Buradasınız
Karnı Aç Olan Bir İnsan Dersi Nasıl Düşünsün?

Sancaktepe’den bir lise öğrencisi: İşçi sınıfının bir parçası olarak biz öğrenciler de bu süreçte zorluklar yaşıyoruz. Yaşam pahalılığından dolayı hobi edinmek, kendini geliştirmek, arkadaşlarımızla eğlenmek gibi birçok şeyden yoksun kalıyoruz. En güzel yaşlarımızı karanlık bir geleceği düşünmekle geçirmekten başka bir şey gelmiyor elden. Bu karanlığı yırtmak için bir ışık arıyoruz. Ortaokul, lise ve üniversite öğrencisi fark etmeksizin birçok öğrenci bir şekilde yaşamak için aynı zamanda bir işte çalışıyor. Hem okul, hem iş nedeniyle kendilerine bile zaman ayıramazlarken “derslere yoğunlaşmaları gerektiği” söylenip mükemmel notlar bekleniyor. Doğru düzgün bir şekilde beslenme ihtiyacını bile karşılayamayan öğrencilerin oldukça pahalı olan test kitaplarını almalarını zorunlu kılıyorlar. Okullarda ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesi, öğrencilerin bu pahalılıkta okulda düzgün bir şekilde beslenme ihtiyacını karşılamalarına yardımcı olur. Çünkü karnı aç olan bir insan geçip de dersi düşünemez. Gerçi düşünsek bile geleceğimiz pek aydınlık değil. Milyonlarca üniversite mezununun işsiz kaldığını bilmeyen kalmadı ama tepemizdekiler bu normal bir şeymiş gibi davranıyor, bunun önüne geçmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Böyle bir durumda öğrenciler hayal bile kuramıyorlar artık. Maalesef ki depresif, yaşama isteği olmayan, öfkeli ve umutsuz bireyler olarak devam ediyorlar hayatlarına. Öğrenciler yıllarını harcadıkları diplomanın karşılığını istiyorlar.
Sancaktepe’den bir lise öğrencisi: Yoksulluk günümüzde ciddi bir boyuta ulaştı. Artık dışarıya çıkacağımız zaman iki defa düşünmek zorunda kalıyoruz. Bir hafta içinde iki defa dışarı çıktıysak üçüncü kez çıkamıyoruz. Özellikle okulların açılmasıyla yoksulluk daha da artmaya başladı. Çevremdeki arkadaşlarımdan da gördüğüm kadarıyla herkes artan yemek ve ek kaynak ücretlerinden şikâyetçi. Sosyalleşmek bile artık çok zor hale geldi. Çoğu arkadaşımın çeşitli ilgi alanları var ancak kendilerini bu alanlarda geliştiremiyorlar. Çünkü enflasyonun artmasıyla beraber spor salonları ve müzik kursları gibi birçok yere de zam geldi. Zaten bir uğraşı olanlar bırakmak zorunda kaldı. Gençler olarak ilgi alanlarımızda kendimizi geliştirmek, eğlenmek ve sosyalleşmek istiyoruz. Fakat sessiz kalarak bir şeyler yapamayız. UİD-DER’in başlatmış olduğu kampanyaya destek vererek daha çok genci bilgilendirebiliriz. Bu sayede daha çok gence sorunlardan bahsetmiş olacağız. Ancak birlik ve beraberlik içinde olursak sorunlar çözüme ulaşabilir.
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...