Buradasınız
Nereden Baktığına Göre Değişir
Bağcılar’dan bir kadın işçi

Merhaba sınıf kardeşlerim. Ben işimden dolayı gün içerisinde birden çok patron veya işveren temsilcisiyle konuşmak zorunda kalıyorum. Geçenlerde işlemlerini yaptığım bir patron ile aramızda geçen diyalogu sizlere anlatmak istedim. Yüzü beş karış adam, “nasılsınız” dememle birlikte başladı işçilerden yakınmaya. İşçiler hakkında atıp tutarken bir işçiyle konuştuğunun farkında bile değildi. Ne de olsa biz memuruz işçi değiliz ya! Baktım durmadan işlerin kötü gittiğinden yakınıyor, anlatıyor. Ben de bir yandan işlemlerini yapıyor bir yandan dinliyorum. Sonra fırsat bulduğumda büyük bir krizin olduğuna, milyonlarca işçinin işsiz kaldığına, geçinmenin zorlaştığına dair bir iki cümle söyledim. Ama bunu duyan patron bey bir anda parladı. Çünkü ona göre işlerin kötü gitmesinin nedeni de işçilermiş! Gözlerini kocaman açarak ülkemizde işsizlik olmadığını, iş beğenmeme olduğunu söyledi. Sonra birden ta Çin’den, Japonya’dan örnekler verdi. Çinli ve Japon işçilerin çok çalışkan olduğunu ekledi. Japonların çalışma sistemlerini ağzının suyu aka aka anlattı. “Atom karınca gibi çalışıyorlar işçiler orada. 12 saate 13 saate vız diyorlar” dedi. Sabırla söylediklerini dinledim. Ama artık sıra bendeydi; “Doğru, gerçekten çok çalışıyor Japon işçiler. Peki, Karoşi kelimesinin anlamını biliyor musunuz?” dedim. Sonuçta Japonya’yı görmüş adam, belki kulağına değmiştir bir yerden! Ses gelmeyince konuşmaya devam ettim. Karoşinin Japon işçilerin aşırı çalışma nedeniyle sık sık ölmesi yüzünden tıp literatürüne geçmiş bir terim olduğunu, resmi rakamlara göre her yıl 1500 işçinin çok çalışmaktan öldüğünü aktardım.
Bunun üzerine çok atıp tutan patron, sadece bir iki saniye yüzüme bakmakla yetindi. O kendi sınıf penceresinden bakmıştı ben de kendi sınıfımın penceresinden… Ama karşısında sınıf bilinçli bir işçi vardı ve duydukları onu rahatsız etmişti. İşlemlerinin daha ne kadar süreceğini sorup, sustu. UİD-DER beni yine darda koymadı. Söylediklerimin hepsini UİD-DER’li arkadaşlarla yaptığım sohbetleri hatırlayarak aktarmıştım. Sonra fark ettim ki ne zaman buna benzer bir olay olsa sanki öncesinden hazırlanmış gibi oluyorum. Muazzam bir birikimin içinde olduğumu biliyorum ve bununla ne kadar övünsem azdır diyorum. UİD-DER bana gerçek kimliğimi göstermeseydi ben de muhtemelen olaya patronun gözünden bakardım. Sahip oldukları zenginliğin o beğenmedikleri işçi sınıfının eseri olduğunu bilemezdim. Ne demişler: Allah dermansız dert vermesin! Bizim dermanımız da kurtuluşumuz da mücadelemizi büyütmekten geçiyor. Örgütlüysen her şeysin örgütsüzsen hiçbir şey!
Büyük Biraderler İş Başında!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Sermaye sınıfı, burjuvazi, sağıyla soluyla, iktidarıyla muhalefetiyle bir bütündür ve yoksul halka, işçi sınıfına düşmandır. Ancak bu utanmaz sınıf ve politikacıları, bizleri kandırmak için yapmadıklarını bırakmazlar....
- Türk Tabipleri Birliği (TTB), 25 Şubatta “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün, Başka Bir Hekimlik Ortamı Mümkün!” diyerek İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. İstanbul Kadıköy’de bir basın açıklaması yaparak yürüyüşlerini başlatan hekimler,...
- İstanbul Beşiktaş Belediyesi ve Seyhan Belediyesi işçileri ücret gaspına karşı 24 Şubatta geciken ödemelerinin yapılması talebiyle iş bıraktı.
- Bugün ilaç yazdırmak için aile hekimime gittim. Ama onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim. Normalde güler yüzlü, hastalarına iyi davranan, insani ilişkileri güçlü biriydi. Üzüntüsünün sebebini sorduğumda iç çekerek anlatmaya başladı: “Gerçekten çok...
- Patronlar sınıfının biz işçilere topyekûn savaş açtıkları çok açık şekilde ortadadır. Her fırsatta mikrofonu kapan patronlar ve siyasetçiler büyümekten, gelişmekten, enflasyonun kısa sürede sona ereceğinden bahsediyor. Ancak gerçekler bunun tam...
- İşçi eylemlerinde, grev ve direnişlerde çokça atılan bir slogan vardır: Hak Verilmez Alınır! Bu yalnızca bir slogan değil, işçi sınıfının mücadele tarihinin bir özeti gibidir. Geçmişten bugüne sendikal ve siyasal hakların mücadeleyle kazanıldığını,...
- UİD-DER, 6 ay boyunca haklarını almak için mücadele eden ve sonunda patrona geri adım attıran Polonez işçileri ile birlikte 23 Şubatta etkinlik düzenledi. Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleştirilen “Polonez İşçileri Diyor ki:...
- Hepsiburada’nın taşımacılık şirketi olan HepsiJET’in İstanbul Esenyurt’ta bulunan deposunda çalışan 4 kadın işçi 17 Şubatta depo önünde direnişe başladı. DİSK/Lastik-İş Sendikası, örgütlenme faaliyeti yürüttüğü İstanbul Esenyurt’ta bulunan Huhtamaki...
- İstanbul’da çeşitli sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in 17 Şubatta “çalışma hürriyetinin ihlali” ve “suç işlemeye tahrik” suçlamasıyla tutuklanmasını ve Antep’te çeşitli fabrikalardan...
- Dünyanın en yüksek sendikalılık oranına sahip ülkelerinden biri olan Finlandiya’da birçok sektörde sendikalar ve işverenler arasındaki toplu sözleşme süreci devam ediyor. Ücret artışları, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, sözleşme süreleri gibi...
- Güven kelimesi aslında ne kadar derin bir anlama sahiptir. Güven, bireyler arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını sağlayan temel bir unsurdur. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, güven duygusu yaşamın vazgeçilmezidir....
- Mücadele örgütümüzün yayın organı İşçi Dayanışması’nın 201. sayısının arka kapağında yer alan “Suriyeliler Geri Dönecek mi?” yazısını ben de okudum. Yazıda, “Almanya’ya giden insanların ne kadarı kalıcı olarak Türkiye’ye geri döndü?” diye bir soru...
- Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında aralarında otel çalışanlarının ve çok sayıda çocuğun da olduğu, 78 kişi hayatını kaybetti. Sömestr tatili olduğu için ailelerin çocuklarıyla birlikte gittiği otelde toplu bir katliam yaşandı. Akabinde ortaya...