Buradasınız
Üreten Nasırlı Ellerimiz Balyoz Olacak
Brillant’tan bir işçi
Brillant’ta ücretler geç veriliyor. Bundan iki yıl önce Brillant’ın sahibi şunları dedi: “Ankara’ya fabrika açacağız ve oradaki işsiz arkadaşlarınız iş sahibi olacak ve de maaşlarınız en geç ayın on beşinde verilecek.” Çankırı’ya da fabrika açıldı ve maşlarımızı yirmi sekizinde almaya başladık. Bugüne geldiğimizde patron krizi fırsat bilip üç ayda bir maaş veriyor. Üstelik dört ay geçmiş olmasına rağmen mesaileri alamıyoruz. Ve de burada şunu da gördük ki; bir fabrika açtı patron ve kârına kâr kattı. Biz haliyle maaşlarımızı geç aldık. Bir fabrika daha açtı, yine o kârına kâr kattı. Bizse maaşlarımızı günden güne geç almaya başladık. Bugün de üç ayda bir maaş alıyoruz.
Haliyle maaş alamayınca elektrik, su, doğalgaz vb. faturalarımızı ödeyemiyoruz ve faturaları ödeyemeyince hastalıkla baş başa bırakılıyoruz. Son çıkan SSGSS yasasıyla hastanelere giderken 10 TL veriyoruz, ilaç aldığımızda önceden az bir miktar verirken şimdi ise bazı ilaçları bırakın indirimli almayı para verip alıyoruz. Burada şu görünüyor ki patron kârına kâr katarken bizi de açlığa, yoksulluğa terk ediyor.
Brillant işçilerinin sorunları sadece maaşla da bitmiyor. Her gün on iki saat çalıştırılıyoruz, yemekhaneye gittiğimizde adam akıllı doyamıyoruz. Dinlenme vakitlerinde oturacak bir yerimiz yok, ya temizlik kovasının üstüne bir karton koyup oturuyoruz ya da terliğimizi ayağımızdan çıkarıp üstüne oturuyoruz. Haliyle gece vardiyasında ayakta uyuyoruz ya da tuvalete gidip on dakika pis kokulu tuvalette gözümüzü dinlendiriyoruz.
Bunlar Brillant işçilerinin sorunlarından sadece birkaçı. Ve şu bir gerçek ki, otuz metre uzunluğunda makineyi çalıştıran da biz, nakış makinesinde çalışan da biz, o perdeleri boyahaneye sokup o güzelim rengi veren de biz. Demek ki nasıl o şalterlerin düğmesini açan ve dev makineleri çalıştıran biz işçilersek o şalterlerin düğmesini kapatacak olan da bizleriz. Üretimden gelen gücümüz yani ellerimiz, nasırlı ellerimiz, nasıl ki o üretimi yapıyorsa, o ellerimiz bir gün yumruk olup balyoz gibi patlayacak.
Kriz ve Sendikal Mücadele
Kriz Teğet mi Geçiyor?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...