Buradasınız
Maden Kanununda Göstermelik Değişiklik
Bostancı’dan bir işçi
İşçi örgütlerinin yıllardır ileri sürdüğü taleplere kulaklarını kapatan sermaye yanlısı hükümetler, artan işçi ölümleri üzerine kanunlarda değişiklik yapmak zorunda kalıyorlar. 30 maden işçisinin Zonguldak Karadon’da iş cinayetine kurban gitmesi sonrasında sıkışan hükümet, maden kanununda değişiklik yapmak zorunda kaldı. Ama nasıl bir değişiklik? “Ateş düştüğü yeri yakar” derler. 17 Mayısta Zonguldak Karadon’da 30 madenci ailesinin yüreğine ateş düştü. Patronun daha fazla kâr etme arzusu onlarca madencinin ölümüne yol açtı. Zonguldak’a giden başbakan ve yetkililer iş cinayetini örtbas eden pervasız açıklamalar yapmışlardı.
10 Haziranda “Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve ardından Cumhurbaşkanı tarafından da onaylandı. Maden ocaklarında ölümlerin artmasının ardından, tepkilerden korkan hükümet yasalarda düzenleme yapmaya başladı. Ancak bu düzenlemeler madencileri ölümlerden kurtaracak ya da yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirecek yeterlilikte değişiklikler değil.Yasa tasarısında öncelikle madenlerin gruplandırmasının yeniden yapılandırılmasına karar verildi. Devletin alacağı pay oransal olarak yeniden belirlendi. Devlet bu değişiklikle kendi payını yükseltti. Madencilik faaliyeti yürütecek firmalar için ruhsat alımında, harç ve teminat bedellerinde yeni düzenlemeler getirildi. Madencilikte işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idarelerine yani valiliklere devredildi. Kaçak kömür ocaklarının kayıt altına alınması için maden nakliyesi yapan araçlarda sevk irsaliyesi kesilmesi zorunlu hale getirildi. İrsaliyesi olmayan araçlara el konulması ve kamulaştırılması kararlaştırıldı. Kaçak yakalananlardan madenin ocak çıkış fiyatının 5 katı kadar da para cezası kesilebilecek. Maliye açısından bütün mal ve sevkiyatlarda irsaliye ya da fatura kesilmesi zaten zorunludur.
Devlet ormanları sınırları içindeki alanlarda yapılacak maden faaliyetlerine ilişkin ruhsatı verme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığına verildi. Bu maddeyle birçok bölgede, Danıştay ve Bölge İdare Mahkemeleri kararıyla faaliyeti durdurulan maden işletmelerinin faaliyetinin önü yeniden açılacaktır. Yani değişikliğin asıl amacı sermayenin önünü açmaya dönüktür.
Son olarak da yeraltı ve diğer maden çıkarma faaliyetlerinde maden mühendislerinin olması zorunlu kılındı. En az 15 işçi çalıştıran yeraltı üretim yöntemiyle çalışan işletmeler ile en az 30 işçi çalıştıran işletmelerde asgari olarak bir maden mühendisini daimi olarak istihdam etme zorunluluğu getirildi. Ancak bu mühendisin yetkileri de 4857 sayılı iş yasasının 81. ve 82. maddesiyle sınırlandırıldı. Bu, yasa yapıcıların işçilerin ölümünü ne kadar ciddiye aldıklarının bir göstergesidir aslında.
Tüm bu değişikliklere bakıldığında iş cinayetlerine engel olacak hiçbir uygulamanın getirilmediği görülmektedir. İşçi sağlığı ve güvenliği önemleri arttırılmamıştır. Ölüme neden olan patronlara yönelik cezai yaptırımlar yoktur. Patronlardan ya da onların sözcülüğünü yürüten hükümetten samimi olması da beklenemez. Hatırlarsak, Tuzla tersanelerinde yaşanan iş cinayetlerinin ardından sorunun kaynağı olarak işçilerin eğitimsizliği gösterilmişti. Açılan kursların sonucunda birçok işçi iş güvenliği eğitimi almıştı. Ancak ölümler durmamış, artarak devam etmişti, ediyor. Sorun, işçilerin dikkatsizliği ya da eğitimsizliği değildir. Hükümet ve devlet yetkilileri, işçilerin iş kazalarında ölmesinin önüne geçecek yasal düzenlemeleri gerçekleştirebilecek ve denetleyebilecek yetkiye sahiptirler. Deyim yerindeyse bir kalem oynatmaları yeterlidir. Ancak bunu kendiliğinden asla yapmayacaklardır. Biz işçiler kendi can güvenliğimiz için, iş kazalarında sakat kalmamamız, meslek hastalıklarına yakalanmamamız için bir araya gelmeli ve örgütlenmeliyiz. Örgütlenip mücadele etmeden ve patronlara iş güvenliği önlemlerini dayatmadan ölümler durmayacaktır.
Umut Biziz
Arızlı Emekçileri Evleri İçin Eylemdeydi
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Merhaba, ben Elazığ’dan Ankara’ya gelmiş genç bir işçi ve uidder.org takipçisiyim. Bir Elazığlı olarak Eti Krom AŞ işçilerinin mücadelesi karşısında duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
- Ekonomik yıkım, işsizlik, barınma sorunu, artan siyasi baskılar, din, dil, ırk, cins ayrımcılığı, savaşlar, göç sorunu, toplumsal ilişkilerin yozlaşması, iklim krizinin getirdiği aşırı sıcaklar, yangınlar, seller… Dünyanın neresine gidersek gidelim...
- İşçi ve emekçi kardeşlerim, bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Daha birkaç gün öncesi çalıştığım fabrikada korkunç bir iş kazası oldu. Aynı bölümde çalıştığım bir arkadaşım ne yazık ki enjeksiyon kalıbının mapasının...
- Bu düzende tüm gerçekler baş aşağı edilip çarpıtılıyor, adeta gözümüze perde iniyor. Gerçekler bir sis perdesinin arkasına itiliyor, biz de olanı göremez hale geliyoruz. Kapitalist sistemin yarattığı sorunlara karşı durabilmemiz ancak gözümüzdeki...
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.