Buradasınız
Nedir Bu Sınıflar Mücadelesi?

“Hayat bir mücadeledir” sözünü sıkça duyarız. Bu sözle hayatın zorluklarla dolu olduğu, insanın doğumdan ölüme kadar ayakta kalma mücadelesi verdiği vurgulanır. Fakat yaşadığımız toplum farklı insan gruplarına yani sınıflara bölünmüştür. Demek ki bir sermaye sahibinin (kapitalistin) hayat mücadelesi ile emek gücünü satarak geçinen bir işçinin hayat mücadelesi farklıdır. Kapitalist her ne pahasına olursa olsun kârını ve sermayesini büyütmek için mücadele eder. Bunun yolu işçileri daha uzun saatler boyunca çalıştırmak, daha fazla sömürmek ve daha az ücret vermektir. İşçinin mücadelesi ise ailesini hayatta tutacak koşulları sağlamaktır, bunun için gece gündüz emek harcar, ter döker. Bu iki sınıf yaşamın her alanında açık veya örtük, sert veya yumuşak, bilinçli veya bilinçsiz şekilde birbiriyle mücadele eder. Ekonomiden siyasete toplumsal yaşam, aslında bu iki sınıfın mücadelesine göre şekilleniyor. İşte bu durum, sınıflar mücadelesi olarak adlandırılıyor.
Kuşkusuz sınıf mücadelesinin önemli bir ayağı işyerlerinde gerçekleşiyor. İşçilerin daha iyi yaşam koşulları için daha yüksek ücrete daha fazla sosyal hakka, daha sağlıklı çalışma koşullarına ihtiyacı var; tüm bunlar içinse güçlü birliklere! Bu sömürü düzeninde hiçbir patron, durup dururken işçilere daha iyi koşullar sunmaz. Çünkü çalışma koşullarının sağlıklı hale getirilmesi veya işçilerin ücretlerinde her anlamlı artış patronun kârının azalması sonucunu doğurur. Hemen ekleyelim ki işçinin kazanımı, patronun kârının küçük bir kısmından feragat etmesi anlamına gelir ama patronlar asla kendi istekleriyle buna razı olmazlar. Onlar mümkün mertebe işçileri iliklerine kadar sömürmek, işçilik maliyetlerini azaltmak ve kârlarını maksimize etmek isterler. İşte bu da kaçınılmaz olarak işçiler ile patronlar asında sürüp giden bir mücadele doğurur. İşçiler doğal olarak bu mücadelede tek başlarına hareket ederek kazanım elde edemezler. Ancak “hak verilmez, alınır” diyerek harekete geçtikleri ve örgütlü bir güç haline geldikleri oranda patronlara geri adım attırabilir, haklarını genişletebilirler.
Sınıf mücadelesi deyince kimilerinin aklına yalnızca işyerlerinde verilen ücret mücadelesi geliyor. Ama sınıf mücadelesini sadece işyerleriyle, sendikal ve ekonomik haklar mücadelesiyle sınırlamak son derece yanlıştır, hatalı bir algılamadır. İşçi sınıfı önderlerinin ifade ettiği gibi, sınıflı toplumlar tarihini şekillendiren sınıflar mücadelesidir. Bu mücadele ezen ile ezilen, sömüren ile sömürülen arasındaki mücadeleyi kapsadığı gibi, sömürücü egemen sınıf arasında sürüp giden mücadeleyi de kapsar. Tarihsel-toplumsal gelişmeyi şekillendiren bunların toplamıdır. Bu önemli gerçeği akılda tutarak vurgularsak, toplumsal hayatın her alanında sınıf mücadelesi vardır. Daha yüksek ücret ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması, yasaların işçiler lehine düzenlenmesi, siyasal, sendikal ve demokratik hakların genişletilmesi, birey ve kadın haklarının kazanılması, doğanın tahrip edilmesine karşı çıkılması, yaşanabilir kentler kurulması, sömürüye, insanın insana kulluğuna son verilmesi ve benzeri… Tüm bunlar sınıf mücadelesinin ayrılmaz parçalarıdır.
