Buradasınız
Daha Neye Kilit Vuracaklar?
İstanbul’dan bir sağlık işçisi
Soğuk kış günlerinin yaşandığı, işsizliğin gittikçe arttığı, insanlarda çıkışsızlık duygusunun, intihar sayılarının daha da arttığı bir süreç içindeyiz. Ömrümüz evimize ekmek götürebilmeyi, günü kurtarmayı, ay sonunu getirebilmeyi kara kara düşünmekle geçip gidiyor. Maaşımızı aldığımızda oturup borçlarımızı, giderlerimizi hesaplıyoruz ama hesabın içinden bir türlü çıkamıyoruz. Çünkü evdeki hesap bir türlü çarşıya, pazara uymuyor. Her geçen gün alım gücümüz ve yaşam kalitemiz düşüyor.
Ben genç bir işçiyim, annem bizi çocukken pazara götürürdü. Pazarın altını üstüne getirirdik. O zamanlar anlam veremezdim, neden bu kadar çok dolaşıyoruz, aynı meyve-sebze tezgâhlarını dolanıp duruyoruz diye düşünürdüm. Zaman geçtikçe anladım ki aslında en ucuzu neredeyse biz onu alıyorduk. Şimdi ben de annemden gördüğümü yapmaya çalışıyorum. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen biz bir türlü yoksulluktan kurtulamadık. Annem, babam ve ben yıllardır çalışıyoruz. Elde avuçta ne var derseniz, sadece nasırlı birer çift el gösterebiliriz sizlere.
Yoksullaşmanın gittikçe derinleştiğini hissediyoruz. İstediğimizi alıp yiyemiyoruz, en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Et uzun zamandır işçilerin mutfağına ya girmiyor ya da çok az ve uzun aralarla giriyor. Önceden annelerimiz misafir için buzluklarda et ayırırdı, bir misafir geldiğinde pişirip önlerine koymak için. Artık o da lüks oldu. Hani evde buzdolabı olması bir zenginlik göstergesiydi? Evet, evimizde buzdolabı var ama çoğunlukla içi bomboş. Marketlerde pahalı ürünlere alarm takıldığını, vitrinlerde kilitli kutularda yer aldığını hepimiz bir şekilde görmüştük. Artık peynire, bebek mamasına da zincir vurdular. Yeryüzünde her 10 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Daha geçtiğimiz günlerde gencecik bir çift geçinemiyoruz deyip bir buçuk yaşındaki çocuklarını yakınlarına bırakıp intihar etti. Çocuğunun en temel yaşam hakkı olan beslenmesini bile sağlayamayan nice aile var. Tüm bunların bir sorumlusu olmalı!
Sorumlu çok net ortadadır; patronlar sınıfı. Bebek mamasına alarm takanların yaptıkları ikiyüzlülüktür, açgözlülüktür. Her yıl tonlarca besin maddesi tüketilmeden çöplere atılıyor patronlar tarafından. İşçiler bebeklerine verecek mama bulamazken patronlar çalınmasın diye alarm taktırıyorlar. İşte yaşadığımız sistem bu. Neresinden tutarsak tutalım bir akıldışılık var. Ama bizler işçi sınıfı olarak bugüne kadar pek çok hak elde ettik. Yine yapabiliriz. Bebek maması neden devlet tarafından ücretsiz dağıtılmasın? İşçi sınıfı bu gidişata dur demek için örgütlendiğinde başaramayacağı şey yoktur.
Emekçi Kadın Nasıl Özgürleşir?
Biz İşçilere “Altın Öğütler!”
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...