Buradasınız
“Nereden Bilebilirdik?”
Arçelik LG direnişçisi bir işçi
Arçelik LG işçisi bir kardeşimiz, polis saldırısı ile fabrikadan çıkarılmadan önce UİD-DER’e ulaştırmak üzere bir mektup kaleme aldığını belirterek bizlere sürece dair duygu ve düşüncelerini paylaştığı mektubunu ulaştırdı. Mektubunu polis saldırısının olduğu dakikalarda bize ulaştıran işçi kardeşimiz bu nedenle mektubunun yarım kalmış sayılacağını dile getirdi. Arçelik LG işçisi kardeşimize mektubu için teşekkür ediyor, ikinci mektubunu bekliyoruz. “Nereden bilebilirdik?” diye soran işçi kardeşlerimizin kazandıkları bu deneyimlerin sınıf mücadelesini güçlendirmek için büyük önemi olduğunu hatırlatıyor, tüm Arçelik LG işçisi kardeşlerimize mücadelelerinde başarılar diliyoruz.
“Ne atıldık mı? Sana da mı geldi bu mesaj? İş akdimiz fesih mi edilmiş? Hem de tazminatsız! Şimdi ne yapacağız? Hani atamazlardı o kadar işçiyi?” Bu sorular arasında sürece ilişkin düşüncelerimi yazmaya karar verdim.
Helal para; hak edilerek kazanılan para, alın teriyle, çabayla, uğraşılarak kazanılan paradır dedik ve bu düşünceyle Türk Metal çetesinden kurtulmak için istifa eden on binlere biz de katıldık. Hem de patronların sendikası MESS’in, işçilerin sendikasıymış gibi görünen Türk Metal’den istifaları engelleyebilmek için iş barışına aykırı olarak sözleşme şartlarında olmadığı halde 1000 lirayı işçilerin sessiz kalması halinde vereceğini yazılı olarak bildirmesinden sonra! Bu paranın helal olmadığına inanarak Arçelik LG fabrikasındaki işçi arkadaşlarımızla aynı günün iş çıkışında dışarıda bir kahvede yaklaşık 60 kişi toplandık. İstifa etmeye ve diğer arkadaşlarımızı da istifaya davet ederek kan emici, işçilerin haklarını patronlara peşkeş çeken, Bursa’da işçi kanı döken bu sendikadan istifa etmeye karar verdik. Ertesi gün işyerinde güvendiğimiz arkadaşlarımızı da davet ederek kadrolu-sözleşmeli tam 200 kişi toplanıp istifa etmeye, tek bir kişi dahi istifadan dolayı işten çıkartılırsa işi bırakmaya ve fabrikadan Türk Metal’i tamamen kovmaya karar verdik.
Ne mi oldu? Aynı günün akşamı herkesin telefonuna gelen bir mesajla fabrikada elektrik bakımı olduğu bahanesiyle ücretli izne çıkartıldık. Komik değil mi? Kendi sendikamızdan istifa etme kararımızı öğrenen fabrika yönetimi bize ücretli izin vererek aramızdaki iletişimi kesmeye çalıştı. Bizse bu fırsatı çok iyi değerlendirerek şifrelerimizi aldık ve Türk Metal’e tekmeyi bastık. Artık kan emicilerden kurtulduğumuzu sanmanın sevinci ve mutluluğuyla Gebze’nin meydanına kadar yürüyerek attığımız slogan ve basın açıklamalarıyla Türk Metal’den istifamızı tüm Türkiye’ye ilan ettik. Nereden bilebilirdik ki MESS’in ve MESS’e bağlı fabrikaların Türk Metal’i bu kadar çok sevdiğini?
Daha önce de belirttiğim gibi helal kazanç peşinde olan bizler fabrikamızdaki teknik bakım elemanlarıyla konuşarak gerçekte hiçbir arızanın olmadığını öğrendik. Organize sanayide bankalar bölgesinde toplanarak pankartımızla, bayrağımızla ve de sloganlarımızla polisin engellemeye çalışmasına rağmen fabrikamıza yürüdük. Davul zurna eşliğinde tam bir bayram havasında fabrikamızın önünde halaylarla coşkuyla eğlencemizi yapıyorduk. Fakat yolunda olmayan bir şeyler, yanlış olan bir şeyler vardı. Fabrikamız neden kapalıydı? Neden içeri alınmıyorduk? Neden üretim yapmıyorduk? Genel Müdürümüzle görüşüp üretime başlamak istediğimizi, kendi aramızda özgürce seçtiğimiz sözcülerimizin yasal bir hak olan takım sözleşmesi yapılarak tanınmasını, işçi hiçbir arkadaşımızın sendikadan istifa sebebiyle işten çıkartılmamasını ve komik meblağlar olan saat ücretlerimizde bir iyileştirmenin yapılmasını isteyecektik. Nereden bilebilirdik sinsi planlar kurulduğunu?
İlk olarak karşımıza İlçe Emniyet Müdürü çıktı. Sanki üzerine vazifeymiş gibi sözcülerimize hangi taleplerimiz olduğunu sordular. Başlangıçta görüşmeye gelmeyen Genel Müdürümüz, yürüyüşlerimize ve sloganlarımıza daha fazla dayanamadı ve sözcülerimizle görüştü. Yaptığı basın açıklamasında da isteklerimizin gayet makul olduğunu söyledi. Yasal çerçevede yapılması gereken her şeyi yapacağına, hiçbir arkadaşımızın işten çıkartılmayacağına, hiçbir baskıya maruz kalmayacağımıza ve diğer fabrikalarda ücret konusunda ne verilmişse bize de aynısını vereceğine söz vererek bizleri üretime başlattı. Nereden bilebilirdik ki sinsi planlar kurduğunu?
