Buradasınız
Krizinizi de Bütün Düzeninizi de Alın Gidin!
Mersin’den bir kadın işçi
İş bulmanın birçok yöntemi vardır. Bizler de bu yöntemlerle iş ararız genellikle. Kimi zaman müracaatlarımızı bir yakınımızın elamana ihtiyaç olduğunu söylediği yerlere kimi zaman da iş bulma kurumlarına yaparız. Bazen bir internet sitesi, bazen yerel bir gazete ya da duvardaki afişler bizlere iş bulmamızda yardımcı olur. Bunları iş bulmanın “normal” yolları olarak düşünüyorum. Krizle birlikte iş bulmak çok daha zorlaşmaya başladı. Hele de yaşınız 35-40’ın üzerindeyse neredeyse imkânsız hale geldi. Sabahları belediye otobüsleri sanki işçi servisi gibidir. Farklı saatlerde farklı sektördeki işçileri taşır belediye otobüslerinin sabah servisleri. Benim işe gittiğim saat hizmet sektörünün daimi elemanlarının, ev temizliğine giden kadınların işe gittiği bir saattir. İşte o kadınlardan biri de benim. Gide gele birbirini tanıyan insanların sohbetleri bazen çok ilginç ve heyecanlı olabiliyor. Biliyorsunuz hükümet bir taraftan gaza, tuza, çaya, elimizin değdiği ne varsa elimizi yakacak kadar zam yapmış olmasına rağmen diğer taraftan kriz yokmuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyor. Ben de “ya aslında kriz falan yok, ne krizi? Keyfimden üç kuruşa eşek gibi çalışıyorum, onun bunun pisliğini temizliyorum” diye düşünüyorum. Ama iş öyle bir noktaya geldi ki şimdi anlatacağım olay beni çok şaşırttığı gibi sizi de şaşırtacak, üzecek.
Geçtiğimiz günlerde yine krizin olmadığını düşünerek yolculuğuma devam ederken yanıma 30’lu yaşlarda bir kadın oturdu. Uzun boylu, başı yazmalı, esmerce bir kadıncağız… “Var bir sıkıntısı ama hadi hayırlısı” diye düşündüm. Ara ara bana bakıyordu, hafif eğilip sanki beni tanıyormuş da nerden tanıdığını hatırlamaya çalışıyormuş gibi bir hali vardı. Birkaç kez bakıp yüzünü çevirdikten sonra nihayet konuşmaya başladı. Aramızda geçen konuşma beni şaşkına uğrattı. “Pardon! Benim adım A… size numaramı versem ev temizliği, çocuk bakımı, yaşlı bakımı ya da herhangi bir iş çıkarsa bana haber verir misiniz?” dedi. Şaşkın şaşkın bakıyordum o anda. Bir an elim telefona gitti ve numarasını kaydettim. “Tabi olursa haber veririm” dedim. “İsmimi unutmazsın değil mi?” “Meraklanmayın isminizi unutmam, adaşımsınız” dedim. Teşekkür etti, yanımdan kalktı ve arka koltukta başka bir kadın arkadaşın yanına oturdu. Gün boyu iş yaparken iş arayan adaşımı düşündüm durdum. Bir sürü “acaba”lar kafamda uçuştu durdu. Birkaç gün sonra, yine aynı istikamette, aynı belediye otobüsünde ve bu kez farklı bir kadın, bu kez farklı bir tarzda otobüsün ön tarafa yakın kısmından biraz da yüksek bir sesle iş aradığını; eğer temizlik işi olursa haber vermek isteyenlere telefon numarasını vermek istediğini söyledi. Yine çok şaşırdım. Oysa “kriz yoktu, insanlar mutluydu, ülke ekonomide ilerleme kaydediyordu”! Yumruklarımı sıktım öfkeden, saçlarımın dibine kadar karıncalandı bütün vücudum. “Bu günleri de görecektik demek” diye geçti aklımdan.
Eyy kadınları eve hapsetmeye çalışan zihniyet! Çocuklarının ve kocasının kölesi olmasını istediğiniz kadınlar belediye otobüslerinde iş arar sorar oldu. Hele bir düşünün oradaki kadın sizin eşiniz, sizin kızınız olsaydı… Böyle giderse hepimizin aynı duruma düşmesi kaçınılmaz. Eyy hükümet eden efendiler! Azıcık hicap eder misiniz acep? Din kardeşleriniz, bacılarınız mezata düşecek duruma geliyorlar yavaş yavaş. Hicap eder misiniz acep? Ben temizlik işçisi bir kadın olarak insanlığımdan utandım, yerin dibine giresim geldi. Başımı dışarı çevirip gözyaşlarımı öyle döktüm. Siz bir damla dahi olsa gözyaşı döker misiniz? “Ananı da al git” dediklerinizin anaları şimdi belediye otobüslerinin sabah servislerinde iş arıyor. Eyy “sarı yelek giyip sokağa çıkmak isteyen çıplak yatmayı göze alır” diyenler! Kadınlar artık otobüslerde iş arar duruma geldi. Yönettiğiniz devlet, sisteminiz sizlere bal kaymak sunarken biz işçileri aç bırakıyor, mezata çıkarıyor. Siz olsanız boyun mu bükerdiniz? Mezata çıkmaya razı mı gelirdiniz? Karınızın, çocuğunuzun otobüslerde iş aramasına razı mı gelirdiniz? Vicdanınız sızlamaz, yüreğiniz yanmaz mıydı? Anamıza dil uzatanların, bizleri ölümle tehdit edenlerin vicdanı var mı acep? Şimdi biz size söylüyoruz: Krizinizi de bütün düzeninizi de alın gidin!
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
KESK’ten Ülke Çapında Ek Zam Eylemleri
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...