Buradasınız
İşçi de Petrol Gibi Kaynak mı?

İşçilerin fabrikalarda, işyerlerinde en çok muhatap oldukları bölümlerden biri İnsan Kaynakları bölümüdür. Bu bölüm şirket için işçi taraması yapar ve başvurular arasından “kriterlere en uygun” olanı işe alır. İşe alınırken, bölüm değişikliği ve çeşitli sorunlar söz konusu olduğunda ve işten çıkarılırken muhatabımız İnsan Kaynaklarıdır. Bu nedenle kısaca İK denilen bu bölümden çağrılan işçiler genellikle bir sorun olduğunu düşünürler. Bu bölümün ne işe yaradığını, işçiler pratikte yaşayarak görürler. Ancak işçiler bu bölüme neden İnsan Kaynakları dendiği üzerinde pek durmazlar. Oysa ince eleyip sık dokuyarak en “uygun” işçileri seçen, o işçileri baskı altında tutma yolları konusunda uzmanlaşan, işçileri işten atan bu bölüme “insan kaynakları” denmesi bile bir aldatmacadır.
Ne demektir kaynak? Kaynak, bir şeyin çıktığı yer demektir. Örneğin enerji elde etmek ya da hammadde olarak kullanmak üzere doğada bulunan maddelerin çıktığı yerler “enerji ve hammadde kaynakları” olarak adlandırılır. Kapitalist sistemde üretim kâr etmek için yapılır, hammadde kaynakları da bu temelde kullanılır. Petrol kaynağı, kömür kaynağı dendiğinde kafamızda somut bir şey canlanır. Peki, insan petrol ya da kömür gibi bir meta mıdır ki kaynağı olsun?
Kapitalist sistemde bu sorunun yanıtı evettir. İnsan, daha doğrusu işçi, patronlar sınıfı için çok önemli bir metanın “emek gücünün” kaynağıdır. Ve İnsan Kaynakları bu emek gücünün patronlar için en verimli, en ucuz olanını arayıp bulmakla görevlidir. Emek gücü patronlar için çok önemlidir çünkü patronlar sınıfının elde ettiği kârın kaynağıdır. Emek gücü harekete geçmezse petrol çıkmaz, uçak uçmaz, fabrikalar işlemez… O zaman patronlar sınıfının kârı ve sermayesi de büyümez.
İşçiler bu düzende emek güçlerini belli bir ücret karşılığında patronlara satarlar. Değişik sektörlerde çalışan işçiler, doğada bulunan kaynaklardan üretim için gerekli olan hammaddeyi çıkarırlar. Çıkardıkları hammaddeyi kullanılabilecek hale getirmek için işlerler. Bir yerden bir yere taşırlar. İşledikleri hammaddeyi, makineleri ve gerekli diğer araçları kullanarak yeni mallara/metalara dönüştürürler. Ancak çalıştıkları saatler boyunca ürettikleri değerin çok ama çok küçük bir kısmı kendilerine ödenir. Ortaya çıkan artı-değere patronlar sınıfı karşılıksız el koyar. Böylece sermayelerini büyütür, servetlerine servet katarlar.
Yani patronlar için kömür, petrol ne ise işçi de, işçinin emek gücü de odur. Ancak bir mal/meta olarak emek gücü ile diğer metalar arasında çok önemli bir fark vardır. Birincisi tüm diğer metalar emek gücünün ürünüdür. Dolayısıyla kârın kaynağı da işçinin emek gücüdür. İkincisi emek gücünün sahibi olan işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanabilme yeteneği vardır. Yani işçi sınıfı şalteri indirip üretimi durdurabilir. Ve üretimin durması demek bir anlamda toplumsal yaşamın durması demektir. Patronlar sınıfının en büyük korkusu da işçinin bu gücüdür zaten.
Son zamanlarda başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinde haklarına yönelik saldırılar karşısında işçi sınıfının bu gücünü kullandığına tanık oluyoruz. Fransa’da emeklilik yaşının yükseltilmek istenmesine karşı greve çıkan işçiler tam haftalar boyunca hayatı durdurdular. Özellikle ulaşım, eğitim ve sağlık alanında etkisini gösteren greve kararlı bir şekilde devam eden işçiler sonunda Fransa hükümetine yasayı geri çektirmeyi başardılar. Finlandiya’da ise binlerce posta işçisi ücretlerinin düşürülmek istenmesine karşı greve çıkmış ve kazanmıştı. Hemen ardından on binlerce sanayi işçisi toplu sözleşme sürecinin tıkanması üzerine greve çıktı ve farklı sektörlerdeki işçilerin de üretimi durdurarak dayanışma grevi yapmasıyla grev zaferle sonuçlandı.
İşçi sınıfının geçmişi ve bugünü gösteriyor ki, işçi sınıfı üretimden gelen gücünü kullanarak onu örgütlü bir şekilde harekete geçirebilirse sadece haklarını korumakla kalmaz, yeni haklar elde edebilir, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirebilir. Daha da önemlisi kapitalist sömürü düzenini alaşağı ederek sınıfsız, sömürüsüz yeni bir dünyanın temellerini atabilir.
Metal İşçileriyle Dayanışma Eylemi
“Vergiler Elden Alınsa, İsyan Çıkar”
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...