Buradasınız
Korona Günlerinde Şehir Hastaneleri
Ankara’dan bir sağlık işçisi

Daha nitelikli, daha büyük, Avrupa’nın en büyük şehir hastaneleri olacak diye tanıtılan, sağlıkta büyük devrim diye hayatımıza giren şehir hastaneleri hastalara derman olmak bir yana emekçiler için köklü sorunlara sebep oluyor. Sağlığa ayrılan bütçenin önemli bir bölümünü yutan şehir hastanelerinde bizlere anlatıldığı gibi kaliteli sağlık hizmeti verilmiyor.
Sağlık Bakanı her gün ekran karşısına geçip “temizlik, maske, sosyal mesafe” diyor. Salgına karşı mücadele bireysel olarak emekçilere yüklenirken, koronavirüse yakalananlar hastanelerden “eve git eve” diye resmen kovuluyor, bazen günlerce evlerinde filyasyon ekiplerini bekliyorlar. Sağlık sisteminin en önemli sorunu sağlık kurumlarının ve sağlık personelinin yetersiz olmasıyken şehir hastaneleri açıldığı için köklü devlet hastaneleri kapatıldı. Mesela Ankara’da Bilkent Şehir Hastanesinin açılmasına karşılık 6 büyük ve köklü hastane kapatıldı. Oysa 8 ayda şehir hastaneleri için ödenen 5 milyar 133 milyon lira ile her biri 500’er yataklı 17 tane devlet hastanesi yapılabilirdi. Geçen ay yayınlanan Sayıştay raporları da şehir hastanelerinin insan sağlığını korumak için yapılmadığını ortaya koyuyor. Bu raporlara göre Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde şirket tarafından sağlanması gereken yüksek maliyetli tıbbi cihazlar hastanede bulunmuyor fakat bu cihazlar için 22 milyon lira ödeme yapılmış!
Sermaye sınıfı ve iktidar sahipleri koronavirüsü tepe tepe kullanıyor, çözüm bulmak gibi bir dertleri yok. İşsizliğin, emekçilerin evindeki açlığın ve yoksulluğun sebebini koronavirüs ilan edip, bütün günahlarını gerekli önlemler alınsa rahatlıkla atlatılabilecek bir hastalığa yükleyip, kendilerini sütten çıkmış ak kaşık ilan ediyorlar. Sağlık sistemiyle ilgili şikâyetler söz konusu olduğunda da “insanlar maske takmadığı için hastalık yayılıyor”, “hasta sayısı arttığı için hastaneler çok yoğun” diyorlar. Sağlık emekçilerini de alkışlarla geçiştirip “hakkınızı ödeyemeyiz” diyorlar. Ancak hastanelerin yetmemesinin de, sağlık personelinin sayısının az olmasının da sorumlusu siyasi iktidarın sağlığı kâr kapısı olarak gören uygulamalarıdır. Kapatılan hastanelere karşılık şehir hastanelerinde de yatak sayısı öyle anlatıldığı gibi arttırılmış değil. Otel gibi devasa binalarla açılan şehir hastanelerinde çalışan sağlık işçileri iş yoğunluğuna yetişemiyor.
Sağlığa ayrılan bütçe silaha, tanka, topa ayrılan bütçenin yanında devede kulak kalıyor. Zaten emekçilerden alınan vergilerden sağlığa ayrılan yetersiz bütçe de çeşitli yollarla büyük şirketlerin kasasına aktarılıyor. Oysa şehir hastanelerine yapılan masrafla eskimiş hastaneler yenilenebilir, yeni hastaneler, hastalıkları araştırma ve önleme kurumları kurulabilir, atanmayı bekleyen on binlerce sağlık emekçisi atanarak salgınla mücadelede gerekli adımlar atılabilir. İşte tam da bu nedenle UİD-DER ve İşçi Dayanışması’nın vurguladığı gibi “Salgın Sorunu Bir Mücadele Konusudur.” Ancak birleşip mücadele ederek salgına karşı gerçek önlemler aldırabilir, sağlığımız için kullanılması gereken paraların zenginlerin ceplerine doldurulmasının hesabını sorabiliriz.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İsrail devleti Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Egemenler kimi zaman bu katliamı sözde kınadıklarını belirtseler de İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ediyorlar. Egemenlerin...
- ABD Başkanı Trump, göçmen karşıtı politikalarını sürdüyor. Göçmenleri hedef alarak açık bir savaş ilan eden Trump’ın ABD’sinde, göçmen işçi ve öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor, göçmen işçiler tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyorlar. ABD’li...
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bundan tam 55 yıl önce bu topraklardaki işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazıldı. O tarihten bu yana örgütlü işçi sınıfı bu iki günü anarak yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. 15-16 Haziran, örgütlü işçi...
- 12 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildi. Ne yazık ki o zamandan bu zamana çocuk işçiliğin azalması bir yana, 1800’lü yıllara benzer koşullar yaratıldı. Patronlar için tatlı kârlar...
- KESK Ankara Şubeler Platformu ve emekten yana siyasi partiler 11 Haziranda, ABD Büyükelçiliği önünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırımı, Türkiye limanlarından İsrail’e askeri malzeme taşınmasını, Gazze’ye insani malzeme...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi...
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...