Buradasınız
İşçiler Ayakta Uyuyor
Sefaköy’den bir UİD-DER’li
İş saatleri 12-14 saate kadar çıkmış durumda. Ücretlerin azlığından dolayı fazla mesailere kalan işçilerin işe gidip gelme sürelerini de ekleyince bu süre 17-18 saate kadar çıkıyor. Günün geriye kalan 6-7 saatlik kısmında bırakın sosyal yaşamı uyumaya bile fırsat bulamıyor, uykumuzu alamıyoruz. İstanbul gibi kalabalık şehirlerde, toplu taşıma araçlarında ayakta yolculuk yapan işçiler kelimenin gerçek anlamıyla ayakta uyuyor. Metrobüslerde, tramvaylarda, otobüslerde işten çıkan veya işe giden yorgun yüzler, tutunma yerlerinden tutarak, başını da koluna yaslayarak uyukluyor. Kimi zaman dizlerinin boşalmasıyla, kimi zaman aracın freniyle, kimi zaman da yanındaki kişinin dürtmesiyle uyanan işçiler şaşkın ve mahcup bakışlarla çevresini süzüyor. İki üç dakika sonra tekrar uyuklamaya başlıyor. Yatağa ve yastığa hasret, saatlerce patronlar için çalışıp duruyoruz, sürekli üretiyoruz, sonra tekrar üretiyoruz tekrar üretiyoruz ama ay sonunda cebimize geçen para faturalara, kiralara ancak yetiyor.
Patronlarınsa keyiflerine diyecek yok. Ne geçim dertleri var ne de uyku sorunları, kuş tüyü yataklarında mışıl mışıl uyuyorlar. En lezzetli, en faydalı yiyecekleri onlar yiyorlar, hepsinin suratlarından sağlık fışkırıyor. Ya bizler, çoğumuzun avurtları çökmüş. Soframıza en düzenli giren yemek bulgur, makarna ve ekmek. Bir işçi 30 yaşındaysa 40, 40 yaşındaysa 50 yaşında gibi görünüyor. Bizler gece vardiyalarında uykuya hasret çalışırken onlar mışıl mışıl uyuyor. Bizler yol parası vermemek için kilometrelerce yolu yürürken onlar dünyayı geziyor. Bizlerin çocukları 60 kişilik sınıflarda sözde eğitim alırken, ezkeza üniversiteyi kazansalar okumak için binbir cefaya katlanırken, onların çocukları ceplerinde bizlerin 3-4 aylık maaşlarına denk düşen “harçlıklarla” fink atıyor. Bizim karın gurultumuz kulağımıza kadar gelirken, onlar en pahalı lokantalarda en pahalı yemekleri yiyorlar. Bizler gecekondularda, kiralarda otururken, onlar villalarda oturuyor.
Peki, tüm dünyanın nimetlerinden patronlar yararlanırken bu dünyanın nimetlerini yaratan biz işçilere neden bu kadar acı, yokluk, yoksulluk düşüyor? Çünkü biz örgütlü ve bir arada değiliz, eğer dünyayı var edenler olarak bir araya gelirsek, ne onların saltanatı kalır ne bizim acılarımız. Bu dünya kimin dünyası? Gelecek kimindir?
Türkiye’de Yaşam Kalitesi!
Yanık mı Kokuyor Ne?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...