Buradasınız
İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
Ankara’dan genç bir metal işçisi
Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür derler. Yani insan hafızası unutkanlık ile sakatlanmıştır. Tek tek bireyler kadar toplumların hafızaları için de geçerlidir bu... İnsanlar unutkanlığı azaltmak için tarihte birçok yol ve yönteme başvurmuşlardır. Yazının bulunması tarihi belleğin oluşmasına en büyük katkıydı kuşkusuz. Söz uçar yazı kalır atasözünde özlü bir şekilde anlatıldığı gibi, yazıyla birlikte insanlar gelecek nesillere birçok deneyimi sağlıklı bir şekilde aktarma fırsatı elde etti. Elbette egemen sınıflar her şeyi olduğu gibi tarih yazımını da kendi çıkarları doğrultusunda çarpıtarak aktardılar ama tümüyle başarılı olamadılar.
İşçi sınıfı için unutkanlığın ne gibi felaketlere yol açtığını tarihten biliyoruz. İşçi sınıfının örgütsüz olduğunda tarih bilincini yeşertemediğini ve egemenlerin tuzaklarına kolay bir şekilde kanabildiğini gördük, görüyoruz. İşçiler yoksulluğun, açlığın, emperyalist savaşların kapitalizmin doğasından kaynaklandığını öğrenmesinler diye egemenler her türlü yola başvuruyorlar. Kapitalistler emekçileri birinci ve ikinci dünya savaşlarında birbirine kırdırarak, milyonlarca insanın ölmesine, nice trajedilerin yaşanmasına sebep oldular. İşçi sınıfının örgütlü kesimleri tarafından bu gerçek defalarca anlatılsa da egemenler örgütsüz işçilerin düşünce dünyasında istedikleri gibi at koşturabiliyorlar.
Türkiye’de işçi sınıfının mücadeleci bir geçmişi var. 1960 ve 70’li yıllar işçi sınıfının örgütlü olarak hareket ettiği yıllardı. İşçiler kötü çalışma koşullarına, işsizliğe ve hayat pahalılığına, sendikasızlaştırmaya, siyasal haklarının gasp edilmesine karşı mücadele etmeyi öğrendiler. Birliklerine ve güçlerine güvendiler. Dayanışmanın varlığının ve yokluğunun doğurduğu sonuçları yaşayarak gördüler. Fabrikalarda grevler, direnişler, işgaller art arda geliyordu. Patronlar işçi sınıfının birliğini bozmak için nice oyunlar tezgâhladılar. 12 Eylül askeri faşist darbesiyle ise işçi sınıfının örgütlü güçleri dağıtıldı. Saldırı sadece o günle sınırlı olmadı. Darbenin şefi Kenan Evren, “Öyle bir nesil yaratacağız ki kim olduklarını hatırlamayacaklar” demişti. Gerçekten de işçi sınıfının hafızasını silecek, geçmişle bağını koparacak çok yönlü bir saldırı başlattılar. İşçi sınıfının siyasal ve sendikal örgütleri kapatıldı. Geçmiş ile olan bağları kopartıldı. Topluma bireycilik ve bencillik pompalandı.
Ama işçi sınıfının örgütlülüğünü tamamen yok edemediler, edemezler de. UİD-DER’i var edenler, bu günlere getirenler, geçmişteki mücadele deneyimleri ile yeni işçi kuşakları arasında köprüler kuruyor, bağlarını güçlendiriyorlar. Biz genç işçilere bunun için yol gösteriyorlar. İşyerlerinde, işçilerin ellerinde bir sarmaşık gibi yayılmaya başlayan İşçi Dayanışması gazetemiz tarih ve sınıf bilincimizi yeniden ve yeniden tazeliyor. Gazetemiz sayesinde hafızamızı zinde tutuyoruz. İşçi sınıfının örgütlülüğünü büyütme çabamızda ve bilincimizin şekillenmesinde en iyi dostumuzdur gazetemiz. Taleplerimizi, duygularımızı, umutlarımızı ortaklaştırır, hafızamızı tazeler ve güçlendirir. Biz genç işçiler UİD-DER ve İşçi Dayanışması gazetemizden geçmişimizi öğreniyor, geleceğimizi örmeye devam ediyoruz.
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
- İşçi Dayanışması Biz Gençlere Işık Tutuyor
- Elimizde Bir Fenerdir Dayanışma!
- UİD-DER’in Mutfağında Mücadele Pişiyor
- İşçi Dayanışması Dilsiz Bırakılan İşçilere Dil Oluyor
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...