Buradasınız
Yazın Çalışmak Ayrı Eziyet
Esenyurt’tan bir tekstil işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Yazın gelmesi zenginler için tatil anlamına gelirken, biz işçiler için de çoğunlukla eziyet anlamına geliyor. İşyerimiz Türkiye’nin gündemi kadar sıcak ve yakıcı. Özellikle sıcakların bastırmasıyla beraber katlanılmaz hale gelmiş durumda.
“Nasılsın”ın yerini “çok sıcak”, “yanıyorum”, “dayanamıyorum”, “üstüm ter içinde kaldı” gibi söylemler almış durumda. Bir taraftan bir elimizle sürekli terimizi silerken, diğer taraftan da seri bir şekilde iş yetiştiriyoruz. Havalandırmalarımız var olmasına var, fakat 300 işçi aynı alanda çalışıyoruz; bir de makinelerin ısısı eklenince, havalandırma ancak kendi kendisini soğutuyor. Sadece üretim alanı da değil, yemekhane resmen yanıyor. Yemeğe mi gidiyoruz hamama mı belli değil. Yemek eziyete dönüşüyor. Varın gerisini siz düşünün.
Yazın bir diğer önemli konusu ise senelik izinler. Her işyerinde sorun olarak görünen izinler, bizde de yılan hikâyesine dönmüş durumda. İzin istemeye giden arkadaşlar bölüm sorumlusu tarafından geri çevrildiler. Haftalarca beklemelerin sonucunda izin listeleri geldi ve hafta sonu toplu hâlde izne çıkılacağını öğrendik. Farklı zamanda izne çıkmak isteyenlere ise “kesin karardır bu şekilde uygulanacak, izinlerden zarar ediyormuş firma” denildi. Buruk bir sevinçle beraber planlar yapılmaya başlandı. Memlekete gidecek olan bazı arkadaşlarımız biletlerini aldılar. Son dakika gelişmesi olarak, izinlerin bir hafta ertelendiği bilgisi hızlı bir şekilde yayıldı. Yapılan kısacık açıklamada “paralar ayarlanamadığı için ertelenmiştir” denildi. Tabii plan yapan bilet alan arkadaşların hiçbir şekilde telafisi olmadı. Yasalar karşısında hak ettiğimiz iznimizi kullandırmak istemiyorlar. İzin kurulu olması gerekirken yok!
Haklarımız patronların keyfine kalmış durumda. Bunun üzerinden maliyet hesabı yapıyorlar. Kârlarından hiç bahsetmezken sürekli “zarar var” deyip bizleri tehdit ediyorlar. İzinler konusunun da, havalandırma konusunun da, diğer tüm sorunlarımızın da sebebi örgütsüz oluşumuzdur. Biz ne zaman örgütlü bir şekilde işverenin karşısına çıkarsak, ancak o zaman onların dedikleri değil bizlerin istediği olur.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.