Buradasınız
Mücadele Tohumlarını Yeşertenlere Selam Olsun!
Sancaktepe’den bir kadın işçi
Zalim despot bağırıp çağırıp kanımızı emerken
Ona karşı biz kazanacağız derken
Sömürünün çarkına balyozu indirirken
Sen de orada mıydın?
Koyu karanlık günlerde
Birbirimize sımsıkı kenetlenirken
Ustaların öğretilerini bir bir dikte ederken
Zincirlerimizden başka kaybedecek şeyimiz yok derken
Sen de orada mıydın?
Dostlar, bir işçi kardeşimizin yazdığı şiirden küçük bir alıntı ile seslenmek istedim sizlere. İşçi kardeşimizin “sen de orada mıydın?” sorusuna yanıt vermek istedim. Evet, ben de oradaydım… Başkaldırı türküleri söylenirken, meydanları inim inim inletirken, ustaların öğretileri dikte edilirken, katledilen Filistinli çocukların acısını yüreğimde taşıyarak ben de oradaydım… Tunuslu, Mısırlı, Cezayirli emekçiler isyan ederken, “Kapitalizm Çıkmazda, Çözüm İşçi İktidarında” derken ben de oradaydım… Ve tüm bedenimle, yüreğimle bu yolda “ben de varım” dedim. Ve o güzel günler için gece gündüz durmadan dövüşmeye, kıpkızıl gelincik tarlasının içindeki gelinciklerden biri olarak “ben de varım” dedim.
Yıl 1998… 20’li yaşlarda bir işçiyken, yaşadığım bir direnişte sınıf mücadelesiyle tanıştım. Sendikalaştığımız için işten atılmıştık ve direnişe geçmiştik. Deneyimsiz ve genç işçiler olduğumuz için, direniş nasıl yapılır, nasıl sürdürülür, ne yapmamız gerekir bilmiyorduk. Kendilerini korumak için karanlıkta ışık saçan ateş böcekleri gibiydik. Oysa biz direnişçi işçilerin kısa süreli ışığa değil, önümüzü aydınlatacak fenere ihtiyacımız vardı. Ve bir gün çıkıp geldiler… Ustaların öğretileri ile karanlıkları aydınlatmak onların doğasıydı. Nerede bir direniş, grev varsa bugün olduğu gibi o zaman da orada alırlardı soluğu. Karanlıkları aydınlatan bu fenerler kimlerdi? Nereden, nasıl gelmişlerdi? Bir gün direniş yerine gelmekte gecikseler, direnişçi işçi arkadaşlarımızın “Nerede kaldı bu direnişçiler” diye sordukları kimlerdi? Bu arada değinmeden geçemeyeceğim, direnişçi arkadaşlar sadece bu fenerleri böyle merak ederlerdi.
Onlar bugünün deyimiyle UİD-DER’in kızıl gelincik tarlasının tohumlarıydılar. Çeşitli fabrikalardan, sendikalardan, direniş yaşamış işçilerin yan yana gelerek oluşturdukları İşçi Öz Eğitim gruplarıydı onlar... Onlarca direnişten öğrendikleri deneyimleri ve işçi sınıfının mücadele tarihinden çıkan dersleri bizlere taşıyan aktarma kayışıydılar. Direnişimize güç ve can veriyorlardı, yeni tohumlar ekmeye geliyorlardı sınıf mücadelesine… Genç bir kadın işçi, aynı zamanda 2 buçuk aylık bebeğiyle direnişte olan, çocuğunun geleceği için patrona kafa tutan bir anne olarak ben de vardım orada… Usta öğretiler sayesinde, bir tohum olarak beni de kattılar sınıf mücadelesine. Onların umutlarına, inançlarına, tıpkı bugün olduğu gibi karanlıkları aydınlatan fenerlerinin ışığına ben de katıldım. İşçi Öz Eğitim gruplarında, bir tohum olarak artık ben de vardım.
Ve 2006’nın 15-16 Haziran’ında, büyük işçi direnişinin yıldönümünde, sınıf mücadelesinin topraklarına ekilen bu tohumlar yeşerdi bitkiler gibi. UİD-DER’i kurduk ve kök saldık bulunduğumuz her yere… Köklerimiz, sınıf mücadelesinin derinliklerinden gelir. Öyle bir kök ki, bezirgânların saltanatını yıkana kadar ayrılmaz sınıf mücadelesinin topraklarından…
Ve bugün… İşte o tohumlardır, işçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER’in içinde kızıl gelincik tarlalarını yaratan. Selam olsun o tohumları ekenlere, yeşertenlere! Akıntıya karşı kürek çekenlere! Selam olsun zulmün önünde eğilmeyen, başı dik, onurlu, mücadeleci UİD-DER’li işçi kardeşlerimize ve dostlarımıza! İşçi sınıfının şanlı direnişi 15-16 Haziran’ın mücadele ruhunu bir meşale gibi bugünlere taşıyanlara, sınıf mücadelesine yeni tohumlar ekenlere selam olsun!
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- 15-16 Haziranı Yaratanlara ve Onun Ruhunu Yaşatanlara Selam!
- UİD-DER Saflarında Olmak
- Sendikası İçin Mücadele Edenler
- UİD-DER’le 15-16 Haziran’ı Biz de Yaşadık
- Dün de, Bugün de Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde!
- Mücadele Ateşini Harlayan UİD-DER’e Selam Olsun!
- Dev Gövdesiyle Yürüyor Haziranda
- Metal İşçileri: “Tarihe Başka Bir Gözle Baktık”
- Bu Tarih, Bizim Tarihimiz
- Sınıf Tarihimizin Yolunda, UİD-DER ’in Rehberliğinde Yürüyoruz
- Geleceğe Köprü Olmaya Borçluyuz!
- Okurlarımızdan Yayın Akışımıza Yönelik Mesajlar
- Gururlandık, Onurlandık ve İçimiz Umutla Doldu
- Akın Akın Yürüyor İnsan Seli
- Mücadele Tohumlarını Yeşertenlere Selam Olsun!
- Tarihi Yazan ve Yaşatanlara Selam Olsun!
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Derindedir
Son Eklenenler
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.