Buradasınız
Maden Filmi: Mücadele Eden İşçilerin Dönüşümü
9 Ekim Pazar günü UİD-DER Gebze temsilciliğinde pek çok sektörden işçinin katılımıyla bir film etkinliği düzenlendi. Maden işçilerinin yaşamını, çalışma koşullarını, mücadelelerini ve bu mücadele içinde dönüşümlerini anlatan Maden filmini izleyen işçiler, hem duygulandılar hem de filmin kendi yaşamları ve mücadeleleri üzerine düşündürdüklerini filmin ardından sohbetlerle paylaştılar. Filmden önce izlenen bir video ile geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz ve Maden filminde Nurettin karakterine hayat veren Tarık Akan anıldı.
Maden filmi, 1978 yılında Zonguldak madenlerinde çekilmiş. Tıpkı günümüzde olduğu gibi o dönemde de kötü çalışma koşulları ve iş cinayetleri işçilerin en büyük sorunlarıydı. Film bir iş kazası ile başlar. Ama işçiler örgütlü bir tepki veremezler ve iş cinayetleri devam eder. Bilinçli, mücadeleci bir işçi olan İlyas, çalışma arkadaşlarına her fırsatta meydana gelen iş kazalarının takdiri ilahi olmadığını, tüm bunların patronların kâr hırsından kaynaklandığını anlatmaya çalışır. İşçilere gerekli önlemler alınmadığı için arkadaşlarının ölüme gönderildiğini fark ettirmeye çalışır. İşçi Nurettin, Ömer ve İsmail, İlyas abilerinin anlattıklarıyla, ortaya koyduğu tutumla yavaş yavaş dönüşmeye, değişmeye başlarlar. Ocakta başka işçiler ölmesin, çocuklar babasız kalmasın diye imza toplayıp müfettiş getirtmeye çalışırlar. Bunu engellemeye çalışan sarı sendikacılara karşı da çetin bir mücadeleye girişirler İlyas’la beraber. Patron ve sarı sendika işçileri örgütleyen İlyas’ı susturmak için silahlı bir saldırı organize ederler. Bilinçlenmeye başlayan öncü işçiler arkadaşları hastaneden çıkıncaya kadar iş yavaşlatma eylemi başlatırlar.
Filmde dönemin politik atmosferine dair ipuçları da görmek mümkün. Örneğin İlyas’a gönderdiği mektupta kardeşi, faşist saldırıların tırmandırıldığını, gençlere, sosyalistlere ve öncü işçilere yönelik katliamlar gerçekleştirildiğini, baskıları anlatır satırlarında. Mektubun son satırlarındaysa abisine şöyle seslenir: “Size güveniyoruz abi, size, işçilere güveniyoruz. Sizin o sade, gösterişsiz fakat doğru, sağlıklı gelişmenizden aydınlık haberler yaz bana.” İlyas kardeşine güzel haberler yazamaz. Film yine bir iş cinayeti ile biter. Bu sefer İlyas patronun kasıtlı ihmaliyle ölüme gönderilir ama bu ölüm “sade, gösterişsiz fakat doğru, sağlıklı gelişen” işçilerin birleşmesiyle, kenetlenmesiyle biter.
Bu anlamlı filmi hep birlikte izleyerek daha da anlamlı kılan işçiler, filmden sonra duygu ve düşüncelerini paylaştılar.
Türk Metal üyesi bir işçi: Filmde anlatılanların bugünden hiçbir farkı yok adeta. İş kazaları çok sık meydana geliyor. Soma gibi büyük bir katliam yaşandı. Onlarca işçi hayatını kaybetti. Bir taraftan da işçiler mücadeleye devam ediyorlar. Daha geçen yıl metal fırtına yaşandı. Siyasal atmosfere bakıyoruz. Tıpkı o dönem olduğu gibi faşizm tırmanıyor. Ama bunun böyle devam etmeyeceği açık değil mi?
Bir kadın işçi: Film bir iş kazası ile başladı yine bir iş kazası ile bitti. Başlangıçta işçiler kendi sorunlarıyla ilgili değillerdi. Hayatın akışına kaptırdılar kendilerini. Şehre gelen sirkle, çadırla oyaladılar kendilerini. Nurettin “ben ocağa girip de geri dönmezsem çocuklarımın hali ne olur?” diye sorgulamaya başladığında mücadele etmesi gerektiğine, bir şeylerin değişmesi gerektiğine inandı. Bir gerçeklik tokat gibi suratına çarptı. Bizler de işyerlerimizde arkadaşlarımızla konuştuğumuzda tam da burada olduğu gibi gerçekleri göstermekte ve anlatmakta ısrarcı olmalıyız.
Bir ofis işçisi: Zor koşullar altında çekilmiş bir işçi filmi. Binlerce işçinin çalıştığı bir madende grevi örgütleyen işçi sayısına baktığımız zaman bugün de durum aynı. İşçiler var olduğundan beri mücadele var ve devam ediyor. Tıpkı Nurettin’in, Ömer’in gelişiminde olduğu gibi bilinçli işçilerin umuduyla, güveniyle yaşamalıyız.
Petro-kimya işçisi: “Dünyada ilk kez bizler mücadele etmeyeceğiz. Bizler yıllardır var olan bir mücadeleyi daha da yükseltmek için çalışmalıyız. Sendikalar biz işçilerindir. Onları sarı sendikacılara, sendikal bürokrasiye bırakmamalıyız. Ne yazık ki patronlara karşı mücadele ederken bir taraftan da sarı sendikacılara karşı mücadele ediyoruz.”
Yapılan sohbetlerde işçiler, haklarımızı ancak mücadele ederek kazanabileceğimizi, İlyasları, Nurettinleri çoğaltmak gerektiğini, içinde bulunduğumuz bu gidişata ancak sınıf bilinçli işçilerin dur diyebileceğini vurguladılar. Anlamlı sohbetlerin ardından etkinlik sona erdi.
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...