Buradasınız
İktidarın Algı Oyunları

Doğada ve toplumda bir şeye bakar, duyar, hisseder ve onu algılarız; ne olduğunu tanımlar, yorumlar ve idrak ederiz. Yani algılamak, gördüğümüz şeyin ne olduğunu bilince çıkartmaktır. Peki, ya algıladığımız şey gerçek değilse, ya algılarımızla oynuyorlarsa? Bu soruyu akılda tutarak devam edelim:
Yıl 2013. AKP iktidarı 10. Kalkınma Planını açıklıyor. İddia büyük, hedefler müthiş! 2023 yılında Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hâsılası (GSYH) 2 trilyon dolara, kişi başına düşen gelir 25 bin dolara çıkacak! Türkiye dünyanın 10. büyük ekonomisi olacak! Emekçilere, “Türkiye büyük güç olduğunda yoksulluk bitecek ve herkes zengin olacak, sevinin” diyorlar! Söylemeden geçmeyelim; kişi başına düşen gelir, GSYH’nin ülke nüfusuna bölünmesiyle hesaplanıyor. Sanki işçisiyle patronuyla tüm kesimler zenginliği eşit oranda paylaşıyormuş gibi, kişi başına düşen gelir hesabı yapmak aslında aldatmacadır. Zaten açıklanan rakamlarla gerçek gelirimizi karşılaştırmak bunu anlamak için yeterlidir. Ama yine de ekonomik gidişatı anlamak için bu veriler bize fikir verir.
“Ya algılarımızla oynuyorlarsa?” sorusu aklımızda değil mi? Öyleyse devam edelim ve 2019 yılına bakalım. 2019’da GSYH 749 milyar dolar, kişi başına düşen gelir ise 9,093 dolar oldu. Oysa 2013 yılında bile kişi başına düşen gelir 12,480 dolardı. Türkiye ekonomisini uçuracağını söyleyen iktidar 6 yıl içinde milyonlarca emekçiyi yoksullaştırdı, ama ne gam! İktidar, geçmiş hedefleri hiç zikretmeden, Yeni Ekonomi Programı adıyla bu sefer 11. Kalkınma Planını açıkladı: 2023 hedefleri yarıya inmişti. GSYH 1 trilyon dolar, kişi başına düşen gelir ise 12,484 dolar olacaktı. Fakat sanki bu hedefler daha önce açıklananın yarısı değilmiş gibi, sanki ilk kez açıklanıyormuş gibi, sanki büyük bir hedef söz konusuymuş gibi yandaş medya propagandaya girişti. Elbette yoksullaşmadan söz etmediler, “ne oldu 2013’te konan o büyük hedeflere?” diye sormadılar, sormuyorlar.
Gelelim bu yılın Eylül ayına… Damat Bakan yine yeni bir ekonomi programı açıkladı. Yeniliği neymiş derseniz, bu programda 2023 hedefleri yok. Onun yerine 2022 hedefleri verilmiş. Programa göre 2022’de GSYH 900 milyar dolar, kişi başına düşen gelir ise 10 bin 500 dolar olacakmış. İktidarın bizi “yeni” diye diye nereden nereye getirdiğine bakalım: 2010 yılında kişi başına düşen gelir 10 bin 560 dolardı. Demek ki, AKP iktidarı 2022 yılında bizi 12 yıl geriye götürme sözü veriyor! Üstelik bu hedefe ulaşmak için bile gelecek iki yıl boyunca ekonominin art arda yüzde 5 büyümesi gerekiyor. Sizce büyür mü?
TÜİK verilerine göre bu yılın birinci yarısında GSYH, geçen yıla göre yüzde 9,9 azaldı, kişi başına düşen gelir ise 8 bin dolar düzeyine düştü. Yani ekonomi küçüldü. Ama bu küçülme zenginleri değil, asıl olarak emekçileri etkiledi. AKP iktidarı, şirketlerin vergi borçlarını silerek, indirimler yaparak, prim desteği vb. teşviklerle, peşkeş çektiği ihalelerle sermayeyi büyütürken ekonomideki küçülmenin bedelini milyonlarca emekçiye ödetti, ödetiyor. TÜİK’in enflasyon ve işsizlik rakamlarında “yarattığı mucizeler” bir yana, gerçek enflasyon da, işsizlik de yüzde 30’lara dayanmış durumda. Dolar 8 lirayı zorluyor, milyonlarca emekçi hayat pahalılığıyla, geçim sıkıntısıyla boğuşuyor.
Gerçekleri sergiledikten sonra, şimdi yukarıda sorduğumuz soruya dönelim; siyasi iktidarın nasıl bir hikâye anlattığına bakalım. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri: “Türkiye ekonomisi adeta bir uçuşun içerisinde. Gözü olup görmeyenler hâlâ bu gerçekleri yanlış anlatsalar da bizim yükselişimiz sürüyor.” Damat ne diyor peki? “Temmuz verilerine maşallah. Ekonomimiz adım adım yeniden yükseliyor.” Dolardaki yükselişi soran gazetecilere ise şöyle cevap veriyor: “Kur benim için hiç önemli değil, oraya bakmıyorum.” Keza “dolarla mı maaş alıyorsunuz?” sözleri de herkesin aklındadır. Son 7 yıldaki gerileme ortadayken ekonominin uçtuğunu söyleyenlerin ve istatistiklerle oynayarak gerçekleri gizleyenlerin yaptığı işe ne ad verilir? Ekonomideki çöküşü sorgulayanları ve eleştirenleri vatan haini ilan etmek, söylenen yalanları inandırıcı kılmak için medyayı seferber etmek toplumun algılarıyla oynamak değil midir?
Ancak can yakan gerçekler karşısında süslü sözler, iddialı laflar giderek etkisini yitiriyor. Bu nedenle siyasi iktidar, bir yandan baskı ve tehditlerini arttırıyor, işçilerin hak aramasının önüne geçiyor. Diğer yandan dışarıda gerilimleri yükselterek ve üst üste doğalgaz müjdeleri vererek ilgiyi başka yerlere kaydırmaya çalışıyor. Yani yine toplumda algı yaratmak ve insanları yönetmek istiyor. Peki, nereye kadar?
Cargill Direnişçilerine Mektup
Paran Yoksa Verelim Patron
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
Son Eklenenler
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...