Buradasınız
İşsizlik ve Çıkışsızlık
Gebze’den bir metal işçisi
“Bir bankadaki küçük memuriyetimden çıkarıldıktan sonra –neden çıkarıldığımı hâlâ bilemiyorum, bana sadece tasarruf için dediler, fakat haftasına yerime adam aldılar– Ankara’da uzun müddet iş aradım…” İşte Sabahattin Ali “Kürk Mantolu Madonna” kitabının ilk sayfalarına karakteri üzerinden bu şekilde giriş yapar. İşçi sınıfının tarafında yer alan birçok yazar gibi o da emekçilerin yakıcı sorunlarına yer veriyordu romanlarında, hikâyelerinde ve şiirlerinde. Bu romanında Sabahattin Ali yaşama, kadına, erkeğe bakarken, insan ilişkilerinin ne üzerine kurulu olduğu fakat başka türlü de olabileceği üzerinde durur. Aynı zamanda işsizlik ve yoksulluk girdabına itilen işçilerin neler yaşadığını da aktarır. “… sıkıntımın arttığı ve ihtiyaçlarımın beni bugünden yarına çıkarması bile imkânsız hale geldiği nispette, benim de çekingenliğim, mahcupluğum artıyordu. Evvelce bana iş bulmaları için müracaat ettiğim ve hiç de fena muamele görmediğim bazı tanıdıklara sokakta rastladığım zaman başımı önüme eğip hızla geçiyordum; evvelce bana yemek yedirmelerini serbestçe rica ettiğim ve sıkılmadan ödünç para aldığım arkadaşlarıma karşı bile değişmiştim. «Vaziyetin nasıl?» diye sordukları zaman, acemi bir gülümseme ile: «Fena değil... Tek tük muvakkat işler buluyorum!» diye cevap veriyor ve hemen kaçıyordum. İnsanlara ne kadar çok muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu…”
Yukarıdaki satırlar işsiz bir işçinin ruh dünyasının nasıl da karartılıp yalnızlığa itildiğinin bir göstergesidir. Bugün de yaşadığımız topraklarda işsizlik kâbusu can yakıcı bir sorun olmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ekim 2020 dönemi için açıkladığı işsizlik verilerine göre 15 yaş ve üzeri olanları kapsayan dar tanımlı işsizlik verileri yüzde 12,7’dir. Bir taraftan açıklanan resmi rakamlara göre istihdam edilen işçi sayısı azalırken öte taraftan nasıl oluyor da işsizlik rakamlarında geçmiş yılın aynı dönemine göre bir düşüş gerçekleşiyor? Pandemi bahanesiyle ekonomik krizin faturası biz işçilere kesiliyor. Hizmet sektöründe çalışan, banka, kafe, yeme, içme, eğlence mekânları gibi birçok sektörde işçiler hiçbir hazırlıkları olmadan kapı dışarı koyuldular. Bunun olmadığı kimi yerlerde ise işveren tarafından ücretsiz izne çıkarıldılar. Buna rağmen TÜİK gibi devlet kurumları işsizlik ve istihdam sayılarına takla attırıyorlar. Bu kurumların yayınladıkları raporlar kesinlikle doğruları yansıtmıyor. DİSK-AR, TÜİK verilerini temel alarak hesaba katılmayan kısımlarını da ekleyerek yaptığı geniş tanımlı yani gerçek işsizlik oranı Ekim 2020 için yüzde 27 seviyesine ulaşmış olduğunu açıkladı. Bu rapora göre gerçek işsiz sayısı 10 milyonun üzerindedir.
Her gün işsizlik kırbacının can yakıcı etkisiyle boğuşan milyonlarca insan umutsuzluğa, yalnızlığa, tükenmişliğe doğru itiliyor. Ailesinin ve kendisinin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan emekçiler derin psikolojik sorunlarla boğuşuyor. TÜİK’in rakamlara takla attırılarak yayımladığı raporların birçoğunun bile gizleyemediği acı ve kahredici bir gerçek var. O da çok sayıda insanın geçim sıkıntısı yüzünden yaşamına son verdiğidir. Ekonomik kriz derinleşirken patronların işçilere kestiği fatura gittikçe ağırlaşıyor. İşsiz kalanlarımız ekonomik ve sosyal anlamda izole oluyorlar ve yalnızlaşıyorlar. İçinde bulunduğu durum emekçilerin yoğun bir çöküntüye girmesine yol açıyor. İstanbul Üniversitesi gibi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinde okuyan Sibel Ünli’nin sosyal medya hesabından “yemekhane kartımda para kalmamış, sadece bir liram var” paylaşımında bulunup intihar etmesi gibi olaylar bunlardan sadece biridir. İşsiz bir emekçi olan Adem Yarıcı’nın, “çocuklarım aç, iş istiyorum, anlıyor musunuz?” diyerek Hatay Valiliği önünde kendini yakması bir başka örnektir. Meclis önünde başka bir emekçinin “açım, çocuklarım aç!” diyerek intihar girişiminde bulunması gibi olaylar ne yazık ki her geçen gün artmaya devam ediyor. Çocuğuna okul pantolunu bile alamayan babaların, evinde aşı pişmeyen annelerin feryatları bir çığ gibi büyümeye devam ediyor.
Emekçilerin yaşamına son verdiren, uyuşturucu maddelere yönlendiren, onları çıkışsızlığa iten bu kapitalist kâr düzenidir. Egemenler bir yanda dünyanın bütün zenginliklerini üreten biz işçileri, işsizliğe ve açlığa mahkûm ederken, işçilerin kanı ve canı pahasına kendi kasalarını doldurup kârlarına kâr katıyorlar. İçinden çıkılmaz bir hal alan ekonomik krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkarak; pandemi, virüs gibi bahanelerle sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyorlar. Stres, tedirginlik, umutsuzluk, kaygı, sıkıntı, çaresizlik yaşamlarımızı alabildiğine zorlaştırıyor. İşçilerde mide problemleri, cilt döküntüleri, uyku bozuklukları gibi sorunlar ve çeşitli psikolojik problemlere yol açıyor. Bizler tek tek işçiler olarak yaşadığımız bu sorunların üstesinden gelemeyiz. Fakat bizlere dayatılan bu ümitsizlik ve çaresizliği kolektif olarak mücadele ederek değiştirebiliriz. Sınıf mücadeleleri tarihinin tozlu yapraklarından güzel bir örnek de hepimiz için öğretici ve yol gösterici olacaktır. Amerikalı işsizlerin 1930’larda Bronx’ta örgütlenmesi ve hayat pahalılığına karşı yaptıkları market boykotları, kiraların pahalılığına karşı gösterdikleri direnişler bizlere bir sınıf olarak örgütlenip mücadele etmenin önemini gösterir. Umutsuzluğu kırarak etkili bir mücadele örneği oluşturmuştur. Ancak örgütlenir ve mücadele edersek bu kahrolası kâr düzeninin işçiler üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulabilir ve bir çıkış yolu bulabiliriz.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...