Buradasınız
Yoksulluk Azaldı mı?
TÜİK yoksulluğun ölçüldüğü kriterleri şöyle sıralıyor: “Çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği ile ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme ve evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme durumu.” Buradaki 9 maddenin en az dördünü karşılayamayanlar ciddi maddi yoksunluk içinde kabul ediliyor. Bu kriterlerle istatistik çıkaran TÜİK’e göre maddi yoksunluk oranı 2013 yılında yüzde 43,8 iken 2023’te yüzde 26,4’e düşmüş! Ama TÜİK, aynı raporunda şu verileri de açıklamış: “Hanelerin %58,8’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, %39,2’si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, %31,8’i beklenmedik harcamaları, %19,5’i evin ısınma ihtiyacını, %64,2’si eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.” TÜİK’e göre bu kriterler yoksulluk kriteri değil! Kendi kendisiyle çelişen TÜİK, enflasyona takla attırmakta çok ustalaşınca belli ki diğer istatistiklere de el atmış!
Gelin, durumu bir de kendimize bakarak değerlendirelim. Çamaşır makinesi, televizyon, telefon artık her evde var ve olmak zorunda. Ama bunlardan biri bozulmasın diye dua eder olduk, çünkü peşin almamız mümkün değil, ancak borçlanarak alabiliyoruz. Peki, hangi işçi ailesi bir hafta tatil yapabiliyor ya da kirasını rahat rahat ödeyebiliyor? Hangi işçi kredi borçlarının asgari tutarından daha fazlasını rahatça ödeyebiliyor? Hangi ailenin evine iki günde bir et, tavuk, balık girebiliyor? Hangimiz gönül rahatlığıyla doğalgazı açabiliyoruz? İşyerinde birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı gözümüzün önüne getirelim. Etrafımızda bu maddelerden en az dördünü karşılayamayan ne kadar çok insan var, öyle değil mi? Fazla mesai yaparak ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz çoğunlukla. Demek ki bırakalım yoksulluğun azalmasını, bu ülkenin işçi ve emekçileri olarak büyük bir çoğunluğumuz ciddi yoksulluk içinde yaşıyoruz!
Ama TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet tarihinin en hızlı yoksullaşmasını yaşadığımızı söylerken TÜİK 10 yıl öncesinden daha iyi durumda olduğumuzu söylüyor. Oysa biz 10 yıl önce alabildiğimiz pek çok şeyi bugün alamadığımızı çok iyi biliyoruz. Peki, nasıl oluyor da TÜİK göreli yoksulluk azalıyor diyor?
Çünkü göreli yoksulluk hesaplanırken Türkiye’deki önceki yıla ait ortalama yıllık gelir dikkate alınıyor. Ortalama gelirin yarısından daha az geliri olanlar yoksul kabul ediliyor. Ortalama gelir son birkaç yıldır düşüyor ve düştükçe işçisiyle, kamu çalışanıyla, mavi yakalısıyla beyaz yakalısıyla hep birlikte yoksullaşıyoruz, yani yoksulluk çukuru genişliyor! DİSK-AR verileri de bu gerçeği doğruluyor. DİSK-AR raporuna göre 2002’de ücretli çalışanların yüzde 24,4’ü asgari ücretin altında ücret alırken bu oran 2022’de yüzde 33,8’e çıktı. Asgari ücretin iki katından fazla ücret alanların oranı yüzde 40 iken 2022’de yüzde 18’e kadar geriledi. Asgari ücretin 1,5 katı ve altında ücret alanların oranı ise 2022’de tam yüzde 84,5 oldu! Bu oranlar bize artık bir asgari ücretliler ülkesi olduğumuzu gösteriyor.
Gelin bir de TÜİK’in 2013 yılında baz aldığı ortalama gelirle 2023’te baz aldığı ortalama geliri karşılaştıralım. TÜİK 2013 yılında göreli yoksulluğu hesaplarken yıllık ortalama geliri 13 bin 250 lira olarak baz almıştı. Buna karşılık 2012’de yıllık asgari ücret toplamı 8 bin 645 lira olmuştu. Yani ortalama gelir asgari ücretin 1,5 katıydı. 2023 yılında yıllık ortalama geliri 58 bin 374 lira olarak baz aldı. 2022’de bir yıllık asgari ücret tutarı ise 58 bin 518 lira oldu. Yani ortalama gelir ile asgari ücret hemen hemen eşitlendi!
Tablo ortada değil mi? Türkiye’de yoksulluk çukuru özellikle son birkaç yıldır genişleyerek işçi ve emekçilerin daha büyük bir kesimini içine almıştır. Yükselen enflasyon karşısında reel ücretlerin erimesi ve alım gücünün daha da düşmesiyle, genişleyen yoksulluk çukuru aynı zamanda derinleşmiştir. Türkiye’deki yoksulluk tablosu bu kadar nettir ve zaten işçiler olarak yoksullaştığımızı iliklerimize kadar hissediyoruz. Önümüze istatistikler, rakamlar koyarak kafamızı karıştırmaya çalışıyorlar ama gerçekler değişmiyor. Yalanlara kanmayalım, gerçekleri görelim. Yoksulluk azalmadı, derinleşerek ve genişleyerek arttı!
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...