Buradasınız
Doktorlar Yalan SöylüyorSA!
İstanbul’dan bir sağlık işçisi
Yaşam koşullarımızın kötüye gitmesi sağlığımızı da bozuyor. Bazen meslek hastalıkları, bazen de ağır yaşam koşulları ve yetersiz beslenme vücudumuzu bitap düşürüyor. Bizler de sağlıklı yaşamak için hastanelerin yolunu tutuyoruz. Sizlere hastanelerin verdiği sağlık hizmetinin rezilliğini uzun uzun yazmayacağım. Zira daha önceleri İşçi Dayanışması gazetesinde bu önemli soruna dair birçok yazı-mektup yazıldı. Ama yıllardır özel sektörde çalışan bir sağlık işçisi olarak sizlere içimi dökmek istiyorum. Çünkü bir insan olarak vicdanım, insanlığım haykırmak istiyor, susmaktan bıktı. Özel bir hastanede çalışıyorum. Biz işçiler için fazlasıyla pahalı bir hastane. Düşünün %200 alıyor ve ben her gün onlarca insanın, o kadar para vermelerine rağmen, nasıl sakat bırakıldığına tanık oluyorum. Nasıl mı? Hemen anlatayım.
Özel hastanelerde çalışan doktorlar ne kadar çok ameliyat yapıp, tetkik (röntgen, kan, idrar tahlili vb) isterse o kadar uzun süreli çalışır ve iyi maaş alır. Aksini yapanlar hemen işten atılır. İşte benim çalıştığım hastanede durum tam da böyle işliyor. Yaklaşık 9 aydır çalıştığım bu yerde en az 6 doktor bu sebepten işten atıldı. Yani işini düzgün yapanları barındırmıyorlar. Geriye kalan doktorların büyük çoğunluğu yüzüne tükürülecek cinsten. Bir beyin cerrahımız var insan demezsiniz. Odasına giren her hastayı belinden ya da boynundan ameliyat edip, bütün omurlarına platin takıyor. Ameliyat olmasına gerek olmayan hastalara yalan söyleyip hasta olduklarına ikna ediyor. Tabi birçok yalana olduğu gibi bu yalanlara da insanlar inanıyor. Yapılan ameliyatlardan ortalama 10 ilâ 30 bin lira arası paralar alınıyor. Sonra parayı hastane sahibi ile kırışıyorlar. Defalarca şahit oldum, sağlam insanların bu şekilde nasıl sakat bırakıldığına. Çoğu zaman hastaneye sadece baş ağrısı şikâyeti ile gelen insanlardan bile fazla ücret almak için neredeyse bütün tahlilleri yaptırıyorlar. Öleceklerini bildikleri yoğun bakım hastalarına bile SGK’dan para almak için en pahalı tetkikleri yapabiliyorlar. Yanlış teşhisler, ameliyatlar, ilaçlar… Bu sistem pislik üretiyor. Ve ürettiği pislik insanlığımızı da kirletip yok ediyor. Bu anlattığım örnekler sadece bir hastaneye mahsus değil. Devlet hastanesinden, özel hastanesine kadar tüm sağlık kurumları ticarethaneye dönüştürülmüş durumda. İnsan sağlığının hiçbir önemi yok. Patronların düzeni yüzünden hastalanıyoruz. Sonra da onların istediği koşullarda iyileşmeye çalışıyoruz. Bu böyle gitmemeli, gitmez. Bu kirli çarkı ancak biz işçiler birleşirsek kırabiliriz.
Uykuya Dalıyorum Ayakta Dururken
İşçilerin Sordukları/48
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....