Üretime başladığımız ilk günün sabahı bizi giriş kapısının orada güler bir yüzle karşıladılar. Üretime coşku ve sevinçle başlamıştık. Fakat MESS’in vaat ettiği 1000 liralar halen yatırılmamıştı ve de sözcülerimizle görüşmeye pek de niyetli görünmüyorlardı. Bunu da zaten Genel Müdürümüz kendi verdiği görüşme tarihindeki toplantıya katılmayarak gösterdi. Yapılan görüşmeye İnsan Kaynakları Müdürümüz katıldı. Ve takım sözleşmesi diye bir şey olmadığını, avukatlarının böyle söylediğini bahane ederek özgür irademizle seçtiğimiz sözcülerimizi tanımadıklarını, MESS ve Türk Metal arasında yapılan satılmış üç yıllık ve üç kuruşluk sözleşmenin halen geçerli olduğunu ve 1000 liraların ileri bir tarihte verileceğini bildiren mesajı herkesin cep telefonlarına göndererek ilan ettiler. Benim anlamadığımsa internette Google’a “takım sözleşmesi” yazıldığında çıkan 4857 Sayılı İş Kanununun 16’ıncı maddesinde bulunan takım sözleşmesinden haberi olmayan 10 tane avukatı işverenin nasıl bir araya getirdiğiydi.
Bu ilanı fırsat bilen Türk Metal temsilcisi ve delegeleri ise tam bir taarruzla ve rezil bir biçimde istifa eden sözleşmeli arkadaşlarımıza kadroya alınacaklarını söylemeye başlamışlardı. Kadroluların işten atılacağını yerlerine de sözleşmelilerin alınacağını vaat ederek kandırmaya çalışmış ve döndürebildikleri olmuştu. Başka fabrikalarda çalışan yakınları olanları da tespit ederek işten atacaklarını söylediler, istifaları geri çektirmeye çalıştılar. Hatta daha da rezilleşerek istifa etmiş olan engelli arkadaşlarımızı “sizi yerinizden eder, çalışma şartlarınızı zorlaştırırız” tehdidiyle geri döndürdüler. Beyaz yakalılar ise istifa edenlerin üzerindeki baskılarını arttırdılar. Sudan sebeplerle ihtarlar, savunmalar, iş yükünün arttırılması ve birbiri ardına gelen savunmalarla apaçık mobbing uygulamaya çalışarak fabrikayı adeta Dingo’nun ahırına çevirdiler. Psikolojimiz resmen bozuldu. Sağlıklı çalışma koşullarımız da kaybolduğundan, uyguladıkları mobbing yüzünden yasal hakkımız olan çalışmama hakkımızı kullandık ve de çalışmadık. Bunun üzerine yönetim; noteri, onlarca avukatı, polisi, savcısı, emniyet müdürleri, hatta Çevik Kuvveti ile üzerimize gelerek yaptığımızın yasal olmadığını, tazminatsız işten çıkartılacağımızı söyledi. Sözlü ve mesaj yoluyla bizleri korkutma, yıldırma ve işe geri başlatarak bizleri parçalama yolunu seçti. Akşam başka sabah başka maddelerden işten çıkartılacağımızı söylediler ve o büyük hatayı yaparak iş akdimizi hiç alakasız maddelerden feshettiler.
“Hani atamazlardı bu kadar işçiyi?” derken bir arkadaşım, başka bir yerden gelen bir ses de sendikal sebepten dolayı atıldığımız için 16 brüt maaşı mahkeme yoluyla alabileceğimizi söyledi. Buna ek olarak kıdem, ihbar, işe iade durumunda mahkemenin uzamasıyla boşta geçen süre için 4 maaş hatta 25. Maddeden atıldığımızdan dolayı manevi tazminat hakkımız olabileceğini söyledi. Ve o anda işçiler arasında daha önce hiç görmediğim içeride ve dışarıda bir kemikleşme, tam bir bütünleşme oluştu. Şimdi ne mi oluyor? Genel Müdürümüz “işe başlayın da başlayın” diye adeta yalvarıyor. Çünkü birleşen işçiler yenilmezler!
Umut
Patronlar “500 Milyon Dolar” Kaybetmiş!
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Metal İşçileri Sefalet Ücretine ve Sendikal Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Birleşik Metal-İş’ten Grev Kararı: Metal İşçileri Greve Hazır!
- Metal İşçilerinin MESS’i Protesto Eylemleri Sürüyor
- Ay Sonunu Bırak, Ortasını Getiremiyoruz!
- Metal İşçileri Greve Hazırlanıyor
- Metal İşçileri Çorlu’da Haykırdı: Greve Hazırız!
- Metal İşçilerinin Eylemleri Devam Ediyor
- Metal İşçisiyiz, MESS’in Dayatmalarına Boyun Eğmiyoruz!
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi Kimleri İlgilendirir?
- Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Seyahat, Hayat Pahalılığı ve MESS Sözleşmeleri!
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Birleşik Metal-İş: Metal İşçileri Mücadele Ateşini Yaktı!
- MESS’e Karşı Birliğimizi Güçlendirelim!
- MESS Dayatmalarına Birlikte Karşı Duralım!
Son Eklenenler
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...