Buradasınız
İşyeri Servisleri ve Çalınan Zamanımız
Aydınlı’dan bir tekstil işçisi

Sabahın altısında, yedisinde kalkarız, uykulu gözler, yorgun bedenlerle. Üstümüzü apar topar giyinip, akşam kim bilir saat kaçta geri dönmek üzere, arkamıza bile bakmadan evden çıkarız. Durağa vardığımızda bizimle aynı amaçla orada bekleyen yorgun ve uykusuz yüzlerle karşılaşırız. Belki birbirimize fiziksel olarak benzemeyiz ama hepimizin sabahın erken saatinde, kışın dondurucu soğuklarında durağa gitmemizdeki amaç aynıdır. Sabahın erken saatlerinde kalkıp durakta işe gitmek için bekleriz.
Dolmuş durağa yanaştığında genellikle tıklım tıklım doludur. İşçiler birbirini eze eze binmeye çalışır. Binmek zorundayız. Çünkü işe geç kaldığımızda yevmiyemiz kesilecektir. Yevmiyemiz kesilmesin diye, üst üste binerek işe gitmeye çalışırız. Dolmuşla gidenler hariç bir de işe, işyeri servisi ile giden işçiler var. Bazı fabrikaların işçileri işe servislerle gidip gelirler. Servis veren patronlar ise bizim rahatımızı düşündükleri için değil, işe geç kalırsak aksayacak olan işlerini düşündükleri için vermişlerdir. Zaten bu servislerin de dolmuştan arda kalır yanı yoktur çoğu zaman. Genellikle eski ve bakımsızdır bu serviler. Oturan işçiler hariç, bir de ayakta giden işçiler vardır. İşin yorgunluğunun üstüne bir de serviste ayakta gidip gelerek yoruluruz.
Her servisin belirlenmiş bir güzergâhı vardır. Servis güzergâhını en kısa ve en az maliyetli olacak şekilde belirlerler. Servisin bu güzergâhı değiştirmesine izin vermezler. Eğer işçinin evi servis güzergâhı üstünde değilse işçi yol üstünde bir yerde bırakılır. İşçi eve gitmek için ya dolmuşa binip yol parası verecektir ya da yürüyerek evine gidecektir. Daha fazla masraf olmasın diyerek, bazen gece yarılarında, bazen sabahın erken saatlerinde dahi iki üç kilometreyi bulan yolları yürüyerek gidip geliriz. Servis, işbaşı saatinden en az 10-20 dakika önce işyerine varır. Patronlar erken saatte fabrikaya gelip işbaşı saatini beklememize ses çıkarmaz. Çünkü yolda geçen süre mesai saatinden sayılmaz. İşe gidip gelirken geçen süre biz işçilerin, patronlar tarafından çalınan vaktidir. Ama bir gün servisi kaçırıp işyerine 10 dakika bile geç gittiğimizde yevmiyemiz kesilir ve hatta kimi fabrikalarda tutanak yazılır. Aynı şekilde ayda üç kez servisi kaçırdığımızda hemen ihtar yazılır. Patronlar biz işçilerden çaldıkları yetmezmiş gibi yemek molası ve yolda geçen en az 1-2 saatimizi de çalarlar. Mola saatlerinin iş süresinden sayılmaması için “ara dinlenme süreleri iş süresinden sayılmaz” maddesini iş yasasına eklemişlerdir. Bu madde ile patronlar, biz işçilerin günde en az 1-2 saatini çalıyorlar. Patronun, işçiye servis veya yol parası vermesi patronun keyfine bırakılmıştır. Böylece patron işçiyi en az maliyetli ve en çabuk şekilde fabrikaya getirerek çalıştırır.
Örgütsüzlük koşullarında patronlar biz işçilerin hayatından çalmaya devam ediyor. Mola saatlerimizin ve fabrikalara gitmek için yolda geçen sürelerin patronlar tarafından çalınmasına geçit vermeyelim. Mola saatleri ve yolda geçen süre mesai saatlerinden sayılsın. İşçinin işyerine rahat bir şekilde gidip gelmesi için doğru düzgün işyeri servisleri verilsin. İşçi sabah evinden alınarak, akşam evine bırakılsın. Bu taleplerimiz için zaman kaybetmeden örgütlenelim.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...