Buradasınız
Her İşçi Haksızlığa Uğrar Ama Bazıları Örgütlüdür
Gebze’den metal işçisi iki kardeş

Uzun yıllar çeşitli sektörlerde çalıştık. Bütün haksızlıklara, düşük ücretlere, fazla mesailere bazen boyun eğdik bazen de tek başımıza tepki gösterdik. Bunun sonucunda her zaman haksızlığa uğrayan ve patronların keyfi yaptırımlarına maruz kalan biz olduk. Kâh ücretimiz kesildi kâh işten çıkarıldık. Hep yenilen bizdik. Hep böyle mi devam edecekti? Yoksa yeter artık diyebilecek miydik? Aslında içten içe hıncımız büyüyordu ve boğazımıza düğümlenen koca bir çığlık “yeter” diyordu.
Dün gibi hatırlıyorum. Bir gün işe gitmedim diye üç günlük ücretim kesilmişti. İş kazası geçirdiğimizde devam edebilecek durumda olup olmadığımız sorulur ve işe devam etmemiz beklenirdi. Bizim sağlık durumumuz veya ne istediğimiz hiç önemli değildi patronlar için. Onlar için önemli olan tezgâhlarının durmaması ve üretimin sürmesiydi. Yani sadece kâr elde etmekti amaçları. Hem de bizim canımız pahasına. Biz bu durumun katlanılmaz olduğunun farkındaydık. Fakat bunca soruna rağmen, sanki bu sorunları sadece biz yaşıyormuşuz gibi hissediyorduk. Makinelerimizin başından bizimle aynı sorunları yaşayan bir arkadaşımızı görsek bile, öylece amirleriyle tartışmasını izler ve sadece içten içe hayıflanırdık. Nerden bilebilirdik ki, birlikte tepki gösterdiğimizde işlerin değişeceğini. Bizler bunu bilmiyorduk, ta ki bilen birileriyle karşılaşana kadar.
Bir arkadaşımız sayesinde işçi sınıfı ve sınıf bilincinin ne olduğu gerçeğini öğrenmeye başladık. Bu bilinçli ve örgütlü hal Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği ile vücut bulmuştu. UİD-DER’le tanıştıktan sonra haksızlıklarla nasıl başa çıkacağımızı öğrendik. Birlikte hareket etmeyi, diğer işçi arkadaşlarımıza güvenmemiz gerektiğini öğrendik. Sermaye sınıfının başımıza sardığı birçok sorundan henüz kurtulamadık belki. Ama nasıl kurtulacağımızı öğrendik. Şimdi sendikalı çalışıyoruz. En kötüsünün sömürülmeye, haksızlıklara tepkisiz kalmak olduğunu biliyoruz artık. Bu yüzden olması gerekenin, mücadele etmek ve örgütlenmek olduğunu anladık.
Mücadeleyi gelenekten geleceğe taşıyan sınıf örgütümüz UİD-DER’le mücadelemizi sağlamlaştırıp nihai zafere ulaştırmak biz işçilerin boynunun borcudur. 13. yılında UİD-DER çatısı altında olmak, bize sermaye karşısında direnç veriyor ve vermeye de devam edecek. Yaşasın işçilerin örgütlü mücadelesi!
Ubuntu Budur
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...