Buradasınız
İşçiyim Demek Ayıp mı?
Esenyurt’tan bir kadın işçi

Bildiğiniz gibi Ocak ayı işçilerin zam ayıdır. Her işyerinde zam sohbetleri olur. Bizim fabrikada da zam oranı ne kadar olacak diye merakla bekleniyordu. Nihayetinde maaşların ödendiği gün geldi ve işçi arkadaşlar bordolarını aldılar. Yapılan zammı böylece öğrenmiş olduk, kimimizin suratı düştü kimimiz ses çıkaramadı.
Bordromuzda önceden görev tanımı yapılmıyordu. Yenisinde artık hangi işi yapıyorsan o yazılmış oldu. Bu durum düşük zam oranlarını bir anda unutturdu. İşçi arkadaşlar “ben makine operatörüyüm ama bordroma mekanik yazmışlar. Böyle şey mi olur?” diye kendi kendine söylenmeye başladı. Tabi diğer arkadaşlar da bu minvalde söylendiler. Bana sordular, sende ne yazıyor, diye. “Üretim personeli yazıyor” dedim. “Ayrıca niye bu kadar kızdınız ki diğer işleri küçümsüyorsunuz. Bordromuzda neyin yazdığının ne önemi var? Sonuçta biz işçiyiz. Yeri geldiğinde her bölümde çalışıyoruz” dedim. Bir kadın arkadaş “olsun ben hangi işi yapıyorsam o yazmalı bordromda” diyerek moralinin bozulduğunu söyledi. O gün öyle geçti, ertesi gün bazı işçi arkadaşlarımız düşük zam aldıklarının farkına varmış, başka arkadaşların ne kadar zam aldığını öğrenmiş. “O niye bizimle aynı alıyor bu niye bizimle aynı alıyor” diye öfkelerini arkadaşlarına kusmaya başladılar. Ama müdürün yanına gitmeyi de göze alamıyorlar. Yanı başındaki arkadaşlarına laf söylemek daha kolaylarına geliyor.
Arkadaşlarla konuşma fırsatım oldu. “Bak arkadaşım senin burada düşük zam alman ne Ayşe’nin ne Ahmet’in ne de Fatma’nın suçu. Senin bunu yönetime söylemen gerekmiyor mu? Biz burada akşama kadar birbirimizi görüyoruz. Böyle mi yapacağız, ayıp değil mi?” dedim. “Ama benim yıllarım var” dedi biri. Ben de “tabii ki haklısın, yılların var. Sen neden düşük alıyorum diye sorgulayacağına o niye benle aynı alıyor ya da fazla alıyor diyorsun. Eğer hep birlikte gidelim müdüre diyorsanız, ben varım. Hemen homurdanmaya başladılar; “müdür dinlemez, istediğimiz zammı vermez”… “O zaman yanındaki arkadaşına kızmaya hakkın yok. O da seninle aynı işi yapıyor. Sen burada yıllardır çalışıyorsun o da başka yerde deneyim kazanmış, yıllardır çalışmış, şimdi burada çalışıyor. Bu nedenle böyle davranmak hiç birimize bir şey katmaz” dedim. Arkadaşlardan bazıları “ya tamam da bir anda öfkelendik işte” diye üzgün olduğunu belirtti. Patronlar nasıl birbirine düşürüyor bizi, işte örneği. Eminim bir tek bizim fabrikada yaşanmıyordur böyle şeyler. Başka fabrikalarda da yaşanıyordur. Çünkü patronların taktiklerinden birisi budur. Biliyorlar işçiler bilinçsiz, örgütsüz, onları ancak böyle çalıştırıp sömürebiliriz. İşçiler de bilinçsizce patronların oyununa düşmüş oluyorlar. Bizim işçiler olarak birbirimize sahip çıkmamız, üzerimizde oynanan oyunları boşa çıkarmamız gerekir. Biz işçi sınıfıyız ve üretimden gelen büyük bir gücümüz var. İşçiler öfkelerini birleştirip, bilinçlenip, patronlara karşı haykırmalı!
Metalciyiz, İzin Vermeyeceğiz!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...