Buradasınız
Kapitalist spazmlar
Bostancı’dan bir grup işçi
-- Oğlumun nesi var doktor?
-- Oğlunuzun acilen ameliyata alınıp, kalp nakli yapılması gerekiyor. Bu ameliyat için, 250 bin dolar yatırmanız gerekiyor.
-- Benim tam kapsamlı sağlık sigortam var.
-- Hayır, sizin primleriniz bu ameliyatı karşılamaya yetmiyor, bankadaysa bin dolar paranız var. Bu durumda üzgünüz, çocuğunuzu hastanemizde tutamayız.
UİD-DER Bostancı şubesinde, Amerika’daki sağlık sisteminin çürümüşlüğünü anlatan, “John Q” adlı filmi izledik. Sağlıkta sigorta sisteminin özelleştirilmesi, yıllar önce ABD’de uygulamaya sokulmuş ve sonuçları işçi sınıfı için tam bir yıkım olmuştu. 1980 yılından itibaren sağlık, eğitim, ulaşım, haberleşme vb. alanlarda estirilen neo-liberal politikalar sonucunda işçi sınıfının kazanımları erimiş, tüm hizmetler fahiş fiyatlarla alınıp satılır olmuştu. Sağlık sistemini paralı hale getiren kapitalist politikalar sonucunda, John gibi işçi aileleri hastanelerden elleri boş dönmeye başladılar.
Metal işçisi bir Amerikalı olan John ve karısının yaşamı, 10 yaşındaki oğullarının kalp spazmı geçirmesiyle altüst olur. Hastane müdiresiyle yaptıkları yukarıdaki konuşmadan sonra John, oğlunu yaşatmak için her yolu denemeye başlar. Çalıştığı işyeri John’un sağlık sigorta kapsamını, işlerin durgunluğunu gerekçe göstererek, tam kapsamdan yarım kapsama düşürmüştür ve John’un bundan haberi yoktur. Yardım kuruluşlarından da elleri boş dönen John’a işçi arkadaşları bir miktar para bağışında bulunurlar ve John evindeki eşyalarının tamamını satarak ancak hastane masraflarını öder.
John oğlunun göz göre göre ölmesine razı olmaz. Her şeyi göze alarak hastaneyi basar ve doktorları rehin alır. Hastanenin çevresi polis tarafından sarılır. John’un tek isteği vardır: Oğlunun bir an önce tedavi edilmesini kabul ettirmek. Polise bir saat müddet verir. Polisin planıysa, John’u oyalayıp, havalandırma boşluğundan yollayacakları nişancıyla onu katletmektir.
Sağlık sistemi, yasalar, polisler derken John kendini, adeta örümcek ağının tam ortasında bulur. Her hareketinde yaşama şansı kaybolur. John’a bir yandan oğluna bakacaklarını söylerlerken diğer yandan keskin nişancıya “öldür” emrini verirler. O sırada olup bitenleri hastane kamerasından televizyonlara canlı yayınlayan bir TV kanalı sayesinde olay büyür. Ancak John’un umutları tükenir ve kendisini öldürerek kalbinin oğluna nakledilmesini doktora kabul ettirir. Fakat büyük bir tesadüf neticesinde ölen bir hastadan nakil için kalp bulunur ve John ve oğlu kurtulur. Mahkeme John’a bir yıl hapis cezası verir. Film böylece kısmen mutlu son ile biter.
Filmi izledikten sonra tartışma ve sohbet kısmına geçtik. Sağlık sisteminin sorunları, hasta, hasta yakınları ve hastane çalışanlarının ne yapması ve temel taleplerimizin ne olması gerektiği üzerine söz alan arkadaşlarımız, fikirlerini belittiler. Kapitalist politikalar sağlığı paralı hale getirip yüksek kârlar hedefliyorlar. Bireysel çözüm yollarının sınırlı olduğu filmde de görüldü. Geriye sınıfsal çözüm yolu kalıyor ki söz alan arkadaşlarımız en çok bu konu üzerinde durdular. Parasız sağlık, sigorta primlerinin tasarruf hakkının işçilerin kontrolünde olması, her işyerinde işçi sağlığı ve işçi güvenliği kurullarının oluşturulması gibi talepleri yükseltilmemiz gerektiği vurgulandı. Kapitalist politikalarla bizim taleplerimizin çeliştiğini, ancak işçi sınıfının kazanması için meşru talepleri etrafında örgütü bir mücadele vermesinin şart olduğu dile getirildi ve şu soru soruldu: insanları ölüme mahkûm eden bir sistem sizce yaşamayı hak ediyor mu?
Filmi izleyen bir matbaa işçisi, “UİD-DER’in film etkinliğinin sınıfsal bakış açısıyla hazırlanmış güzel bir etkinlik olduğunu, sınıf temelinde örgütlü mücadele verilmesi gerektiği mesajının önemli olduğunu” belirtti. Bir eğitim işçisi ise, kapitalist devletlerin insanların sağlığını düşünmediğini, tersine sömürdüğünü belirtti. Bir yayınevi işçisi ise, “etkinlik bilinçlenme açısından önemli, filmi bir başıma izleseydim bir babanın verdiği mücadele şeklinde algılardım, ancak burada sorunun sınıfsal bir sorun olduğunu anladım. Buraya geldikçe en basit sorunların bile sınıfsal bir temeli olduğunu görmüş oluyorum” dedi.
UİD-DER bir okul
Söz Bitti Sıra Grevde
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...