Buradasınız
Ücretsiz İzin Nedir, Nasıl Uygulanır, İşçi Hakları Nelerdir? Avukat Mesut Badem Açıklıyor
Ücretsiz izinler, konkordato ilanları, kapanan işyerleri, işten çıkarmalar… Ekonomik krizin etkisi daha fazla kendisini hissettirirken, en büyük bedeli işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm edilen işçiler ödüyor. Sermaye sınıfını krizden korumak için her türlü önlemi alan iktidar, yükü işçilerin sırtına yıkmak için kurduğu mekanizmaları güçlendiriyor. Böyle bir dönemde işçilerin karşı karşıya bırakıldığı ücretsiz izin, konkordato uygulaması, ücretlerin ödenmemesi gibi durumlarda neler yapabileceklerini iş hukuku alanında çalışan, işçilerin yasal alandaki mücadelesinde onların yanında duran Avukat Mesut Badem’e sorduk. Aşağıda, röportajımızın “ücretsiz izin” kısmını yayınlıyoruz.
Bugünlerde pek çok işyerinde işçiler kriz gerekçesiyle ücretsiz izne çıkarılıyor. Ücretsiz izin nedir, nasıl uygulanır?
İşlerinin iyi gitmediğini ileri süren işveren, işçiyi ücretsiz izne çıkarmak için işçinin yazılı iznini almalıdır. Yazılı olmayan bir ücretsiz izin yok hükmündedir. Çoğunlukla işçiye yazılı bir ücretsiz izin belgesi düzenlenmeden “bir hafta gelme, bu ay gelme, ücretsiz izindesin” denir. İşçi de söze itibar eder, işe gitmez. Bazen de devamsızlık tutanaklarına dönüşür bu ücretsiz izin denilen günler. Bir bakarsınız işveren kötü niyetli olarak ücretsiz izne çıkardığı işçinin iş akdini devamsızlık gerekçesiyle fesheder. O yüzden işçinin dikkat etmesi gereken, işverenden ücretsiz izin uygulamasına dair yazılı bir belge almasıdır. “Şu tarihten şu tarihe kadar ücretsiz izinlidir” diye yazılı bir bildirim yapılması gereklidir. İşçi ücretsiz izni kabul etmezse yazılı bildirim karşısında 6 işgünü içerisinde ücretsiz izin uygulamasına olumsuz cevap bildirebilir. İşçinin hiç cevap bildirmemesi de olumsuz cevap bildirmek anlamındadır. Ücretsiz izin işçinin rızasını gerektiren bir durumdur. Birinci şart işverenin ücretsiz izin belgesi düzenlemesi, ikinci şart işçi kabul ederse ücretsiz izin formunu doldurmasıdır. O formun bir örneğinin işçiye verilmesi gereklidir. Uygulamada rıza şartı genelde aranmıyor. Genelde sözlü olarak beyan ediliyor, işçiye dayatmada bulunuluyor. Tersane işçileri, temizlik işçileri ve güvenlik projelerinde çalışan işçiler bu durumla çok karşılaşıyor. “Proje bitti, seni başka projede değerlendireceğiz, bekle” denir. “Bu süre ücretsiz izin diye kabul edilecek” denir. Çoğu kez yazılı bir bildirim yapmadan işçiler böyle bekletilir. İşveren yeni iş teklifi yapmazsa, devamsızlık tutanağı tutarsa, işçi hem haklarını alamayacak hem de kıdem tazminatını alamayacak, işsizlik parası alamayacak. Mahkemeye giderse ücretsiz izne çıkarıldığını kanıtlamak zorunda kalacak. Ancak bunu kanıtlarsa hem kıdem tazminatını alacak hem de sonradan işsizlik parası alacak.
İşveren yasaya göre hangi hallerde “ücretsiz izin” uygulamasına başvurabilir?
“Ücretsiz İzin” tanımı ve nasıl kullanılacağı kanunda açıkça belirtilmemiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu Madde 56 ve 74’te işçiye hak olarak verilen ücretsiz izinler dışında diğer tüm ücretsiz izinlerin tarafların rızasıyla kullanılması gerekmektedir. Madde 56’da belirtilen, yıllık iznini başka bir şehirde geçirecek olan işçiye, talep etmesi durumunda verilen 4 günlük ücretsiz yol iznidir. Bu izin, gidiş dönüş sürelerinde işçinin yolda geçireceği süreler gözetilerek, işçiye kanunen tanınmış bir haktır. Madde 74’te bahsedilen ise, doğum nedeniyle raporlu olan kadın işçinin, raporun bitiminde talep etmesi durumunda, 6 aya kadar kullanabildiği ücretsiz doğum iznidir. Bu izinler kanunen tanınmış bir hak olduğu için işverenin rızası aranmaz.
