Buradasınız
KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
İstanbul Üniversitesi’nden bir öğrenci
25 Ekim günü Aydın’ın Efeler ilçesinde bulunan, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı (KYK) Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdunda asansör 6. kattan -1. kata içindeki 16 öğrenci ile birlikte düştü. Olayda 22 yaşındaki öğrenci Zeren Ertaş yaşamını yitirdi. Öğrencilerin tamir edilmesi ve bakım yapılmasına yönelik uyarılarına ve CİMER şikâyetlerine rağmen asansör 15 gündür onarılmıyordu.
Olayın ardından Aydın Valisi Yakup Canpolat, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada örtbas etmeye çalıştı. Canpolat, 15 kişilik asansöre 16 kişinin bindiğini, asansörün henüz birinci kattayken daha kapı kapanmadan kaymaya başladığını, bu sırada öğrencilerden birinin panik halinde dışarı çıkmaya çalışırken hayatını kaybettiğini söyleyerek adeta o gün o asansörde olduğu için ve hatta öldüğü için Zeren’i ve arkadaşlarını suçladı! Yapılan bu açıklama olayın sorumluların pervasızlığını, umursamazlığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Onlarca gün asansörlerin tehlikeli olduğu konusunda yurt yönetimini uyardıklarını ancak dikkate alınmadıklarını söyleyen öğrenciler ise olayın ardından “Katil KYK” sloganlarıyla sorumluları protesto ettiler. Yurtta kalan öğrencilerden biri sosyal medyadan yayınladığı videoda olayı şöyle anlattı: “Videoya almamamız konusunda çok uyarıldık, üstelik buralara kapatıldık. Sesimizi çıkarmamamızı sağlamaya çalışıyorlar. Günlerdir uyardığımız asansör sonunda düştü. Kurtlu yemeklerden ziyade canımız da artık tehlikede. Çok uyardık, hepimiz dedik. Fakat bir türlü bu asansör yapılmadı. Şu an içeride kim bilir kimin evladı canıyla cebelleşiyor. Yüksek kattan düştüğü söyleniyor. Ve gerçekten bu durum hakkında hiçbir şey yapılmayacak sanırım. Çünkü görüntü almamızı bile engellemeye çalışıyorlar. Artık sesimizi duyun.”
Daha sonra Aydın Kent Meydanında açıklama yapan öğrenciler iki hafta önce de benzer bir olay yaşandığını, yine 15 öğrencinin B bloktaki asansörde mahsur kaldığını ama tüm uyarılara rağmen önlem alınmadığını ifade ettiler. Öğrenciler şunları söylediler: “Arkadaşımızın ölümüne sebep olan bozuk asansör ve güvencesiz yurtlara önlem almayanlar, arkadaşımızın ölümüne ses çıkartanlara karşı TOMA’larla önlem almıştır. Bizler bu faciadan sorumlu yurt yönetimi yargılanana kadar ve ölümüne sebep oldukları arkadaşımızın hesabını verene kadar sesimizi çıkarmaya, adalet aramaya devam edeceğiz.” “Kaza Değil, İhmal” pankartı açan öğrenciler, “Ölmeye Değil Okumaya Geldik” dövizlerini taşıdılar. Yürümek isteyen ve ölen arkadaşlarının anısına yurt önüne karanfil bırakmak isteyen öğrenciler ise gözaltına alındı. İşte iktidarın adaleti!
Enes Kara, Mehmet Sami Tuğrul, daha birkaç gün önce Resul Alan ve şimdi de Zeren Ertaş… Bu isimler bu kan emici sistemin içimizden çekip aldığı yaşamlardan sadece birkaçı… Biz “hak verilmez alınır” deyip bir araya gelemediğimiz, daha güçlü bir şekilde hep bir ağızdan sesimizi çıkaramadığımız için kapitalist sistemin yarattığı tablo bu. Biz gözlerimizi kapatıp kulaklarımızı tıkarsak yaşamın düşmanı olan egemenler “KYK yurtları en lüks otellerle yarışıyor” diyerek kendi kirli siyasetlerini yapmaya, “barınamıyoruz, geçinemiyoruz, nefes alamıyoruz” diyen binlerce genci yok saymaya devam edecekler. Emeğimizi, hayallerimizi, yaşamlarımızı bizden çalanlara karşı gözlerimiz gerçeği görmeli, kulaklarımız zulmü duymalı, dillerimiz haksızlığı haykırmalı ve birleşip ellerimiz bir balyoz gibi inmeli bu kokuşmuş düzenin tam bel kemiğine!
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...