Buradasınız
Kârınız da Düzeniniz de Yerin Dibine Batsın!
İstanbul’dan bir iş güvenliği uzmanı
İş güvenliği uzmanı olarak çalıştığım fabrikalardan birinde geçtiğimiz günlerde bir iş kazası yaşandı. Makinede çalışan işçinin eli makineye sıkışmıştı. Eli ancak makine parçaları kesilerek çıkartılabildi. Bu işlem sırasında fabrikada itfaiye, polis ve ambulans ekipleri vardı. Makine parçaları kesilirken işçinin çığlıkları tüm fabrikayı sarıyordu. Fabrikadaki diğer işçiler, makinede sıkışan işçi arkadaşlarının çığlıklarını duydukları anda üzgün bir şekilde kurtulmasını beklemeye başladılar. Bunu gören yöneticiler hemen işçilerin yanına giderek makinelerinin başlarına geçip üretime devam etmelerini söylediler. İşçilerden birkaçı “bu durumda nasıl çalışalım?” diye itiraz ederek makine başına geçmeyi reddetti.
Olaylar bununla da sınırlı kalmadı. Makineden kurtarılan işçi ambulansa alındı. Ambulans daha fabrika sahasından çıkmadan işveren vekilleri polislerin yanına giderek “makine ile işiniz var mı? Bizim üretime bir an önce başlamamız gerekiyor, süreci hızlandırabilir misiniz?” diye sordular. Makineden kurtarılan işçi ambulansta bekliyor, daha akıbeti belli değil ama patron ve yandaşları işçiyi düşünmek yerine üretimin aksamaması gerektiğini konuşuyorlardı. Her şeyin kâra dayalı olduğu bir düzende patronlar insanlıktan çıkmış gibi hareket ediyorlar. Orada işçi ölmüş, kolu kopmuş patronların umurunda bile değil. Fabrikadaki işçiler örgütsüz olduğu için seslerini bile çıkaramadılar. Birkaç kişinin psikolojik durumu kötü görünüyordu, ustabaşlarını çağırıp “bu işçileri makinelere vermeyin ve dinlensinler” diye söyledim. Birkaç kişi dışındakilerin hepsi üretime kaldıkları yerden devam ettiler.
Makinelerde bulunan sensörler veya makine koruyucuları zaman kaybı yarattığı için çoğu kez devre dışı bırakılıyor. İşçi arkadaşlarımız örgütsüz ve bilinçsiz oldukları için zaman zaman onlar da bu tür güvenlik önlemlerini devre dışı bırakıyorlar, çünkü üretim için istenen sayıyı koruyucularla birlikte çalışarak yetiştiremiyorlar. Oysaki bu sensörler veya makine koruyucuları makine başında çalışan işçileri koruyor. Biz iş güvenliği uzmanları tüm makineleri el sıkışması benzeri durumlara karşı önlemler alınmış mı diye sürekli kontrol ediyoruz. Maalesef çok az yerde güvenlik sensörleri aktif durumda oluyor. Çoğu fabrikada makinede ne bir sensör ne de bir koruyucu var. Ne kadar müdahale etsek de koruyucuları taktıramıyoruz.
Kimi zaman Çalışma Bakanlığından iş müfettişleri fabrikalara denetime geliyorlar. İlk denetim yapıldığında eksiklikler patronlara yazılı olarak bildiriliyor, hiçbir ceza kesilmiyor. İleri bir tarihe kadar müsaade veriliyor. Müfettişler söyledikleri tarihte işyerine geldiklerinde tüm makinelerde koruyucular takılmış, işçiler kişisel koruyucu malzemeleri eksiksiz vaziyette çalışır şekilde görüyorlar. Oysaki bu önlemler sadece o günkü denetimi atlatmak için alınıyor. O gün müfettişler fabrikadan ayrıldıktan sonra eski düzene devam ediliyor. Bu durumu gelen müfettişler de çok iyi biliyorlar. Tüm fabrikalarda iş güvenliği prosedürleri benzer bir şekilde işliyor.
İçinde yaşadığımız sistemde her şeye kâr gözü ile bakılıyor. Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser diye boşa söylenmemiş. Kapitalizm altında işçiler, örgütlü olmadığı müddetçe hiçbir değer görmüyorlar. İşçiler örgütlü olup bir arada hareket ettiklerinde istediklerini elde edebiliyorlar. İş kazalarını durdurmak, insanca muamele görmek için örgütlenmekten başka çaremiz bulunmamaktadır.
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
- Beşiktaş’ta İşçi Katliamı: 29 İşçi Hayatını Kaybetti
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...