Buradasınız
Ah Şu Beynim!
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Tak tuk possst, tak tuk possst yine makine sesleri kulağımda. Beynim zonkluyor adeta. Makineden gelen parçaları alıp montajla, poşetle, masaya bırak. Yıllardır böyle bu iş. Çokta maharetliyimdir. Arkadaşlarım hızıma yetişemez. Bu kadar hızlı olmama rağmen, ben de hayat pahalılığına, yani enflasyona yetişemiyorum. Fazla mesai yapmaktan uzun zamandır ailemle şöyle bir akşam yemeği yiyemedim ya da bir pazar kahvaltısı yapamadım. Tak tuk post pısst, tak tuk post pısst, makine sesleri beynimin içinde. Beynim zonkluyor yine sesten. İşe kendimi kaptırınca duymuyorum bazen dünyayı. Hatta uçup gidiyor sorunlarım da. Ellerim makineyle uyumlu çalışıyor daima, yani şu koca fabrikayla, yani düzenle.
Fakat şu beynim yok mu şu beynim, hep bir yerlerde. Yok kiraydı, faturalardı, çocukların okul masraflarıydı hep geçim derdinde. Oysa kollarım, ellerim hiç düşünmez böyle şeyleri, sadece çalışır ve çalışır. Hem bizim usta ne zaman konuşsa “hadi elleriniz çalışsın” der. “İş yoksa ekmek de yok” der. Demek ki işi yapan ellerimiz. Bir iş yapsak herkes eline sağlık der. Ellerimiz çok önemli. Her kapıyı açar onlar. Ellerime çok güvenirim ve en sevdiğin organımdır, en hızlısıdır. Üstelik ben hızlı çalışıyorum diye patrona nazım da geçiyor. Geçen sene diğer arkadaşlara yaptığı zamdan on lira fazla zam yaptı bana! Büyük adam doğrusu, bonkör biri! “Kimseye de söyleme” dedi. Akıllı adam vesselam bizim patron. Hani biraz kafamı kullanıp da arkadaşlarıma söylesem benim onlardan on lira fazla aldığımı, ne olurdu bir düşünsenize. Patronun adam kayırdığını fark eden işçi arkadaşlarım, maazallah hak falan aramaya kalkarlardı. Sonra sendikaydı, ikramiyeydi, sosyal haklardı derken sonu gelmezdi isteklerin.
Allahtan kafamı kullanmayı pek akıl etmiyorum. İşçi dediğin elleriyle üretir. Her şeyi elleriyle halleder. Bazen düşünüyorum da benim kafama hiç ihtiyacım olmuyor işyerinde. Hatta günlük hayatta da pek kullanmıyorum. Ülke siyasetine de karışmıyorum, zaten büyüklerin büyüğü hepimizi tek başına idare ediyor. Mecliste konuşmuyorum, hiçbir medya organı benim fikrimi önemsemez zaten. Geçenlerde işçilerin eylem yaptığını gördüm ve oralı bile olmadım. Bana en yararlı organım ellerim. Diyorum ki acaba iki tane kol daha mı taktırsam kendime? Hakikaten güzel olmaz mı? Hem daha çok üretir ve daha çok kazanırım. Hatta kafamı da alsınlar gerek yok. Onun yerine kol taksalar daha iyi. Çok çalışırsam çok acıkır mıyım acaba! Tamam buldum, midemi küçültürüm. Bağırsakları da kısalttım mı, bu iş tamamdır. İşte tam da düzene uygun bir işçi oldum. Az yakan çok kaçan işçi. E hadi kolay gelsin…
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...