Buradasınız
Atomize Edilmeye Karşı Bağlarımızı Güçlendirelim
İstanbul’dan bir işçi
İktidara göre ekonominin kitabını yazıyoruz ve 2022 parlak bir yıl olacak. İğneden ipliğe her şeye fahiş zamların gelmesiyle emekçiler her geçen gün sefalet çukurunun daha da diplerine doğru itiliyor. Siyasi iktidar, bu gidişat karşısında işçi ve emekçilerin elini kolunu bağlayıp hareketsiz bırakmak için sürekli toplumu yapay temelde kutuplaştırmaya çalışıyor. Emekçileri parçalamak, atomize etmek, toplumun farklı kesimlerini birbirlerine karşı önyargıyla doldurmak ve körleştirmek için elinden geleni yapıyor.
Bilindiği üzere madde atomların bir araya gelerek oluşturduğu yapıdır. Atomlar tek başlarına düzensiz ve kararsız halde bulunsalar da uygun şartlar altında bir araya geldiklerinde anlamlı bir bütün oluştururlar. Uygun şartlar sağlandığında düzenli ve anlamlı bir yapıya kavuşan atomlar, şartlar bozulduğunda ve tek başlarına olduklarında sayıları aynı olsa bile anlamlı bir bütün değil bir yığın haline gelirler.
Yaşayan bir organizma olan toplum da aynı madde gibidir. Toplumu oluşturan atomlar yani bireyler birlikte nefes alıp verirler. Toplumun bir parçası olduğunun bilincinde olan birey, toplumu etkileyen her şeyin kendisini de etkilediğini bilir. Peki, onu oluşturan bireyler atomize edilip birbirine karşı cephe aldırıldıktan sonra toplum ne hale gelir? Cephelere bölünen insanların, kendisine karşı taraf olarak gösterilen insanları anlaması, onların dost olduğunu görmesi zorlaşır. Oluşturulan cephelerin önüne çekilen duvarlar, çıkarları aynı olan emekçilerin birbirini duyamaz hale gelmesine ve kulaklarına sürekli fısıldanan kışkırtıcı, düşmanlaştırıcı söylemlere kapılmasına neden olur. Sen Kürt’sün, öteki Sünni ya da Alevi, beriki başörtülü… Sonra bitmek bilmeyen yapay tartışmalar… Emekçi kitlelere zarar vermekten başka anlamı olmayan bu tartışmalarla da toplumun esas sorunları gizlenir. İşsizlik, yoksulluk, geleceksizlik, şiddet, barınma sorunu, göçler, savaşlar…
Emekçilerin yaşadığı sorunlar, bir parçası oldukları toplumsal sınıfa ait sorunlardır, yani bireysel değil sınıfsaldır. İşçi sınıfı bu sorunları yaşamın her alanında birlikte ve aynı derecede yaşıyor. Egemenler ise esas sorunlar gündem olmasın diye yapay ayrımlar yaratıyor. Böylece ortaya birbirine karşı tahammülü olmayan, birbirini dinlemeyen, yapay sorunlar temelinde ayrışan insanlar çıkıyor. Türkiye’de son zamanlarda gittikçe dozu artan kışkırtıcı, düşmanlaştırıcı ve kutuplaştırıcı iktidar dilinin amacı budur.
Bu bir tuzaktır. Çünkü emekçiler bunlarla meşgul olurken temel sorunlar kangrenleşerek devam ediyor. Toplumun yüzde %99’unu oluşturan emekçiler ancak örgütlü olur ve dayanışmalarını güçlendirirlerse atomize edilemez ve ancak o zaman sorunlarını çözme iradesini ortaya koyabilirler.
Kapıda Kalmak
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
Son Eklenenler
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...
- Merhaba dostlar. Ben daha önce Mersin Liman işçisiydim. Limanda çalıştığım dönemde zor koşullarda çalışıp haksızlığa uğrayan işçiler olarak bir araya geldik ve sendikalı olduk. Evet, haksızlığa karşı anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk ama...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Türkiye’de onlarca kentte yapılan eylemlerde İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği destek protesto edildi. Yapılan açıklamalarda emperyalist savaşın alevlerinin...
- Bugün 1 Eylül, bugün Dünya Barış Günü… Bugün sadece Türkiye’de veya yaşadığımız coğrafyada değil, dünyanın dört bucağında ezilenlerin yüreği barış özlemiyle atıyor. Emekçiler, ölümlerin son bulduğu, acı ve gözyaşının dindiği, yaraların sarıldığı bir...