Buradasınız
Kapitalistler Hayırsever Değil Kârseverdirler!
Ankara’dan bir grup işçi-öğrenci
Dünyadan ve Türkiye’den pek çok kapitalist, yaptıkları “hayırları” dünya âleme gösteriyorlar. Medyada sık sık bağış haberleri yer alıyor. Yardıma muhtaç insanlara yapılan yüksek meblağdaki bağışlar, allanıp pullanıp servis ediliyor. Peki, bazen milyon dolarları bulan bu bağışlar, kapitalistlerin ne kadar hayırsever olduklarını göstermez mi?
Elbette hayır! Çünkü patronların hayırsever olmadıklarını biz işçiler kendi yaşamlarımızdan çok iyi biliyoruz. İşçiler olarak sabahın köründen akşamın zifiri karanlığına dek durmadan çalışıyoruz. Çalışma saatlerimiz çok yüksek olmasına rağmen, aldığımız ücretler en temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılamıyor. Düşük ücretlerin üstüne ağır çalışma koşulları eklenince hayatımız daha da çekilmez hale geliyor. Bunlarla birlikte çoğumuzun yaşadığı bunalımlar, meslek hastalıkları ve iş cinayetleri de cabası.
Tüm bunları yaşamamızın nedeni kapitalizmdir. Kapitalizm kâr hırsı demektir, sömürü demektir, bizim kanlarımız üzerinde büyüyen sermaye demektir. Kardeşler, kendine hayırsever diyen patronların fabrikalarında, atölyelerinde ezilen, sömürülen biz değil miyiz? Bizleri sefalet koşullarına mahkûm eden yine o hayırseverler değil mi? Biz biliyoruz ki onların tek amacı kâr elde etmektir. Çünkü patronların dini imanı paradır.
Peki, bu bağış projelerinden nasıl para kazanıyorlar? Neticede onca parayı harcamıyorlar mı? Nasıl oluyor da kâr elde edebiliyorlar? İşte bu noktada aklımıza bir atasözü geliyor: Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez! Patronlar da aynen böyle yapıyorlar. Mesela patronlar, yaptıkları bağışlar sayesinde vergi vermekten muaf olabiliyorlar. Dahası yapılan bağışlarla kendi reklamlarını yapıyorlar. Ayrıca yapılan bağışların çoğu iktidara yakın vakıflara yapılıyor. Böylece patronlar, bu bağışlar aracılığıyla pek çok ihaleyi de kolaylıkla alabiliyorlar. Netice olarak patronların yaptığı bağış değil, geleceğe yatırım oluyor. Yani yapılan bağışlarla tavuğu gözden çıkartıp gözlerini kaza dikiyorlar! Sonuç olarak, kapitalistler hayırsever değil kârseverdirler!
Gölge
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...