Buradasınız
Beyaz ve Mavi Yaka, Kadrolu ve Taşeron İşçi Ayrımı Kimin Çıkarına?
Bir baba, çocuklarına birlik olmanın önemini anlatmak ister. Onlara çok sayıda değnek toplatır. Toplanan değnekleri demet yaparak bir araya getirir ve sırayla, evlatlarından bu demeti kırmalarını ister. Hiçbiri bunu başaramaz. Baba, demeti çözer ve değnekleri tek tek kırmalarını ister. Çocuklarının hepsi değnekleri kolaylıkla kırıverir. Baba çocuklarına şöyle der: “Birlik kuvvet demektir. Tek tek değneklerin kolay kırılması gibi, tek tek insanlar da kolay yenilirler. Siz siz olun, kardeşçe birliğinizi bozmayın.” Bu hikâye, dilden dile anlatılır, isteyen payına düşen dersi alır.
Tıpkı bu hikâyeden çıkan ders gibi, patronlar da birleşen işçilerin yenilmeyeceğini biliyorlar. Adına kapitalizm denilen ve işçilerin sömürülmesi üzerine kurulan bu düzende, patronlar; işyerlerinin, makinelerin, bankaların, kısacası tüm üretim araçlarının sahibidirler. Devlet de onlara hizmet etmek için vardır. Bu nedenle patronlar çok güçlü görünürler. Zenginliklerini koruma ve sömürmeye devam etme gayreti, onları işçiler karşısında bir arada tutar. Ama birlik olan ve hakları için mücadele eden işçilerin karşısında onların gücünün hiçbir önemi yoktur. Çünkü dünyadaki tüm zenginlikleri işçiler üretirler. Bir düşünelim: İşçiler çalışmazlarsa ne olur? Hayat tam anlamıyla durur. İşçilerin çalışmadığı ve üretmediği bir dünyada patronlar yalnızca bir hiçtirler. Birleşen işçilerin ne denli güçlü olduğunun farkında olan patronlar, tıpkı tek tek değnekler gibi işçileri birbirinden ayırmaya ve onları güçsüz durumda bırakmaya çalışırlar.
Patronlar, işçilerin gücünü yok etmek için çok çeşitli yöntemler bulup geliştirmişlerdir. Örgütlü ve bilinçli olmayan işçiler patronların tuzağına düşer. Patronlar, memleket ayrımı yaparak işçileri birbirlerine karşı kışkırtırlar. Tuttukları futbol takımı bile patronlar için işçileri birbirine düşürmenin bir aracıdır. Türk işçiler Kürt işçilere karşı kışkırtılır, milliyetçilik körüklenir. İşçiler, Alevilik ve Sünnilik temelinde karşı karşıya getirilmeye çalışılır. Diğer taraftan, yaratılan ayrımlar sonucunda beyaz yakalı işçiler, üretimde çalışan mavi yakalıları hor görür. Mavi yakalılar, beyaz yakalılara işçi olarak değil, patronun yalakası gözüyle bakarlar. Kadrolu işçi, daha ucuza çalışmayı kabul eden taşeron işçiye öfkelidir. Özellikle sendikalı büyük fabrikalarda kadrolu işçiler kendilerini ayrıcalıklı görme gafletine düşerler, taşeron işçiyi ezmeye kalkarlar. Taşeron işçisi, kadrolu işçileri kendi sorunlarına duyarsız olmakla suçlar.
Dünya devi şirketlerden biri olan Procter&Gamble fabrikasında taşeron olarak çalışan bir işçi şunları anlatıyor: “Kadrolu işçiler bizim giremediğimiz bir yemekhanede yemek yerken bizler bir konteynırda hem giyiniyor hem de yemek yiyoruz. Onların bembeyaz masa örtüleri ve masalarda vazo içinde çiçekleri var. Bizi orada görmek istemiyorlar. Kendilerini bize göre ayrıcalıklı sayıyorlar.” Oysa patronlar işçilere ayrıcalık tanımaz. Onlar işçileri insan olarak değil, bir makine gibi görürler. Bu nedenle, taşeron işçilere göre daha iyi şartlarda çalışan işçilerin ayrıcalıklı olduğunu düşünmek son derece yersizdir. Kadrolu işçilerde ayrıcalıklı olma hissi yaratılması, patronların kurduğu bir tuzaktır. Amaç işçileri birbirine düşürmektir. Üstelik işyerlerinde çalışma koşulları biraz iyiyse, bunu sağlayan patronlar değil, işçilerin verdiği mücadeledir.
Ne yazık ki işçiler birlik değilken bu oyunlara geliyorlar ve değnek gibi ayrı ayrı kırılıveriyorlar. Kendi işçi kardeşlerini kendilerinden ayrı görüyorlar. Kimi işyerinde durum o kadar ciddi bir boyut alıyor ki, kadrolu işçiler taşeronlarla aynı tuvaletleri kullanmak bile istemiyorlar. Patronların ezdiği yetmezmiş gibi işçiler de birbirlerini ezmeye çalışıyorlar. Bu durumda kazanan hep patronlar oluyor. Birbirleriyle rekabet ettikleri ve bir araya gelmedikleri sürece, işçiler patronların sermayesini büyütüp kendi ekmeklerini küçültüyorlar. Oysa patronlar birbirleriyle rekabet ederken bile işçiler karşısında hep bir arada dururlar. İşçilerin bir demet gibi bir araya gelmesini beraberce engellemeye çalışırlar.
Cılız ve kırılgan bir değnek gibi tek başına kalan işçi en kötü şartlarda çalıştırılmaya, işten atılmaya, iş kazalarına, düşük ücretlere, uzun iş saatlerine mahkûmdur. Oysa patronlar karşısında hiçbir ayrım gözetmeden bir araya gelen ve örgütlü mücadele veren işçiler, hem haklarının bekçiliğini yaparlar hem de yeni haklar elde etmek için gerekli güce kavuşurlar. Patronların oyununu bozmak ve bir demet gibi birleşmek ve sağlam olmak için, işçiler birbirlerine sahip çıkmalılar. Ağacı kesen baltanın sapı da ağaçtandır. İşçiler birbirleri için balta değil, patronlara karşı aynı dilden konuşan tek bir yumruk olmalılar.
Kampana Direnişi ve Kazanımlarımız
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...