Buradasınız
Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
İzmir’den emekli bir işçi

2022 sonlarına doğru fırınlarda ekmeğin fiyatı 5 liraydı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kent Ekmek fiyatı ise 3 liraydı. Kent Ekmek fiyatı artık 4 liraya çıkartılmış oldu. Yani ekmeğe yüzde 33 zam bindirilmiş oldu. Ekonomik kriz yukarıya doğru şimşek hızıyla büyürken yoksulların kursağına girecek lokma sayısını da azaltıyor. Bana en yakın Kent Ekmek büfelerinden biri ikamet ettiğim sokağa benim adımlarımla 997 adımdır. 9 Ocak pazartesi, saat 10.25. Güneş salıncağa binmiş gibi bir görünüp bir kayboluyordu. İzmir’in ayazı ve kuru soğuğu açıkta bulduğu yeri çimdikleyip morartıyordu.
Ekmek büfesinin önünde uzayıp giden kuyruktaki insanları saymıştım. 61’i ilkokul ve ortaokul öğrencisi yaşlarında görünüyorlardı. 98 yaşlı erkek, 93 yaşlı kadın ve kucağında bebekli genç bir anne vardı. Sıradakiler kulaktan kulağa, ondan öbürüne müsaade isteyerek bebekli genç kadını en öne geçirmiş oldu. Ekmek sırasındaki herkesin elinde, cebinde, çantasında poşet var. Uzayıp giden kuyruktaki insanların aralarındaki konuşmalara dikkat ettim. Herkes önündekiyle, arkasındakiyle konuşuyor. Konuşmaların ana gündemi pahalılık. Sıranın ortalarından yaşlıca bir kadın isyan ediyordu: “Burada da ekmek 4 olmuş. Zam duymaktan içim şişti. Akşam yat, sabah yeni zamlara uyan! Böyle zam zulmü ne gördüm, ne de duydum. Herkes susuyor. Sus, sus, sus! Kuru ekmeği bile çok görüyorlar fakirlere. Yemin olsun, usandım.”
Kent Ekmek, İzmir Büyükşehir Belediyesinin Çiğli’deki ekmek fabrikasında üretilir. Buradan kentin dört bir tarafındaki büfelere dağıtılır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Ekmek Büfesi sayısı 2022 yılı başlarında 64’tü sonra 84’e çıkarıldı. Bu büfelerin tamamı işçi ve emekçilerin yani yoksulların yaşadığı mahallelerdedir. Ekmek fabrikasında çalışan işçiler İzmir Büyükşehir Belediyesi işçisidirler ve Türk-İş’e bağlı Tekgıda-İş Sendikasında örgütlüdürler. Ancak Kent Ekmek Büfelerini çalıştıranlar işçi statüsünde çalıştırılmıyorlar, bu insanlar küçük esnaf. Sabah 07.00-11.00 saatleri arasında üç kez gelen ekmeği, her seferinde çarçabuk satıp bitirirler. Ekmek bittikten sonra da büfeleri kapatıp giderler. Alelacele kapatıp gittiklerine bakılırsa, başka işler yapmaya gidiyorlar.
Kent Ekmek büfelerine sabah 07.00-15.00 saatleri arasında açık olduğu yazılıdır. Kent Ekmek Büfelerinin sabah 07.00’da açıldığı doğrudur ancak İzmir’in yoksul mahallelerinde iki fare dolaşsa 15.00’a kadar açık büfe bulamaz. Öte yandan ekmek büfesini çalıştıranlar belediyeden satabileceği kadar ekmek istiyor. Çünkü büfeyi çalıştıranın elinde kalan ekmekleri belediye geri almıyor. Bu nedenle binlerce yoksul insanın daha ucuz ekmek yemesine büfeyi çalıştıran tek kişi karar vermiş oluyor. Öte yandan hangi ekmeklerin geleceğine da aynı kişi karar veriyor. Mesela büfeyi çalıştırana göre kepek ekmek az satılıyorsa, kepek ekmek getirtilmiyor. Kenarda durup ekmek alanları gözledim. En az 40 kişi “kepek ekmek yine mi yok?” diye sordu. Büfecinin cevabı ise “ben öyle istediğim için” oldu. Yalnız bir Kent Ekmek büfesi işleten küçük esnafın yaptıklarını ele aldığımızda bile kapitalist düzenin insan odaklı değil, kâr odaklı olduğunu görürüz.
Şimdi bir de işçi sınıfının gözüyle bakalım. Mesela çok basit bir hesap yaparak başlayalım. Bizim mahallede kaç hane var ve bu hanelerde kaç insan ikamet ediyor bellidir. Ekmek sayısının insan sayısı göz önünde tutularak getirtilmesi ve herkesin ekmeğin hangi çeşidini istiyorsa ona ulaşabilmesi bile bu düzende bir sorun haline gelebiliyor. Sadece ekmeği bile ele aldığımızda; nefes alması dahi kâr üzerine kurulu kapitalist düzenin iç yüzünü görebiliyoruz. Büyüğünden küçüğüne kapitalist düzenin tüm çarkları insanlık için değil kâr, daha çok kâr üzerine kurulmuştur. İşçi sınıfı bu sömürü düzenini yıkıp tarihin pis kuyusuna atmadan, insanlık insan gibi yaşayamayacaktır. Günü geldiğinde işçi sınıfının öncülüğünde bu başarıldığında, herkese yetecek ekmek, süt ve her şey!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...