Buradasınız
Kripto Para Hangi Açığı Kapatır?
Ankara’dan bir öğretmen

Gün geçmiyor ki yeni zam haberleriyle uyanmayalım. Artık enflasyon ve zamlar yaşamımızda sıradan meseleler haline geldi. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı asgari ücreti geçmiş durumda. Yoksulluk sınırı ise 9 bin 533 lira. Tablo bu iken Türkiye’deki kayıtlı işçi emekçilerin yüzde 50’si açlık sınırının altında bir aylıkla ailesini geçindirmeye çalışıyor. Diğer yüzde 50 ise asgari ücretin biraz üzerinde ücret alıyor. Hâl böyle olunca maaş türlü borçlar arasında çevrilerek ödenecek faiz en aza indirilmeye çalışılıyor. İşçiler bu darboğazdan kurtulmak için her yolu deniyorlar. Yeter ki biriken borçları sıfırlamanın bir ihtimali olsun. Borçları ödemek için bulunan yollar artık tercihten çok zorunluluğa dönüyor.
Sinekten yağ çıkartmada, krizleri fırsata çevirmede de pek mahir. Artık her tarafta karşımıza çıkan kripto para reklamlarıyla, darboğazdan çıkmak isteyen emekçilerde kısa yoldan para kazanmanın mümkün olduğu algısı oluşturuluyor. Cep telefonlarında, billboardlarda, internette, televizyonlarda göze sokulan reklamlarla trendin artık bu olduğu kazınıyor akıllara. Bir tarafta sürekli büyüyen borçlar, diğer tarafta ise oluşturulan kolay para kazanma algısı işçiyi son kez borçlanıp kripto para işine girmek için cesaretlendiriyor. Neden olmasın! İşin ucunda son kez alınacak borç parayla kripto para işine girerek oradan gelecek toplu parayla düze çıkmak var! Hele bir de çevresinde bu işe para yatırıp kazanan birileri varsa şart oluyor işçinin parasını yatırması. Bu işin sonunda diyelim kaybetti, sorunu parayı yatırdığı zamanın yanlışlığına bağlayarak parayı yatıracak doğru zaman takibine başlıyor. Gecesi gündüzü kripto para borsası oluyor. Diyelim o an için kazandı, daha da fazla kazanma umuduyla daha yüksek meblağlarda para yatırmaya devam ediyor. Yani emekçi anlık olarak kazansa da kaybetse de bu döngünün dışına çıkamıyor. Tüm birikim ve umutları bittiğinde suyu sıkılıp posası çıkarılmış limon misali sistemin dışına atılıyor. Bu ana kadar gömüldükçe gömülüyor işçi bu dünyaya. Bu dönen çarkın her koşulda tek kazananı ise sermaye oluyor. Egemenler kripto para ve benzeri araçlarla emekçileri borçlarını kapatıp düze çıkma umutları üzerinden bir kat daha sömürmüş oluyor. Sonuç: Bir tarafta kârları kat kat artan sermaye diğer tarafta borçları kat kat artan emekçiler.
İşçiler gün içerisinde işyerlerinde bir makine gibi çalışıyorlar. Kendilerini biraz olsun insan gibi hissedecekleri, dinlenecekleri, aile ve dostlarla vakit geçirecekleri zamanları ise bu tarz para oyunlarına harcayarak heba ediyorlar. Patronlar sınıfı ekonomik krizin faturasını ya işten atarak ya da bu tür araçlarla yine işçiye çıkarmaya çalışıyor. Onların bu arsızlığı, yarattıkları bu illüzyona kanan ve yan yana durduklarında yeni bir dünya kuracağından habersiz olan örgütsüz işçilerden geliyor. Kapitalist sistemde işçilerin, emekçilerin yoksulluğu son bulmaz. Kripto parayla, borsayla cebimizdeki delik kapanmaz. Yaşam koşullarımızı iyileştirmek istiyorsak tek seçeneğimiz var o da mücadele etmek. Yerimiz, bu aldatmacanın bir parçası olmayıp, yaşamı çekilmez kılan kapitalizme karşı mücadele eden işçilerin yanı olmalı.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
- Ev Sahibi ve Misafirin Çilesi
- “İki Aydır Bizim Eve Et Girmiyor”
- Yaz Tatili Bir Hayal
- Müjdelerin Şahı: Kokteyl Maden Bulundu!
- “Karpuza Dördüncü”
- Yoksul Bile Değilmişiz!
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- Ekmeksiz İftar
- Nihayet Mango Yedim
- Manda ve Yoksullara Şifa Tarifleri
- Yüksek Elektrik Faturaları Hastaları Etkiliyor
- Ülke, İşçileri Dizginsiz Sömürenler İçin “Çok Tatlı!”
- Hayat Pahalılığı, Zamlar, Yoksulluk: Bitsin Artık Bu Zulüm!
- Yoksul muyuz Değil miyiz?
- KDV İndirimleri, Vergiler, Zamlar, Müjdeler ve Hayatımızın Gerçekleri
- Enflasyon, Döviz ve TÜİK
- Yoksulluk Derinleşiyor Borçlarımız Artıyor
- Rüyalarımız Ancak Mücadele Edersek Gerçeğe Dönüşebilir
- Bir Özel Hastane ve İşçi Şinasi’nin Bebeği
Son Eklenenler
- Onlar komşumuz, iş arkadaşımız. Aynı mahallede, aynı sokakta yaşıyoruz; aynı işyerlerinde çalışıyoruz. Ama kim olduklarının, adlarının, geçmişlerinin bir önemi yok. Onlar mülteci, onlar göçmen… Türkiye’de Suriyeliler, Afganlar”, Amerika’da “...
- Son dönemde dünya genelinde internet ve sosyal medyada yoğun rağbet gören bir teori var, karınca teorisi. Bu teorinin ne kadar bilimsel olduğu tartışmalıdır ama anlatı siyasal ve toplumsal alanla kesiştiği için ilgi görmektedir. Anlatı şöyle: “Gidin...
- En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...