Buradasınız
Yaşlanınca Nasıl Yaşayacağını Bilmek!
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Çoğunuz duymuş, görmüştür. Son günlerde dijital yaşlandırma tekniği ile kullanıcılara ileri yaşlarında nasıl görünebilecekleri hakkında fotoğraf üreten bir uygulama gündemde. Ünlü isimlerin de kullanmasıyla birlikte popülerliğini gittikçe arttıran FaceApp uygulamasında yaşlandırılmış görüntüler işçiler, emekçiler tarafından da yoğun olarak kullanılıyor. Sosyal medya bu program kullanılarak üretilen sürpriz fotoğraflarla dolu.
Kendi çalıştığım fabrikada da böylesi fotoğraflar ve tartışmalara sık rastlıyorum. Bazı işçi arkadaşlar yaşlandırılmış resimlerine bakıp “ahh çok güzel, fazla çökmemişim” diye görünüşleriyle mutlu olabiliyor. Bazı arkadaşlar ise “benim görüntüm çok aşırı yaşlanmış görünüyor, yüzüm buruş buruş olmuş, ne kadar çökmüş bir görüntüm var” diyerek fazladan canlarını sıkabiliyorlar. İnsanlar neden FaceApp kullanıyor? Ya da ihtiyarlık resimlerini neden bu kadar çok merak ediyor diye irdelemek değil derdim. Henüz yaşanmamış, sonradan gelecek olan bir zamana ait görüntüsü insanda merak uyandırabilir, ilginç gelebilir. Asıl merak ettiğim husus “nasıl göründüğüm” kısmıyla ilgilendiğimiz kadar “nasıl yaşayacağım” kısmıyla da ilgileniyor muyuz?
Günümüzde insanı tüketen, sosyal hayatı yok eden bir düzende çalışıyoruz. İşçiler git gide azalan, kuşa dönmüş ücretler yüzünden genellikle gücü yettiği kadar fazla mesailerle ya da boş kalan zamanlarında ek işler yaparak gelirlerini arttırmaya uğraşıyorlar. Genç arkadaşlar “akarken doldurmak lazım” derdi, fazla mesailer ile açıklarını kapatabileceğini düşünürdü. Bunların hepsi artık hayal. Yetmeyen ücretler nedeniyle adeta ölesiye çalışmak zorunda kalıyorlar! Kapitalist sömürü düzeninin çarkları dönmeye devam ederken mesai bitiminden sonra limon gibi sıkılıp posaları çıkarılan emekçiler birer “zombi” gibi evlerinin yolunu tutuyorlar. Posaları çıkmış bir vaziyette geri kalan kısacık zamanda biraz olsun dinlenmenin hayalini kuruyorlar. Üstelik fazla mesailerle işçinin eline geçen para artsa bile hâlâ olması gerekenin o kadar altındaki bu ölesiye çalışma bile ihtiyaçları karşılamaya, sıkıntıları gidermeye yetmiyor. Sonuç olarak işçi kendisine, ailesine ve iş arkadaşlarına daha da yabancılaşıyor. Sosyal hayatı hepten solup gidiyor, artan psikolojik sorunların da etkisiyle kişilerin yıpranmışlığı ve tükenmişliği artıyor. İşçiler daha yaşlanmadan, gencecik fidan çağlarında hem ruhen, hem bedenen tükeniyorlar. İçinde bulunduğumuz koşullar budur.
Kapitalist sömürü düzenin yarattığı diğer belalar, kirli hava, kirli su, kötü çalışma koşulları, rutubetli meskenler, dengeli beslenememek ve önleyici sağlık hizmetlerinden yararlanamamak, sağlık gibi mühim bir sosyal hizmetin giderek paralı hale getirilmesi gibi olgular, işçinin geleceğe yönelik kaygıları ve güvensizlik duygusunu artırıyor. Ortada duran tabutun üstüne “son çiviyi” çakıyor. Artan iş cinayetleri ve meslek hastalıkları çok sayıda işçiyi yaşamının baharında yaşamdan koparıyor. Bırakın yaşlanmayı emekliliğini bile göremeden, sevimli bir torunu kucağına alıp sevemeden, onunla doyasıya vakit geçiremeden bu hayattan alıp götürüyor. Bir şekilde emekli olmayı başarabilenler ise düşük emekli aylığı ve yeterli güvencesi olmaması sebebiyle rahat ve huzurlu bir hayata kavuşamıyor. Tüm bunların ne kadar farkındayız?
Gördüğünüz üzere patronlar çok sinsi! Esas meseleyi gargaraya getiren birçok uygulamaları var. Bu dönemin popüler konusu yaşlandığımız zaman nasıl görüneceğimiz hususu. Asıl olarak o günlere nasıl varacağımız, bu gün neler yaşadığımızla alakalı değil mi? Git gide kötüleşen, ağırlaşan çalışma ve yaşam koşulları yüzünden o günlere varıp varamayacağımız bile meçhul değil mi? İnsanların yalnızca uzun yaşamaları, ya da nasıl göründükleri değil, yaşamlarının kalitesi ve yaşamlarına atfettikleri değer de başlı başına önem taşır. Her yaşın ayrı bir güzelliği vardır ve yaşamlarımız bizim için kıymetlidir. Yaşamımızı patronlar sınıfının insafına bırakmayalım. Geleceğimizi kendimiz kuralım.
Mektubuma konu olan uygulamayı henüz telefona indirip kullanmamışsanız bunu okuduktan sonra deneme yapmak için bile indirmenizi istemem. Ama geleceğe ilişkin daha çok şeyler yapmak istiyorsak mücadele örgütümüz UİD-DER’e daha fazla sarılalım, daha azimli ve kararlı çalışalım. Gelecek zaten gelecek. Ama nasıl olacağını bugün yaptıklarımız belirleyecek.
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...