Bunun dışında yasada “ücretsiz izin şu şartlarda uygulanabilir” diye bir kısıtlama yok. İşin, işletmenin gereği olarak eğer bir işgücü fazlası açığa çıktıysa işveren o işgücünü işten çıkarmak yerine ücretsiz izin uygulamasına başvurarak sorunu çözmek isteyebilir. Bir proje bitip diğerine başlanacağı sırada uygulanabilir. Bazı sektörlerde dönem dönem iş durur ve başlar. Bu geçiş süreçlerinde bu uygulamaya başvurulabilir. Ancak genellikle bu uygulama iş ve işletmenin gereği olarak değil keyfiyet halinde yürür. Bir yandan bakarsınız bir işletmede fazla mesai çalışması vardır bir yandan da ücretsiz izin uygulaması vardır. Bu keyfiliğin önüne geçmek için bazı kurallar getirilmiştir. Yazılı bir teklifin yapılması ve bir ücretsiz izin formunun doldurulması ücretsiz iznin kurala bağlanması içindir. İşçi eğer ücretsiz izni kabul etmiyorsa Yargıtay kararınca bu işçi haklı fesih hakkı elde etmiş olur. Kıdem tazminatını talep edebilir. Ama ihbar tazminatı alamaz. Ücretsiz izin sırasında işçinin iş akdi devam eder. İşçi ücretsiz izinde başka bir yerde çalışırsa bu durum bazı Yargıtay kararlarında işçinin iş akdinin feshi için haklı neden sayılmıştır.
Ücretsiz izin süresi açısından sınırlayıcı bir süre var mı?
Belirli bir sınırlama yok. İşveren bir hafta ücretsiz izin verir, bir ay verir sonra işçinin rızasını alarak ücretsiz izni tekrar yenileyebilir. Bu nedenle süre sınırlaması olmasının bir anlamı yoktur. İşçinin rızası olmadan böyle bir anlaşmadan söz edilemez. İşçi ücretsiz izne çıkmak için zorlanamaz. İşveren için haklı sebepler olsa bile zorlanamaz.
Yol ücretsiz izni ve doğum ücretsiz iznini kullanan işçiler, izinli oldukları günler için sağlık hizmetlerinden eş ve çocuklarıyla beraber yararlanmaya devam ederler; ücretsiz izinli olunan bu günler için SGK prim ödemeleri yapılmadığı halde sağlık hizmetleri kesintiye uğratılmaz. Yani kanunen hak olarak verilen izinleri kullandığı günlerde sağlık hizmetleri verilmeye devam eder. Ancak yasada belirtilmeyen ve sadece işverenin inisiyatifi ile işçiye verilmiş ücretsiz izinlerin 10 günü aşması durumunda ancak gelir testi yaptırılarak GSS primi ödendiği takdirde sağlık hizmetlerinden faydalanmaya devam edilir. 10 günden kısa süren izinler için sağlık hizmetleri kesintisiz devam edecektir.
Ücretsiz izin günleri kıdem süresinden sayılır mı?
Hayır, ücretsiz izinler işçinin kıdem süresinden sayılmıyor. Diyelim 5 yıl çalışmış ama bunun son 3 ayını ücretsiz izinde geçirmiş işçinin, kıdem süresi 5 yıl olmayacak, 4 yıl 9 ay olacak. Bu süre zarfında sigorta primi ve ücret ödenmiyor. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi bir şeydir bu. Ücretsiz izinde olan işçi fazla mesaileri ve ücretleri ödenmediği takdirde haklı olarak iş akdini feshedebilir. İşveren de işçi başka yerde çalışırsa iş akdini feshedebilir.
Unutulmamalı ki işçinin ücretsiz izni kabul etmesinin hayatın olağan akışına uygun bir tarafı yok. İşsizlik ortamında, kriz ortamında, işçiye ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir bu. İşçi ücretsiz izni kabul etmezse ancak haklı fesih yapabiliyor. Ben işçilere bunu çok önermiyorum. Başka yapacak bir şey yoksa son çare olarak haklı fesih yoluna gitmelerini öneriyorum. Çünkü birincisi işçi sadece kıdem tazminatını alabiliyor, ihbar tazminatını alamıyor. İkincisi işçi işsizlik parasından yararlanmak için başvurduğunda “bu yargılama gerektiren durum” denilmekte. İşçi kendi fesih yaptığı için işe iade davası da açamıyor. İşçiye haklı fesih hakkı doğuruyor ama işçiye kazandıracağı şeyler çok sınırlı. Firmalar batmaya meyletmişse işçi açısından da o son çareyi kullanmaktan başka seçenek yok. Ücretsiz izin süresi içinde tarafların iş akdiyle bağlılığı kuralı gereği aslında hukuken tartışılacak bir tek şey var. İşçinin iş akdiyle bağlı olduğu bu ücretsiz izin süresince o işçinin en azından sigorta primlerinin ödenmesi gerekir. Fakat böyle bir yasal zorunluluk yok. Ücretsiz izin süresi kıdem süresinden sayılmıyor, işveren ücret ödemiyor, sigorta primi de ödemiyor.
BES’i Bir de Ehline Sordum
Günahların En Büyüğü: Emperyalist Savaş!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...