Mesela 6 Şubat depremlerini düşünelim. Bir doğa olayı olan depremin korkunç bir felakete dönüşmesi ve on binlerce insanımızın canını alması sınıf mücadelesinden bağımsız mı? Depreme dirençli kentler kurmak yerine inşaat şirketlerini semirtmek, insanı düşünmek yerine rantı düşünmek siyasi bir tercihtir. Ülkenin tüm kaynaklarını depremin yaralarını sarmak için seferber etmek yerine OHAL ilan etmek, emekçinin sırtına inen sopayı büyütürken Kızılay’ın, AFAD’ın içini boşaltmak da öyle! Peki, işçi sınıfı örgütlü bir güç olarak siyaset sahnesinde olsaydı, deprem bu denli büyük bir felakete dönüşür müydü? Depreme dirençli, insanı esas alan, doğayla uyumlu kentler kurulması da işçi sınıfının mücadelesinin önemli bir ayağını oluşturuyor.
Doğanın talan edilmesinden tutalım insanların cinsel, mezhepsel, ulusal kimliklerinden ötürü ayrımcılığa uğramasına, göç sorunundan yoksullaşmaya kadar yaşamın her alanındaki sorun sınıf mücadelesinin birer konusudur. Emperyalist savaşlar, göç krizi, iklim krizi, felakete dönüşen depremler, seller, yangınlar, işsizlik, yoksulluk… Nereye baksak sömürü ve talan düzeni kapitalizmin bir avuç kapitalistin çıkarı için milyarlarca emekçiyi acı, yıkım ve gözyaşına boğduğunu görüyoruz. Bu sistemin insanı alçalttığını, boynunu büktüğünü, el avuç açtırdığını görüyoruz. Sınıflara bölünmüş olan toplumda sürekli bir güç mücadelesi yürüyor ve kim güçlüyse onun dediği oluyor. Yani her şey işçi sınıfının ne talep ettiği, ne kadar arkasında durduğu, ne kadar mücadele ettiğiyle alakalıdır. İşçi sınıfı olarak yaşamın her alanında süren kıyasıya bir mücadelenin içinde olduğumuzu bilmeli, silkinip ayağa kalkmalıyız.
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- “Yaşam Adil Olmadan Ölüm Adil Olur mu?”
- Hak İstiyorsak Sorumluluk Almalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Erizihson Efsanesi ve Açgözlülük Meselesi
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım!
- İşçi Dayanışması 185. Sayı Çıktı!
- “Yolun Karanlığı Olmaz, İyi Bir Arkadaşla Yürüyene”
- Sınırdışına Çıkmak mı Sınırları Aşmak mı?
- Dünya Meydanlarından Yükselen Sesler Bize Ne Anlatıyor?
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Titan’dan Titanik’e Kapitalizmin Akıl Dışı Hikâyesi
- “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na Hayatımızda Ne Değişti?
- Kıdem Tazminatına Ne Oldu?
- Saldırılara Nasıl Karşı Koymalı? Maden-İş Örneği Yol Gösteriyor!
- İşçi Dayanışması 184. Sayı Çıktı!
- Asıl Değerli Olan…
- Neden ve Nasıl Değiştim?
- Birimize Yapılan Hepimize Yapılmış Demektir!
- Armut Ağacı ve Bilinç Meselesi
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- Hak İstiyorsak Sorumluluk Almalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Erizihson Efsanesi ve Açgözlülük Meselesi
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım!
- “Yolun Karanlığı Olmaz, İyi Bir Arkadaşla Yürüyene”
- Sınırdışına Çıkmak mı Sınırları Aşmak mı?
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Titan’dan Titanik’e Kapitalizmin Akıl Dışı Hikâyesi
- “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na Hayatımızda Ne Değişti?
- Saldırılara Nasıl Karşı Koymalı? Maden-İş Örneği Yol Gösteriyor!
- Asıl Değerli Olan…
- Birimize Yapılan Hepimize Yapılmış Demektir!
- Ezilen İnsanlığın En Soylu Amacı
- Adımızın Hakkını Vermek İçin!
- Bir Şafak Vakti “Onlar”, Ayağa Kalkacaklar!
- “Pandora’nın Kutusu”ndan Bize Ne Kaldı?
