani şimdi arkadaş dava açmak istese bile ortada ne şirket var ne patron. Halimize baksana abi. Benim halimden gördüğün gibi. Ne olacak, nasıl bir hayat sürebileceğim belli değil” diye yüzü gerilerek güldü.
İki mobilya işçisinin yaşadığını aslında bütün işçi sınıfına yaşatıyor patronlar. İşçi sınıfının tüm sorunları gibi, bunlar da örgütsüz olmasından ileri geliyor. Sermaye sınıfı işçileri iliklerine kadar sömürüyor, canını alıyor, sakat bırakıyor, alacağı tazminata bile el koyuyor. İşçi sınıfının tek çıkar yolu örgütlenmek ve baş kaldırmaktır.
Yemeğimize de Göz Diktiler
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilerin yoksulluğa, kamu hizmetleri yerine savaşa devasa bütçeler ayrılmasına, emperyalist savaşa karşı öfkesi ve mücadelesi büyüyor. Meydanlara çıkan işçiler sınıf dayanışmasını büyütüyor, hayatı cehenneme...
- Geçtiğimiz ay 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı başlatılan mücadele sürüyor. Başta aile hekimleri olmak üzere sağlık çalışanları “eziyet yönetmeliği”ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 30 Kasımda Ankara Tandoğan Meydanında “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz” şiarıyla miting düzenledi. Mitinge Türkiye’nin onlarca kentinden KESK’e bağlı sendikalara üye emekçiler...
- Lübnan Ulusal İşçi ve Çalışan Sendikaları Federasyonu (FENASOL), İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının yoğunlaşmasının ardından uluslararası dayanışma çağrısı yükseltmişti. UİD-DER, FENASOL’un dayanışma çağrısının ardından Lübnanlı emekçilerin...
- Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini aralıksız sürdüren İngiltere işçi sınıfı emperyalist savaş karşıtı mücadelesine devam ediyor. 28 Kasım gününü “Filistin için İşyeri Eylem Günü” ilan eden işçi, emekçi ve öğrenciler ülke çapında kitlesel...
- 30 Kasımda KESK tarafından Ankara’da düzenlenecek miting öncesi 2021 Tüm Emekliler Sendikası çeşitli kentlerde “Emekliler Ankara’ya Yürüyor” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirdi. Tekirdağ’da Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleştirilen...
- Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı yeraltında ve yer üstünde eylemler yapan Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası üyesi işçiler, Enerji Bakanlığıyla yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamaması...
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...