Buradasınız
1 Mayıs’a Neden Sahip Çıkmalıyız?

Kardeşler, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı, büyük sorunlarla karşılıyoruz, ama umutsuz değiliz. 1 Mayıs’ta tüm dünyada işçiler alanlara çıkar, çalışma ve yaşam koşullarının iyileşmesini, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya istediklerini haykırırlar.
1 Mayıslar çok önemlidir. Çünkü ayrı ayrı işyerlerinde ömür tüketen, yalnız olduğuna inandırılan işçiler, ne kadar büyük ve güçlü bir sınıfın parçası olduklarını 1 Mayıs alanlarında görürler. O alanlarda seslerini yükseltebilir, sorunlarını ve taleplerini ifade edebilirler. İşçiler o alanlarda kardeşleşirler. Yüz binlerin, milyonların arasında işçiler kendi sınıfını bulur, kendilerini güçlü hissederler. İşçiler güçlenince patronlar korkar ve işçilere istediklerini dayatamaz.
İşçiler 1 Mayıs’ı büyük bedeller ödeyerek tarihe kazıdılar, tüm dünya patronlarını tir tir titreten mücadeleler yürüttüler. İlk olarak Avustralya işçi sınıfı, 1856’da 8 saatlik işgünü talebini de içeren bir dizi taleple greve gitti. Yıllar sonra, bu talebe Amerikalı işçiler sahip çıktılar. ABD’de sendikalar ve işçiler bir karar aldılar. Buna göre 1 Mayıs 1886’da genel greve gidilecek, işçiler o günden sonra 8 saatten fazla çalışmayacaklardı. Temel slogan şuydu: Sekiz Saat Çalışma, Sekiz Saat Dinlenme, Sekiz Saat Canımız Ne İsterse!
1 Mayıs öncesinde tam 190 bin işçi grevdeydi. Bu görkemli mücadelenin başını, Amerikan işçi sınıfının kalbi konumundaki Şikagolu işçiler çekiyordu. İşçiler, 1 Mayıs sabahı birçok yerde ve özellikle sanayi kentlerinde iş bırakarak sokaklara çıktılar. Tüm tehditlere ve baskılara rağmen yüz binlerce işçi greve çıkmıştı. Birlik olabilmenin coşkusu ve gururuyla akşam saatlerine kadar alanlardan ayrılmayan işçiler, gün boyunca konuşmalar yapıyor, eğlenceler düzenliyorlardı. Fakat patronlar 8 saatlik işgünü mücadelesinden ölesiye korkuyor ve bu nedenle işçilerin birliğini dağıtmak için karanlık planlar yapıyorlardı.
Nitekim işçilerin miting yaptığı alana polis bomba atacak ve suç işçi önderlerine yıkılacaktı. Patronlar, mahkemeleri yönlendirerek 4 işçi önderini idam ettirdiler. Amaç işçilere gözdağı vermekti. İdam edilen bir işçi önderi, mahkeme salonunda, işçi sınıfının mücadelesinin bastırılamayacağını, yanan kıvılcımın asla söndürülemeyeceğini haykırmıştı. Gerçekten de 8 saatlik işgünü kıvılcımı söndürülemedi. 1889’da o dönemin uluslararası işçi birliği olan II. Enternasyonal, 1 Mayıs’ı 8 saatlik işgünü mücadelesinin bir sembolü olarak kabul etti. 1 Mayıs tüm ülkelerde işçiler tarafından bir mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmaya başlandı.
Hayatları çalışmaktan ibaret hale gelen işçiler, yaşadıkları ülkelerde birleşerek bu gidişata dur demeye giriştiler. Meselâ 1905’te Rus işçileri Çara ve patronlara karşı ayaklandılar, devrim başladı. İşçiler kendi meclislerini (sovyet) kurmuşlardı. İşçiler o denli örgütlüydüler ki, istediklerinde tüm hayatı durdurabiliyorlardı. İşçilerin birkaç temel talebi şunlardı: Çalışma saatlerinin sekiz saate düşürülmesi, ücretlerin yükseltilmesi, erkeklerle kadınlara eşit ücret ödenmesi, işten atılan işçilere tazminat verilmesi. Nitekim işçiler herhangi bir yasal değişiklik beklemeden, sovyetlerin ve işçi komitelerinin aldığı 8 saatlik işgünü haftasını uygulamaya sokacak, patronlar ise seslerini çıkartamayacaklardı.
İşçiler işgününü 8 saate indirmek, yaşam koşullarını iyileştirmek ve sömürüye son vermek için kendi iktidarlarını kurmak istiyorlardı. Ne yazık bu istek 1905’te gerçekleşmedi. Bu arzularını ancak 1917’de hayata geçirebildiler. İşçiler önce Çarlığı devirdiler ve hemen ardından patronları beklemeden 8 saatlik işgününü filen uygulamaya soktular. Daha sonra ise patronlara yol verdiler ve iktidarı kendi ellerine aldılar. Ekim 1917’de işçilerin Rusya’da iktidarı ele geçirmesi, tüm dünyada fırtınalar estirdi ve patronların yüreğine korku saldı. Avrupa ve ABD başta olmak üzere patronlar, işçilerin baskısı sonucunda 8 saatlik iş gününü kabul etmeye başladılar.
Türkiye’de de İş Yasası’na geçen 8 saatlik çalışma hakkı işte bu mücadeleler sayesinde kazanılmıştır. Ama biz işçilerin birliği zayıfladığı için patronlar bu hakkı elimizden aldılar. İşte bu gidişe bir dur demek için birleşmeli ve 1 Mayıs’ta alanlara çıkmalıyız. İşçi Sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs, hepimize kutlu olsun!
1 Mayıs’ta Alanlardayım Çünkü...
TÜVTÜRK’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- Metal İşçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’leyiz
- Çocuklarımızın Geleceği İçin Haydi 1 Mayıs’a
- New York’lu İşçiler: Mayıs Ayında Kira Ödemiyoruz!
- Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlülüğümüz!
- Dünyada 1 Mayıs: Yasaklara, Baskılara İnat Mücadele!
- Sendikalardan 1 Mayıs Açıklamaları
- 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim!
- UİD-DER’li Kadınlar 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- Bugün 1 Mayıs Kardeş
- Birleşen İşçi Her Zaman Kazanır
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- 1 Mayıs’la Umudumuzu Yeniden Kuşandık
- Yaşasın 1 Mayıs!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhunu Yaşatıyoruz!
- 1 Mayıs Geliyor ve Bir Kahraman Lazım!
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadelemizi ve Dayanışmamızı Güçlendirelim!
- İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!
- Sendikalardan Çağrı: Güzel Günler İçin 1 Mayıs’a!
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...