Buradasınız
Sadakaya Değil Mücadeleye İhtiyacımız Var!
Esenyurt’tan bir işçi
Her şeye her gün zam gelmesi ve ücretlerimizin sürekli erimesi nedeniyle alım gücümüz de sürekli düşüyor. Bir markete girdiğimiz zaman elimizdeki para daha bir şey alamadan eriyip gittiği için alış verişe çıkmaya korkar hale gelmiş durumdayız.
Perşembe akşamı mahallemde bulunan ve her zaman gittiğim bir markete girmiştim. Bir anda şaşkınlığa uğradım, içerisi tam bir izdiham. Herkes arabalarını, filelerini tıka basa dolduruyor. Bir an “yağma mı var acaba?” diye düşündüm. Ama baktım yağmaya benzemiyor, “acaba halk günü mü?” diye düşündüm. Yok, bugün halk günü de değil. Herkes bir şeyler alma telaşında, tezgâhtarların başı insan kalabalığı, iyice şaşırdım. Ne oluyordu böyle? Bu mahalle bu manzaraya hiç mi hiç alışık değildi. Neyse dayanamayıp siması tanıdık olan bir market çalışanına “nedir bu durum?” diye sordum ve nihayet o merakımı giderdi.
Meğerse yıllardır yüzümüze bakmayan belediye başkanı mahallede bulunan Romanlara alışveriş çeki dağıtmış ve bu izdihamın sebebi de buymuş.
Yıllardır, bizlerin sırtından elde ettikleri vergilerle şatafat içinde yüzen patronlar ve onların temsilcileri, bir gün olsun yüzümüze bakmazken birden seçimlerin gelmesiyle birlikte bizi hatırladılar ve biz emekçilerin mağduriyetini kullanarak oy avcılığına girişiverdiler. Yıllardır, her şeye zam yapılırken biz işçilerin maaşları hep yerinde saydığı gibi asgari ücreti bile biz işçilere çok gören AKP hükümeti, seçim yaklaşınca sadaka dağıtmaya koyuluverdi birden.
Biz işçi ve emekçilerin, sadakaya değil, insan gibi çalışma koşullarına, insan gibi tüm ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir ücrete, iş güvenliğimizin ve söz hakkımızın olduğu koşullara ihtiyacımız var. Biz sadaka değil, ücretlerimizden kesilen vergilerin patronlardan kesilmesini istiyoruz.
Biz işçileri kurtaracak olan AKP’nin sadakası değil, işçilerin kapitalist sömürüye karşı örgütlü mücadelesi olacaktır. Tüm işçi ve emekçi kardeşlerimizi UİD-DER çatısı altında örgütlenmeye davet ediyorum.
Metal Dalgası Sürüyor
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...