- Egemenlerin “Zafer Yolları”nda İnsan Kalabilmek
- Gerçeklere Egemenlerin Kirli Aynasından Bakma!
- Başarı Uzun Soluklu Mücadeleyle Elde Edilir
Son Eklenenler
- Baskılar karşısında geri adım atmayan ve mücadeleyi büyüten direnişçi Trendyol işçileri, DGD-SEN ve PTT-SEN öncülüğünde 26 Eylülde bir kez daha “Ya Saygın Bir Uzlaşma Ya da Tavizsiz Direniş” diyerek Trendyol Genel Merkezi önünde eylem yaptılar....
- Japonya’da mücadeleci sendikalar ve demokratik kitle örgütleri 19 Kasımda savaş politikalarına ve işçi sınıfına yönelik saldırılara karşı bir miting gerçekleştirecekler. Japon Demiryolu İşçileri Sendikası Doro-Çiba, Japon İnşaat ve Taşımacılık...
- Yunanistan’da binlerce işçi iş kanununun değiştirilmesine karşı 21 Eylülde greve çıktı. Yunanistan Kamu İşçileri Sendikaları Konfederasyonunun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen greve toplu taşıma işçileri, doktorlar, hemşireler, öğretmenler ve daha...
- Geçenlerde sosyal medyada bir habere denk geldim. Tavuk üreten bir fabrikada yumurtaların civciv olma süreci bekleniyor. Yumurtalardan çıkan civcivler erkek ve dişi olarak ayrılıyor. Ayrılan erkek civcivler toplu halde öldürülüyor. Bunun sebebiyse...
- Merhaba. Uzun yıllardır devam eden ekonomik krizin sonuçları artık kendini iyiden iyiye gösteriyor. Ücretlerimizin düşmesi, kıdem tazminatımızın kuşa döndürülmesi, fiyatların astronomik biçimde yukarı fırlaması neticesinde en doğal hakkımız olan bir...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, 24 Eylülde Kartal Meydanında “Emekliler Buluşması” düzenledi. “Emeklilikte Adalet! Emeklilikte İnsanca Yaşam!” başlığıyla düzenlenen eyleme sendikalar, emekliler ve demokratik kitle örgütleri katıldı.
- İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN) üyesi iş güvenliği uzmanları, 24 Eylülde, Ankara Ulus Meydanında bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Çeşitli illerden iş güvenliği uzmanlarının katıldığı eylemde “İş Güvenliği Uzmanları...
- Birleşik Metal-İş üyesi işçiler olarak 17 Eylülde şubemizin olağan genel kuruluna katıldık. Genel kurul sona erdiğinde sendika yöneticilerimiz, temsilci ve delege arkadaşlarımız, misafirlerimiz “çok anlamlı, çok güzel bir genel kurul oldu” dediler....
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in çağrısıyla binlerce emekli, 24 Eylülde Kartal Meydanında düzenlenen Emekli Buluşmasında bir araya geldi. Eyleme DİSK’e bağlı sendikalar, DİSK/Emekli-Sen, Emekliler Derneği İstanbul Şubeleri,...
- Ben kendi harçlığımı çıkarmak için yazları çalışan bir öğrenciyim. Hayat pahalılığından dolayı çalıştığım yerde bazen mesailere kalıyorum. Hem bedenen hem de psikolojik olarak o kadar çöküyorum ki o günlerde! Ruhumu dinlendirebileceğim, rahat bir...
- Fabrikamızda bir haftadır ek zam alabilmek için mücadele ediyoruz. Umut da cesaret de bulaşıcıdır derler. Biz çevremizdeki fabrikalarda işçi arkadaşlarımızın verdiği mücadelelerden etkileniyoruz. Onları yakından takip ediyoruz. Özellikle geçim...
- İşçiyi köle gibi çalıştırmayı kendilerine hak gören patronların pervasızlıkları, işçilerin haklarına yönelik saldırıları bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde BİM (BİM Birleşik Mağazaları A.Ş.) Balıkesir Bölge Müdürlüğü, Balıkesir Bölge Deposu...
- Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için tazminatsız işten atılan işçiler direnişlerinin birinci ayında İstanbul’da Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptılar. Toplu iş sözleşmesinden doğan geriye dönük alacakları için eylemler...