Buradasınız
1 Mayıs’a Çağırıyoruz!
İşçi kardeşler!
1 Mayıs yaklaşıyor. 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. 1 Mayıs sabahı, heyecanla ve taptaze bir mücadele ruhuyla atar dünya işçilerinin yüreği. Umutsuzluk ve korku karanlıklara çekilir 1 Mayıs’ta. İşçilerin sömürüsüz bir dünya umudu büyür, boy verir güneşe. 1 Mayıs sabahı bütün dünyada kadınıyla erkeğiyle işçiler, sömürüye, ezilmeye, haksız savaşlara karşı seslerini yükseltecekler! Gelin kardeşler, bizler de dünya işçi sınıfının bir parçası olarak alanlarda yerimizi alalım. Sınıfımızın bu onurlu ve gururlu gününde işten atmalara, işsizliğe, uzun, yorucu ve güvencesiz çalışma koşullarına, iş kazalarına ve hayat pahalılığına karşı seslerimizi birleştirelim!
Her yıl olduğu gibi bu 1 Mayıs öncesinde de sermaye sınıfı baskı ve yalana başvurarak işçilerin 1 Mayıs’a katılmasının önüne geçmeye çalışacaktır. İşçi sınıfının birliğinden korkan patronlar, her 1 Mayıs öncesinde işçileri işten atmakla tehdit ediyorlar. Medya ve polis ise, 1 Mayıs’ı “korku tüneli” gibi göstererek yüreklere korku salmaya çalışıyor. Kardeşler, her 1 Mayıs öncesinde patronların önümüze koyduğu bu engellere takılıp kalmamalıyız. Eğer yanı başımızda patronların yalanlarına ve korkutmalarına kanan varsa, o kardeşlerimize gerçekleri açıklamalı, onları cesaretlendirmeli ve mücadele alanlarında yerimizi hep birlikte almalıyız.
Kardeşler!
Her 1 Mayıs’ta işçi kardeşlerimizle alanlarda buluşmamızı sağlayan şey, yaşadığımız ortak sorunlardır. Patronların kâra dayalı sömürü düzeni, bir taraftan ekonomik krizlerle, öte taraftan ise yol açtığı emperyalist savaşlarla dünyadaki işçi ve emekçi kitlelerin yaşamını cehenneme çeviriyor. Dünyamızı kasıp kavuran ekonomik krizin faturasını kim ödüyor? Tabii ki işçiler! Kriz gerekçesiyle işten atılan, ücretini alamayan ve mevcut haklarını kaybeden biz işçiler değil miyiz? Her geçen gün işsizlik rakamları büyüyor. İşsiz kardeşlerimiz açlığa itiliyor. Çalışan kardeşlerimizin ise ücretleri düşürülüyor, çalışma saatleri uzatılıyor, çalışma temposu hızlandırılıyor ve itiraz edenlere “kapı” gösteriliyor. Ağırlaşan çalışma koşulları işçilere ölüm getiriyor. Türkiye’den Çin’e, ABD’den Rusya’ya kadar dünyanın her köşesinde yaşanan iş kazalarında işçi kardeşlerimiz hayatlarını kaybediyorlar.
Patronların kâr düzeni öylesine kokuşmuş ki, gerekli önlemler alınmadığı için sel ve deprem gibi doğa olayları yüz binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan felâketlere dönüşüyor. Haiti’deki yoksul kardeşlerimiz açlıktan dolayı çamurdan kurabiyeler yemek zorunda kalıyorlar. Afrikalı kardeşlerimizin ölmüş bir fili parçalayıp yemek zorunda kalmasını nasıl ifade etmeli? Afrika’da milyonlarca insan açlıkla ve hastalıkla boğuşuyor, her gün yüzlercesi ölüyor. Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’ta ve daha nice ülkede bombalar patlıyor, onlarca insan ölüyor ve bir o kadarı da sakat kalıyor. Neden? Çünkü emperyalist-kapitalist güçler dünyayı yeniden paylaşmaya tutuşmuşlar. Her emperyalist ve kapitalist güç, kendi sermayesinin önünü açmaya, ona yeni pazar ve yatırım alanı bulmaya, çıkarlarını garanti altına almaya, enerji yataklarını kontrol etmeye çalışıyor. ABD bu nedenle Afganistan’ı ve Irak’ı işgal etti. Pakistan’da, Yemen’de ve diğer ülkelerde bu nedenle bombalar patlatılıyor. Savaş bu yöntemlerle sürdürülüyor.
Kardeşler!
Tüm bu haksızlıkları sineye mi çekeceğiz, hiçbir şey yapmadan sessiz mi kalacağız? Yaşadığımız sorunların çözüm yolu birlik, dayanışma ve mücadeleden geçiyor. Gün, böyle gelmiş böyle gider deme günü değildir. İşçiler birleşip mücadele etmediği müddetçe hiçbir hak elde edemezler. Daha da önemlisi mücadeleye girişmeyen hiçbir işçi kazanacağına inanmaz. İşçilerin birleşmesi ve mücadele etmesi umutları arttırır. Dünün korkak ve çekingen işçisi, cesur, atılgan ve bilinçli bir işçi haline gelir. Yani mücadele etmek insanı insan yapar. Eğer bundan tam 124 yıl önce ABD’li işçi kardeşlerimiz sekiz saatlik işgünü talebi için ayağa kalkmasalardı ve bu yolda çetin bir mücadele vermeselerdi, patronlar bu hakkı bize verirler miydi? Amerikalı işçi kardeşlerimiz “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” talebiyle mücadele ettiler ve kazandılar. Dünyada işçi sınıfı bu talebe sahip çıktı ve patronlar 8 saatlik çalışma gününü kabul ettiler.
Ama bugün Türkiye’de işçilerin güçlü bir örgütlülüğü olmadığı ve saldırılara gerekli cevap verilemediği için, patronlar her türlü dayatmayı kabul ettiriyorlar. İş saatleri 8 saatin üzerine çıktı, işten atmalar hızlandı, taşeronlaştırma yaygınlaştı, esnek çalışma hayata geçirildi, ücretler düşürüldü ve sendikasızlaştırma aldı yürüdü. İşte tüm bu saldırılara dur demek için fabrikalardan alanlara çıkmalıyız. UİD-DER’de birleşen biz işçiler, bütün işçi kardeşlerimizi birlikte 1 Mayıs’a katılmaya çağırıyoruz. 1 Mayıs’ı dünya işçi sınıfına armağan eden mücadeleci işçilerin yolundan ilerleyelim! İşten atmalara, iş saatlerinin uzatılmasına, ücretlerin düşürülmesine, taşeronlaştırmaya, esnek çalıştırmaya, sendikasızlaştırmaya, emperyalist savaşlara dur demek için fabrikalardan alanlara, haydi UİD-DER’le 1 Mayıs’a!
46. Yılında Kavel Destanı
Taleplerimiz İçin 1 Mayıs’ta Alanlara!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...