Buradasınız
Sıcak, Çok Sıcak…Yangın Alarmı Çalıyor!
Aydınlı’dan bir grup tekstil işçisi
Merhaba dostlar; bizler bir tekstil fabrikasında çalışan bir grup işçiyiz. Geçtiğimiz günlerde UİD-DER’li işçi arkadaşlarla İşçi Dayanışması bülteni üzerine sohbet ettik. İşçi Dayanışması, bizim gibi işçilerin sorunlarını, mücadelelerini ve çözüm yollarını paylaştığı bir bülten. Bültende yer alan yazıların hepsini işçiler yazıyor, işçiler basıyor. Bültenden okuduğumuz kadarıyla diğer sektörlerdeki işçiler de bizim gibi çok zor şartlarda çalışıyorlar. İşçi Dayanışması ve UİD-DER bu sorunlar çerçevesinde işçilerin mücadelesini ortaklaştırmak için çalışıyor. Biz de tekstil işçileri olarak çalıştığımız fabrikadaki koşulları İşçi Dayanışması bültenine yazmaya karar verdik.
Yaklaşık 250 işçinin çalıştığı bir tekstil fabrikasında çalışıyoruz. Bu günlerde bizim en büyük sorunlarımızdan bir tanesi havalardan dolayı fabrikanın çok sıcak olması. Fırınlar ve yıkama makinelerinden çıkan ısı da ortam sıcaklığına eklenince fabrikada ortalama sıcaklık elli dereceye kadar çıkıyor. İşçi arkadaşlarımız aşırı sıcaklardan bunaldığı için saatte bir tişörtlerini lavaboda ıslatıp giyiyorlar. Sıcaklara dayanamayıp baygınlık geçiren, tansiyonu düşen arkadaşlarımız da oluyor. Bu arkadaşlarımıza genellikle tuzlu ayran verilip çok kısa bir süre dinlendirildikten sonra tekrar işbaşı yaptırıyorlar. Ramazanın gelmesi ve işçi arkadaşlarımızın oruç tutması nedeniyle baygınlık geçirenler artmaya başladı. Geçen gün yerin üç kat altındaki bir bölümde ısı o kadar yükseldi ki fabrikanın yangın alarmı çalmaya başladı. O bölümde çalışan işçiler her gün sağlık problemleri çekiyor. Sıcaktan kalbi sıkışanlar, bayılanlar oluyor. Nefes almakta bile zorluk çekiyorlar.
Ayrıca fabrikanın hiçbir bölümünde fanlar çalışmıyor. Çalışan fanların da kendine faydası yok, bize nasıl olsun! Fabrikanın neredeyse hiçbir bölümünde cam yok. Ne dışarıdan hava giriyor, ne de dışarıya hava çıkıyor. Çoğu bölümler yerin altında, bodrum katlarda bulunuyor. Fabrika yönetimi havaların zaten çok sıcak olduğunu, yapacak bir şey olmadığını söylüyorlar. Bu sıcak havalara bir de kullandığımız kimyasal maddeler eklenince durum daha da katlanılmaz bir hal alıyor. Kullandığımız maskelerin sağlıksız olmasından dolayı toz ve kimyasallardan nefes almak daha da zorlaşıyor. Ama patronun ve müdürlerinin bulunduğu üçüncü ve dördüncü katta her adım başı bir klima var. Onlar klimaları o kadar çok açıyorlar ki bazen üşüyüp üstlerini örtmek için evden hırka getiriyorlar.
Bir tarafta biz işçilerin çalıştığı alt katlar, bir tarafta da patron ve müdürlerinin kaldığı üst katlar. Bizler sıcaklardan bunalırken, patron ve müdürler klimalı odalarında yan gelip yatıyorlar. Patronlar sadece kendilerini ve kazanacakları paraları düşünür. Bir patronun bizi düşünmeyeceğini biliyoruz. Bu da bizim örgütsüzlüğümüzden kaynaklanıyor. İşçi Dayanışması ve UİD-DER sayesinde biz örgütlenmenin ne kadar gerekli olduğunun farkına vardık. Biz fabrikamızda ancak bir araya gelerek bu koşulları düzeltebiliriz. Aksi takdirde sıcak havalarda ayılıp bayılmaya, nefessiz kalmaya, sağlığımızdan olmaya devam ederiz.
Sarıgazi’de “Dedemin İnsanları”
Malatya’da Faşist Saldırı!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...