Buradasınız
Enflasyon, Döviz ve TÜİK
Kocaeli/Gebze’den bir işçi
Son zamanlarda sürekli üzerine konuştuğumuz, yaşamımızı derinden etkilediğini bildiğimiz ama nedenleri konusunda kafa karışıklığı yaşadığımız konular var. Mesela dövizdeki artış, yüksek enflasyon, TÜİK’in istatistikleri gibi…
Yabancı ülke paralarının tümüne döviz diyoruz. Dolar, Avro, Sterlin, Yen, Yuan gibi. Bir ülkenin parasının diğer bir ülke parası cinsinden karşılığına ise döviz kuru deniyor. Bir ülkenin parası değer kaybederse döviz kuru yükselir. Mesela Türk Lirası değer kaybettikçe dolar ve diğer para birimleri yükselir. 2018’de Dolar 3,5 TL, Avro 4,5 TL ve Sterlin ise 5 TL’ye eşitti. 1 ekmek yaklaşık 1 liraydı. Aradan geçen zamanda ekonomik kriz derinleşti. Türk Lirası fazlasıyla değer kaybetti. Sonuç olarak bugün 1 dolar 13 TL, 1 Euro 15 TL, 1 Sterlin 18 TL, 1 ekmek de 3 TL ediyor. Türk Lirası dövize oranla yaklaşık 3 katı değer kaybetmiş. Ekmek karşısında alım gücü 3 kat azalmış.
Enerji, akaryakıt ve birçok kalem malın dış ülkelerden dövizle ithal edildiği Türkiye’de döviz kurlarının artması; yağından peynirine, elektriğinden akaryakıtına, ev kirasından okul servisine, aklımıza gelebilecek her ürüne yapılan zamlar olarak yansıyor. Tablo bu iken “maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz” gibi bir sorunun ne kadar saçma olduğu ortadadır. Türk Lirasının alım gücü yıllar içerisinde giderek düşmüştür. Bu şekilde, paranın alım gücünün devamlı olarak azalmasının nedeni yükselen enflasyondur.
Enflasyon yükseldiğinde yoksul işçi ve emekçiler bunu derinden hissederler. Ellerindeki para ile alabildikleri ürün ve hizmetler azaldıkça azalır. Bu gözlerden gizlenebilecek bir durum değildir. Ama Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in açıkladığı rakamlar yine de kafaları karıştırır.
TÜİK, Türkiye’de ürün ve hizmetlerdeki fiyat artışı ve azalışlarını takip ederek her ay bir önceki aya ve bir önceki yıla göre Üretici Fiyat endeksi (ÜFE) ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranlarını kamuoyuyla paylaşır. Her ay artan hayat pahalılığı ve enflasyona rağmen TÜİK ne yapıp edip enflasyonu düşük göstermenin bir yolunu buluyor. Bunu çeşitli hesap oyunlarıyla ve hilelerle yapıyor. Başında Erdoğan’ın atadığı bir başkan bulunan TÜİK, eğer enflasyon oranlarını düşük göstermeyi beceremezse o başkan görevden alınıyor.
Hepimizin duyduğu meşhur enflasyon sepeti diye bir sepeti var TÜİK’in. Bu sepetin içinde gıda, konut, ulaşım, ev eşyası, giyim-ayakkabı, haberleşme, çeşitli mal ve hizmetler, sağlık, eğitim, alkol ve tütün, eğlence-kültür, lokanta ve oteller başlığında 400 küsur çeşitten oluşan ürün ve hizmet bulunuyor. Her ay aldığımız temel tüketim, gıda, ulaşım gibi malzemeler bu sepette. Sonuç olarak iğneden ipliğe her ürünün zamlandığı Türkiye’de dalga geçer gibi enflasyonu yüzde 48 olarak açıklıyor TÜİK. Ücretlerimize yapılan zamlar gerçek enflasyon değil, TÜİK’in uydurma enflasyon oranları temel alındığı için; yıllardır alım gücü daha da düşen ücretlerle çalışmak zorunda kalıyoruz.
Türkiye’de lira değer kaybediyor, döviz yükseliyor, enflasyon artıyor, ama siyasi iktidar her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışıyor. TÜİK gerçek enflasyonu olduğundan çok daha düşük gösteriyor. Ücretlerimiz resmi enflasyona göre belirlenip sayısal olarak yükselse de reel olarak düşüyor. Ama tüm bunlar bir yere kadar! Patronlar sınıfı örgütsüz olan işçilerin bu dalaverelere sessiz kalacağını, sefalete razı geleceğini düşünüyorlardı. Lakin bugün ülkenin dört bir yanında alım gücü düşürülmüş, yoksullaştırılmış emekçilerin isyanı patlak veriyor. Metal, maden, gıda, tekstil, taşımacılık ve daha birçok sektörde işçilerin grev ve direnişleri başladı. Esnaf ve halk yüksek elektrik faturalarını protesto ediyor. Ve umut, bu soğuk günlerde insanın içini ısıtırcasına büyüyor. “İşçi sınıfı örgütlen, dayanışma içinde ol” diyor.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...