Buradasınız
Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
Pandemiyi işçilerin haklarını gasp etmenin fırsatına çeviren patronların elindeki en kullanışlı silahın Kod 29 olduğunu sürecin başından beri vurguluyoruz. Zaman içinde emekçilerin gözünde teşhir olan Kod 29’a yönelik Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenleme yapıldı. Kod 29’un çalışma hayatında belirsizliklere yol açtığını söyleyen Bakanlık; “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan” hallerin tamamı için ayrı ayrı kodlar belirlendiğini açıkladı. Peki, bu ne anlama geliyor? Düzenleme gerçekten Bakanlık ve sermaye medyası tarafından iddia edildiği gibi Kod 29 mağduriyetini ortadan kaldıracak mı?
Öncelikle Kod 29’un ne olduğunu hatırlamakla başlayalım. İş Kanununun 25/2 maddesi kapsamında “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlığı altında düzenlenen Kod 29, patronlara işçileri tazminatsız işten atabilme fırsatı sunuyor. Kod 29’la işten çıkarılan bir işçi; kıdem ve ihbar tazminatı alamıyor, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yararlanamıyor, dahası bu kod siciline işlediği için kolay kolay iş de bulamıyor. İşçiler için sonuçları bu kadar ağır olan bir uygulama, tümüyle patronların insafına bırakılmış! Patronun SGK’ya bu yönde bildirim yapması yeterli görülürken iddiasını ispatlaması istenmiyor, üstelik işçinin kendisini savunmasına fırsat da tanınmıyor. Yani çamur at izi kalsın!
Kod 29 yeni bir saldırı değil, ancak pandemiyle birlikte sıkça duyulur hale geldi. Tablonun ne kadar vahim olduğunu elde edilen verilere bakarak görmek mümkün! DİSK Araştırma Dairesi’nin CİMER’e yaptığı başvuru neticesinde pandeminin damgasını vurduğu 2020 yılında, 176 bin 662 işçinin Kod 29 nedeniyle işten çıkarıldığı öğrenildi. Böylece 2020’de ayda ortalama 14 bin 772 ve günde ortalama 491 işçi Kod 29 ile işten çıkarılmış oldu. SGK yaptığı açıklamada, geçen senelerde Kod 29’dan işten atılanların sayısının daha yüksek olduğunu söyleyerek, pandemi sürecinde işçilerin açlığa terk edilmesini meşrulaştırmaya çalışıyor. Daha önceki yıllarda da patronların Kod 29’u kullanarak işçileri keyfi şekilde işten atmasının sorumlusu hükümet ve işyerlerini denetlemesi gereken SGK’dır.
Pandemiyle birlikte sömürüyü derinleştiren, hak gasplarında gemi iyice azıya alan sermaye sınıfı, işçilerin örgütlenmesinin ve buna tepki göstermesinin önüne geçmek için tepe tepe Kod 29’u kullandı. Sendikalaşan, haksızlıklar karşısında susmayan işçiler, Kod 29 ile işten çıkarıldı ya da işten çıkarılmakla tehdit edildi. Bugün sürmekte olan pek çok direnişe; Döhler’den Bel Karper’e, Ekmekçioğulları’ndan Systemair HSK’ya, Baldur Süspansiyon’dan Yasin Kaplan Halı’ya, Migros Depo’dan PTT’ye baktığımızda ortak noktanın Kod 29 saldırısı olduğunu görürüz. Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşan işçiler patronlar tarafından adeta Kod 29 ile cezalandırılmaya çalışıldı, çalışılıyor.
Tam da bu noktada gözlerden kaçmaması gereken bir diğer husus da şudur; yaşadıkları hak gasplarına karşı boyun eğmeyip aylardır direnen işçiler, mücadeleci sendikalar ve UİD-DER gibi işçi örgütleri Kod 29’u emekçi kitlelerin gündemine getirerek teşhir etmiştir. Bugün hangi işçiyle konuşursanız konuşun Kod 29’un gerçekte ne amaçla kullanıldığını, işçilerin ortak sorunu haline geldiğini işitirsiniz.
İşte Bakanlık düzenlemesini tüm bunlarla birlikte düşünmek gerekir. Kod 29, “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” gibi genel bir ifadeyle, görevini kasten ve sürekli ihmal etme, mazeretsiz işe gelmemek gibi haller ile cinsel taciz, hırsızlık, küfür, uyuşturucu madde kullanmak gibi hallerin tamamını kapsıyordu. Bakanlık ve SGK’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalara göre yeni düzenlemeyle bu hallerin her birinin ayrı ayrı kodu olmuş olacak. Peki, bu işçinin yaşadığı mağduriyeti değiştirecek mi? Hayır! Mağduriyetin adı belki Kod 29 olmayacak ama halen patronların beyanı esas alındığı ve ispat yükü bulunmadığı için işçilerin karşılaştığı saldırı ve yaşadığı mağduriyet özünde değişmeyecek. Bugün Kod 29’u konuşan işçiler yarın pek çok kodu konuşuyor olacak!
Siyasi iktidar böyle bir değişikliğe giderek işçilerinin mağduriyetini çözüyormuş gibi yaparak sinsi bir saldırı gerçekleştiriyor. Hakkını arayan işçilerin çeşit çeşit farklı koddan atılmasıyla meselenin işçiler nezdinde bu kadar gündem olmayacağını öngörüyorlar. İşçi sınıfına karşı genel bir işten atma saldırısına dönüşen ve gündemde önemli bir yer tutan meseleyi tekilleştirmek, buna karşı mücadele edilmesinin önüne geçmek istiyorlar. Bu sinsi saldırıya karşı uyanık olmak mücadeleci sendikalar ve işçiler açısından hayli önem taşıyor. Bakanlığın ve SGK’nın Kod 29’da algı oyununa başvurması, onun zor durumda kalmasının sonucudur. Bunu sağlayan da işçilerin ve işçi örgütlerinin mücadelesidir. O halde mücadeleyi daha fazla yükselterek, Kod 29’a konu olan maddelerin değiştirilmesini ve işten atmaların gerçek anlamda yasaklanmasını sağlamalıyız.
Dayanacağım!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...