Buradasınız
BES’i Bir de Ehline Sordum
Esenyurt’tan bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Ekmek Teknesi dizisini hatırlayanlarınız vardır. Dizide bütün mahalleli kahvede toplanır, geçmişte yaşanmış bir olayla ilgili hikâye anlatılır, herkes pür dikkat dinlerdi. Hikâyenin sonunda dinleyenler kafalarına takılanları veya anlayamadıklarını sorar, cevap beklerlerdi. Sorularına istedikleri cevapları alamayan mahalleli, “bunu bir de ehline soralım” diyerek hep beraber mahallenin fırıncı babasına giderlerdi. Ne de olsa yaşça mahallenin en büyüğü, birçok şey görmüş geçirmiş, bilge bir insandı. O da aslında hikâyenin ana fikrinin ne olduğunu, gerçekte ne anlatılmak istendiğini herkesin anlayacağı şekilde anlatır, kimsenin aklında en ufak bir soru işareti kalmazdı.
Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) 3 yıl boyunca zorunlu hale getirileceği öne sürülüyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 20 Eylülde sunduğu YEP’e bireysel emeklilik sistemine ilişkin yeni bir düzenlemenin de dâhil edildiğini, işçiler için bir birikim olacağını, devletin de buna katkıda bulunacağını açıkladı. Bu uygulamayla, sistemden çıkmayan işçilerin emeklilik döneminde refah düzeyinin yükseleceği iddia ediliyor. Bugün aldığımız ücretler yoksulluk sınırının altında iken bunu dert edinmeyen, krizde bizi düşünmeyen iktidarın, bizim geleceğimizi düşünmesi benim kafamı epey karıştırdı. Ben de dizide olduğu gibi işi bir de ehline sorayım dedim, işin ehli babamdı. Yıllarca çeşitli fabrikalarda çalışmış, ekonomik krizler yaşamış, 12 Eylül askeri darbesine tanık olmuş, iktidarda değişik partileri görmüş bilge bir işçiydi. Okuduğum haber üzerine konuşmaya başladık. “BES’in ne olduğunu anlamak için biraz geriye dönelim, o zaman daha iyi anlarsın” diyerek söze başladı:
“Öncelikle hükümete kim gelirse gelsin işçileri düşündüğünü söyler ve işçilerden düzenli (zorunlu) olarak da para keser, bizi de zamanında fonlarla çok kandırdılar. Fakir Fukara Fonunu kurduklarında Türkiye’de 3 yıl içinde yoksul işçi kalmayacak dediler, yıllarca fakir fukaranın nafakasını kestiler. Bununla iç borçlar ödendi, bürokratların özel harcamaları karşılandı. Sayıştay, usulsüz harcamalar yapıldığını fonun yağmalandığını raporlarla tespit etti. Fondan bizim payımıza daha çok fakirlik ve yoksulluk çıktı, kısacası kandırıldık. Sonra Konut Edindirme Fonunu (KEY) çıkardılar. Hesapta maaşlarımızdan kestikleri paralar fonda birikecek, işçiler ev alırken biriken paralarını kullanacaklardı. Çevremde ben de dâhil onlarca işçi ev almak için fona başvurunca çeşitli engeller çıkardılar. Bizim fonda biriken paraları Emlak Bankasına vermişler, banka yüksek fiyata gayrimenkuller almış, bunları istenen fiyata satamayınca fonda biriken paralarımız hiç oldu. O dönem bir sürü alavere dalavere döndü, biz yine kiracı olarak hayatımıza devam ettik. Bak işsizlik fonunun hali ortada, fonun sahibi sözde işçiler ama en az onlara ödeme yapılıyor. İstihdam diyorlar, teşvik diyorlar, kriz diyorlar, işsizlik fonunu yağmalıyorlar. BES’in de sonu böyle olur.”
“Ama devlet de yüzde yirmi beş katkıda bulunacakmış hesaptaki birikimlerimize” deyince, “oğlum bu kadar saf olmayın” dedi. “Bak şu anda ekonomik kriz var, bir sürü programlar açıklıyorlar. Şu krizde işçileri koruyan, mağdur olmamalarını sağlayacak bir şey söylüyorlar mı? Dikkat et hep patronlarla bir araya geliyor veya onlarla konuşuyorlar. Kriz dönemlerinde, ülkeyi yönetenlerin sınıfsal kimlikleri daha net ortaya çıkar. Onların derdi işçilerin nasıl yaşadığı değil. Bu krizden patronları zararsız bir şekilde çıkarmanın, acı ilacı da işçilere içirmenin planlarını yapıyorlar. Ne diyorlar dış borç için? ‘Bu 81 milyonun borcu!’ Patronlar para kazanırken, bu paraları 81 milyonla paylaşın diyen var mıydı? Sanıyor musun BES’le bu iş bitecek? Bugün yarın kıdem tazminatlarının fona aktarılması da gündeme gelecek ve bir boşluğunu yakalarlarsa yasallaştıracaklar. Bak oğlum, benim ömrüm çalışmakla geçti, 80’den önce işçi 80’den sonra ücretli köle diye ikiye ayırırım yıllarımı. Biz işçiler 80’den önce örgütlüydük mücadeleci, bilinçli işçilerdik. Bizim adımıza kimse konuşamaz, karar veremezdi. Haklarımızı bilir ve kimseye gasp ettirmezdik. Patronlar kriz var diyecek, işten işçi atacak veya talep ettiğimiz zammı vermeyecek, valla onlara fabrikaları dar ederdik. Bizimle baş edemeyeceklerini anlayınca patronlar orduyu göreve çağırdı ve 12 Eylül’de asker darbe yaptı. Darbeyle beraber mücadeleci sendikalar kapatıldı, işçiler tutuklandı ve yeni bir dönem başladı, ben de bu yıllarıma ücretli kölelik diyorum. Var olan kazanılmış haklarımız birer birer elimizden alındı, patronlar için ülke dikensiz gül bahçesine çevrildi. Daha çok çalıştık, daha çok yoksullaştık. Kısacası elimizi verdik kolumuzu alamadık oğlum.”
İşte böyle arkadaşlar. Sohbet BES’le başladı ama yılların emekçisi babam yaşadığı deneyimleri de anlattı. BES’in zorunlu olarak 3 yıla çıkarılmasının asıl amacının ne olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliriz. Yaşanılan ekonomik krizde patronların yağmaladıkları işsizlik fonu yeterli gelmeyince, iktidar onları destekleyecek yeni fonlar yaratmanın hesabını yapıyor. Tek adam rejimi patronların zarara uğramaması için bir sürü planlar yapıp vaatlerde bulunuyor. İşçilere gelince “ONLARIN DOLARI VARSA BİZİM DE ALLAHIMIZ VAR” diye sesleniyor. Ya aldığımız düşük ücretler ve karşılığında artan zamlar? Kriz bahanesiyle işten atmalar başladı. Hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Biz işçiler bu krizin faturasını ödemek istemiyoruz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...