Buradasınız
Arçelik’te İşçi Kıyımı
Arçelik fabrikasından bir grup işçi
Biz Arçelik çamaşır makinası işletmesinde çalışmakta olan bir grup işçiyiz. Her yıl üç milyona yakın çamaşır makinasının üretildiği fabrikada bir süre öncesine kadar çok yoğun bir iş temposu vardı. 2006 yılı boyunca üretim aşırı fazla mesailerle devam etti. Bu üretim artışı ve fazla mesai 2007 yılının ilk aylarında da sürdü. Bu süre içerisinde fabrika yöneticileri tarafından bizlere sürekli olarak işten çıkarma olmayacağı söylendi. Bu, fabrikada örgütlü olan Türk-Metal sendikası yöneticileri ve temsilcileri tarafından da tekrar ediliyordu. Yoğun bir sömürüye tâbi tutulan biz işçilere “satışların azaldığını ve stokların arttığını” söyleyerek Mayıs ayında 50 işçi arkadaşımızı işten çıkardılar. Bu durum sendika tarafından da sessizce geçiştirildikten sonra aynı bahaneyle Haziran ayının ilk haftasında da 96 işçi kardeşimizi işten çıkardılar. Bu 96 arkadaşımız üretim esnasında tek tek çağırılarak işten çıkartıldı ve “suçlu” muamelesi yapılarak güvenlik nezaretinde üretimden alınarak kapıya kadar götürüldü. İşten atmalar öncesinde bunun olacağı fabrika içerisinde kulaktan kulağa yayıldı ve işçi arkadaşlar bu duruma psikolojik olarak hazırlandı. İşten atmaların yaz boyunca devam edeceği söylentisi fabrika içerisinde dolaşmaya devam ediyor. Bu söylentilerin gerçekliğinin olup olmadığını sendikaya soran arkadaşlar, sendika yöneticileri tarafından “böyle bir şey yok, siz aranızda bunları mı konuşuyorsunuz” denilerek azarlanıyorlar.
1980 askeri faşist darbesi öncesinde tek bir yumruk olarak davranan ve 15-16 Haziran direnişinde ön saflarda yer alan Arçelik işçileri, bugün bu durum karşısında kayıtsız kalabiliyor. Sadece kendi aralarında konuşuyorlar. Bir sendikamız olduğu halde örgütsüz ve dağınık haldeyiz. Bir araya gelerek örgütlenmemizi istemeyen burjuvazi ve sendika ağaları ellerinden geleni yapıyorlar. Ama biz şunu tarihten çok iyi biliyoruz ki bir gün işçi sınıfı ayağa kalkacak ve burjuvaziyi ve sendika ağalarını fabrikalardan ve yeryüzünden silerek kendi iktidarını kuracak.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!
Pikniğimiz
Vampirin Doymayan Açlığı
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Birleşik Metal-İş’ten Grev Kararı: Metal İşçileri Greve Hazır!
- Metal İşçilerinin MESS’i Protesto Eylemleri Sürüyor
- Ay Sonunu Bırak, Ortasını Getiremiyoruz!
- Metal İşçileri Greve Hazırlanıyor
- Metal İşçileri Çorlu’da Haykırdı: Greve Hazırız!
- Metal İşçilerinin Eylemleri Devam Ediyor
- Metal İşçisiyiz, MESS’in Dayatmalarına Boyun Eğmiyoruz!
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi Kimleri İlgilendirir?
- Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Seyahat, Hayat Pahalılığı ve MESS Sözleşmeleri!
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Bu Pahalılıkta Davut Abi’yi Neden Misafir Ediyoruz?
- Birleşik Metal-İş: Metal İşçileri Mücadele Ateşini Yaktı!
- MESS’e Karşı Birliğimizi Güçlendirelim!
- MESS Dayatmalarına Birlikte Karşı Duralım!
- Birleşik Metal-İş Üyesi İşçiler MESS Dayatmalarına Direniyor
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....