Buradasınız
İşçinin Günlük Menüsü
Aydınlı’dan bir metal işçisi

Hani bir atasözü var ya, “aç ayı oynamaz” diye. İşçinin de çalışabilmesi için iyi besin alabilmesi şart. Biz işçiler uzun saatler boyunca, geceli gündüzlü vardiyalarla çalışıyoruz. Bu kadar uzun ve yorucu biçimde çalışırken düzgün beslenmeyi bekleriz. Ama nerde!
Benim çalıştığım fabrikada 3 vardiyaya yemek gelir. Sabah vardiyasına gelen yemek genellikle çok yağlı ve içinde ne ararsan bulabileceğin bir yemek olur. Öyle ne ararsan dediysem kırmızı et falan anlamayın. Cam parçası, kıl, ip daha birçok şey... Bu yemeğin yanına genellikle az pişmiş bulgur veya pirinç pilavı gelir. Hele bir çorba gelir ki sormayın gitsin. Çorba demeye bin şahit bile az. Ha, bir de bunun yanında bayat ekmek vardır. “Niye bayat ekmek veriyorsunuz?” diye sorduğumuzda aldığımız cevap şöyle olur: “Ne yapalım dünden ekmek kaldı. Bir kısmını köpeğin önüne doğradık, bir kısmı kaldı. Onu da siz bitirin. İsraf olmasın.” Yanlış duymadınız, bizim patron köpeğin önüne doğradığı ekmekleri bize de veriyor. 4-12 vardiyasına da aynı yemek kalır. Akşam ısıtılıp verilir. Gece vardiyasına bir kahvaltı gelir ki, sormayın gitsin. Çarşaf gibi ince bir dilim beyaz peynir. Beş tane zeytin, iki tane kahvaltılık kapsül, yarım domates ve yarım salatalık. Tabi yanında bayat ekmek ile birlikte.
Bizim fabrikada bu kadar çalışmaya böyle bir yemek veriyorlar. İşçi arkadaşlarım genellikle yemekten aç kalkar. Aç kalmak istemeyenler de soğan ekmek yiyorlar veya yoğurda ekmek doğrayarak karınlarını doyuruyorlar. Bu kadar uzun ve yorucu çalışmaya genellikle karnımız aç bir şekilde katlanıyoruz. Patron daha çok kâr edecek diye bizim boğazımızdan kısıyor. Köpeğin önüne doğradığı ekmekleri bize de yediriyor. Bizler buna bir dur diyelim. Yemek sorunu da dâhil fabrikadaki sorunlarımız için bir araya gelelim, örgütlenelim.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...