Buradasınız
İşçiler İşsizlik Maaşını Bilmiyor!
Gebze’den bir metal işçisi
Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken konu işsizlik maaşına geldi. Ben de sordum “biliyor musun işsizlik maaşı ne, hangi şartlarda alınır?” diye. Arkadaşım bilmediğini söyledi. Ben de merak ettim. Bizim için önemli olan böyle bir konuyu bilen var mı, ya da kaç kişi biliyor diye başladım araştırmaya.
Her gördüğüm işçi arkadaşıma soruyordum. İşte, kahvede tanıdığım bütün arkadaşlara sordum. Sonuç mu? Kimseden olumlu bir cevap alamadım. Arkadaşlardan bazıları “yok bilmiyorum” dedi. Bazıları da “bilmez olur muyum elimizin altında teknoloji var araştırıyoruz, işsiz kalınca alıyoruz biz onu” gibi cevaplar verdiler. “Peki, hangi şartlarda alıyoruz” dediğimde “bak ona bakmadım, dur hemen bakayım” diyerek cep telefonuna sarılanlar oldu.
Her ay maaşımızdan kesilerek biriken milyarlarca lirayla patronların iştahını kabartan, işsizlik sigortasından bihaberiz ne yazık ki. İşsizlik Sigortası Fonunda şu ana kadar 93 milyar lira para birikmiş durumda. Peki, işsizlik fonundan yararlanabilmek için hangi koşulları sağlamamız gerekiyor?
- Kendi isteğimizle işten ayrılmamak, yani işten çıkarılmış olmamız gerekiyor öncelikle.
- İşten atılmadan önce 120 günlük primin eksiksiz yatırılmış olması,
- Son 3 yılda 600 gün prim gününü doldurmamız ve
- İşten çıkarıldıktan sonra 30 gün içinde İŞKUR’a başvurmamız gerekiyor.
Yıllarca maaşımızdan kesilen, bizim olan bu paradan yaralanmak istediğimizde önümüze böyle türlü türlü engeller dikiliyor. Ancak söz konusu patronlar olduğunda işler tıkırında gidiyor. Hiçbir şart aranmadan, bize sorulmadan kesenin ağzı sonuna kadar açılıveriyor. Alın terimiz, emeğimiz patronlara peşkeş çekiliyor. Nasıl mı? Bunun en yakın zamandaki örneklerinden biri asgari ücrete yapılan zamla gerçekleşti.
Şu ana kadar işsizlik fonundan patronlar ve hükümet tam 16 milyar lira kullanmış, işçiler ise toplamda 10 milyar lira almışlar. Bizim paramızı patronlara veriyorlar yani. Evet, biz işçilerin örgütsüz olduğu koşullarda durum böyle. Eğer ki bizler örgütlenip haklarımızı öğrenir ve arkasında durursak durum değişebilir. Bu koşulları ortadan kaldırabiliriz. Bizim olan bu parayı işsiz kaldığımızda şartsız koşulsuz yalnızca biz kullanırız. Aksi takdirde bizim olan bu paralar patronların iştahını kabartmaya devam eder ve akbabalar gibi başına üşüşürler.
Amenna
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...