Buradasınız
Krizin Faturası Patronlara Kesilsin!
Bir grup sağlık işçisi

Merhaba arkadaşlar. Bizler özel hastanede çalışan sağlık işçileriyiz. Neredeyse her gün işten atılan işçi haberleri alıyoruz. Bazen de kendi işyerlerimizde, çevremizde görüyoruz. Yaklaşık 10 yıl içinde üç hastanesinin üzerine beş ayrı hastane alan patronumuz, çalıştığımız hastanede kemeri bize sıktırmak için kolları sıvadı. Önce patronumuza ait diğer hastanelerden işçi çıkarıldığını duyduk. Bu haberler bir panik havası yarattı. Sıranın bize geldiği söylentileri aldı yürüdü. Sonra da mobbing nedeni ile işten ayrılan işçilerin yerine kimsenin alınmayacağı duyuruldu. Bu yaşananlardan önce zaten üç işçinin yapacağı işi bir işçiye yıkmışlardı. Ayrılanların yerine kimse alınmayınca beş kişinin yaptığı iş bir kişiye yüklendi. Tabi sadece bununla sınırlı kalmadı saldırılar. Bayram ve resmi tatillerde fazla mesaiye kaldığımız günlerin ücretleri artık verilmeyecek. Kurban bayramından önce yapılan toplantıda “ülkemiz ekonomik bir saldırıyla karşı karşıya. Bu durumdan biz de etkilendik. Bundan dolayı ailenin diğer üyeleri olarak sizlerden de elinizi taşın altına koymanızı bekliyoruz” denildi. Bu toplantı herkeste şok etkisi yarattı. İtiraz edenler tabi ki oldu. Fakat tek tük ve dağınık olduğu için hiçbir etkisi olmadı. Zaten işten çıkarılma korkusu herkesin isyanını yutmasına yetti. Böyle bir aile duydunuz mu? Beş kişi dışında herkes aç! “Biz bir aileyiz” yalanları her işyerinde düzenli olarak kullanılan bir yalandır, bunu biliyoruz. Ve elimizden geldiğince işyerindeki arkadaşlarımıza anlatmaya çalışıyoruz, ısrarla anlatmaya da devam edeceğiz.
Kardeşler, bu saldırılar artarak devam edecek. Biz işçiler birbirimize ve haklarımıza sahip çıkmadığımız sürece patronlar yarattıkları krizin bedelini biz işçilere ödetmeye devam edecekler. Krizin faturasını patronlara kesmenin tek yolu birleşip örgütlenmektir. Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiç bir şey!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...